KARTOPU (Çocuk öyküsü)
Soğuk bir kış günüydü. Ece, minik beyaz kedisini kucaklamış, pencereden yağan karları seyrediyor, bir yandan da kedisini okşuyordu. kedicik, bu sıcak ve minicik ellerin okşamasına, mutluluk dolu mırıltılarla cevap veriyordu.
Ece’nin kardeşi yoktu. Minik kedisi onun hem kardeşi, hem de arkadaşı idi. Sabahları, onun mırıltıları ve patilerinin okşayışları ile uyanır, onunla oynar, yemeğini suyunu verirdi. Okuldan gelince kapıyı açan annesini kucaklar, ayaklarına sevgiyle sürtünen Kartopu’ na da özlemle sarılırdı. Birbirlerine öylesine alışmışlardı ki, hiç ayrılmaz olmuşlardı.
Ece, ders yaparken ona sokulan Kartopu’nu ikide bir okşar, onunla konuşurdu. Kartopu da uslu bir çocuk gibi Ece’nin dizinin dibinden ayrılmazdı.
Kartopu, öyle güzel bir kediydi ki, tüylerinin çoğu bembeyazdı. Başının üstü, patileri, kuyruğu ve sırtındaki benek gri tüylerle kaplıydı. Sanki şapkasını ve patiklerini giymiş gibiydi. Gözleri çok tatlı bir yeşildi. Pembe burnunu, patilerini sık sık yalar, tüylerini devamlı temizlerdi. Uykuyu ve okşanmayı çok severdi.
O gün Ece’lere kalabalık bir misafir topluluğu geldi. Misafirlerin iki de yaramaz oğulları vardı. Kartopu, bu çocuklardan hiç rahat edemedi. Zavallıcık, devamlı kuyruğunu çeken, onu kovalayan çocuklardan kurtulmak için çok çabaladı. Koltuğun altına, perdenin arkasına, dolabın yanına, nereye saklansa, iki küçük afacan onu yine buluyor ve mıncıklıyorlardı. Hele biri yanlışlıkla kuyruğuna basınca,Kartopu can acısıyla bu yaramaz misafiri tırmalayıverdi. Çocuk, iki gözü iki çeşme ağlayarak Kartopu’nu annesine şikâyet etti. Kartopu’cuk konuşamıyordu ki kendisini savunsun. Onu nasıl mıncıklayıp rahatsız ettiklerini anlatsın. Kartopu suçlu bulundu. Azarlanarak küçük odaya kapatıldı. Zavallı, ’suçum ne’ der gibi bakakalmıştı. Ama o yaramaz çocuklardan kurtulduğu için de rahatlamıştı. Ece’nin odasındaki minderin üstüne kurulup oturdu. Yine patilerini, tüylerini yalayıp temizlemeye başladı.
O da ne? Birden açılan kapıdan yine o iki küçük yaramazlar odaya koşarak girmediler mi? Kartopu bu sefer daha akıllıydı. Koştu, dolabın arkasına saklandı. Hiç ses çıkarmıyor, kıpırdamıyordu. kalbi küt küt atıyordu. Çocuklar onu göremeyince annelerinin yanına gittiler. Kartopu saklandığı yerden yavaşça eğilip baktı. İçinden gülüyor, onu bulamadıkları için seviniyordu. Ece okuldan gelene kadar mışıl mışıl uyudu. Okuldan gelen Ece’nin kucağına atlayan Kartopu, kendi diliyle mırıl mırıl o küçük yaramazları şikâyet etti.
SEVGİLİ ÇOCUKLAR: Bize mutluluk veren, yalnızlığımızı paylaştığımız, alışınca onları çok, ama çok sevdiğimiz hayvanlardan biri de kedilerdir. Bizim onlara verdiğimiz sevginin kat kat fazlasını onlar da bize verirler. Onları ne kadar hoş tutarsak, incitmeden seversek, onlar da o kadar uysal ve tatlı olurlar...
Hâlenur Kor