- 6550 Okunma
- 6 Yorum
- 0 Beğeni
UMMAN NİNENİN MEKTUPLARI - 1
Önsöz:
Uzun süren meslek hayatımda muhitimizin birçok tipik, sosyal hayatı incelemeye değer, köylerinde çalıştım. Dillerini (ağız ve şivelerini) sosyal hayatını gelenek, görenek, örf ve adetlerini ilgi duyarak inceledim. İlgi duyduğum taraflarını kaleme aldım. Bilhassa Ummuhan Ninenin dostluğunu kazanarak, askerde olan torunu Kara Ahmet’e mektuplar yazıverdim. İmlâ ve telaffuz kaideleri nazara itibara alınmayarak çevrenin hususiyeti olan şive veya ağızla yazılmıştır. Bu mektuplar hayâl mahsulü olmayıp hepsi köy gerçeklerinin ta kendisidir. Bu kitapçığımla sizlere çevremin sosyal hayat ve geleneklerini bir nebzecik olsun tanıtarak faydalı olabilirsem kendimi bahtiyar sayacağım.
1964- Mehmet YILMAZ
UMMAN NİNENİN MEKTUPLARI - 1
Ey benim deruni dilden, cânı gönülden, ilâna gibi dürülgen, gursağımın incisi, gözümün zencisi, bağrımın dört parmak aşşâsında zabah yıldızı gibi parıl parıl parlıyan, gök boncuk gibi ışıl ışıl ışıldeyen, çay gibi çağıl çağıl çağıldeyen, gıymatlım, çılbağım, gaplanım, evranım, gülüm, Gara Amadım benim.
Nasılsın? Eyimisin? Eyi olmanı Cenabı Hak’tan dova ve neyazi eylerin. Bizi sorarsan hamd olsun ırabbımıza hindilik çok eyiyiz. Sen Aslan, garip Gara Amadımında bu münval üzere olmasını dileyoruz.
Oğlum, buradan havadis isteyon. Gök Durmuş düğün eddi. Kel Osman’ın Topbaş Zeynebi aldı. Düvünü çok eyi oldu gari. Ah bi olmalıydın da bende eller gibi oyununu doya doya bakeydim de sevineydim.
Esmilen Hakgı bi oyun atıvedi emme; Gudurasının oğlu çok faydalı oyneyyo çok. Aynı Hasan emmisi gibi. Hopleyşini bi göreydin, acık da ırakı işmiş. Mısdıvecinin Ümmü gız elden utanmısa damın üstünden atlep, oğlanın boynuna poçasını doleycek. Ne etceğni bilemeybatı gızcaz.
Arap Alının sarı öküz öldü, gızıl gurt bulmuş. Gannı demirinnen yakdılar emme, nahasın gurtaramadılar. Asardan Aş yemez Osmanı bile getirdile, O da bişey yapımadı. Oda ocağı sönesi öküzlere biyol bu dert çıkdı. Oğlancağza yazık oldu gâri. Oğlan bet tasılanıbatı. Gonşula teselli ediyo emme, ne ossa boş. Gidi mor tosun bağıra bağıra. Allah cilbir tekliği vermesin.
Keş Osman’ın Habbili gızın gaca nişanı atıldı. Nişanını Gulaksız Alı, Gacar Amat, Kedi Osman, Gacar Mısdıva, Goca Durmuş atmışlâ. Nişanında; dört dene al grap, üç çeki, iki cizi gabırga, üç dene sarı göyneklik, iki yel bileziği, yarım okga çam sakızı, yedi dene çevre götürmüşle. Zengin deymi ya Amadım! Zar götürüler. Hele bi esgerlin yetsin, sene de ne gızlar buluruz. Iramatlı dedenin gadife delmesi öylece sandığımda duruyo. Gelesiye bi geyde kövü iki üç yo dolanıve; kaç dene haber geliyo bakıve. Bizleri bile o delme aldatdı. Sen onun üçün marak edme.
İsmelcenin Durgadın, Isman’ın meresine girmeyomuydun? Bi yorgan, üç evlek tarla, iki çanak, bi sitil düşmüş. Epeyce malı va. Senden ötürü nenesiErepceye biyolcuk naf çaldırdım.
- “Oğlan biyo esgerden gesin, goley olur” dedi.
Gızın gönü va gibi. Hergün bizim gocu kapının yandan geçiyo. Bekir Dayına çünüğü dünürlüğe salalım. Oluvercek olussan, gök deredeki yarım dönüm hisseyi satar çapıt görüz. Düvün işini de al daneyle gara gulak guzuyu satarız. Al dana, anan ıramatlının ineciğinin danasıydı emme, ne idelim gine alırız. Davılıda iki edelim oğlum ibiret için urkuycuların evinin yanda bi sehet dövdürelim. Davılcı Topal Hakkı davılı güzel huruyo. O davul dövdükçe hu yaşdan sonura benim bile içim bi hoş oluyo.
Ah Amadım ötey gız çok iyiydi emme, gaçırdık bakma gari. Zebeb olannar kebab osun; donuz başı bulası Zeliya zebeb oldu. Her gün ileniyon. Eveli gün Irza Oğlanın yanda bet ilendim gâri bet. Naha patlak Zeliyaca, gara gursandan bul, yağlı gurşun önüne gel, ırabbım bilinmedik dertle vesin, guruya gal seydi vaggasına uğra, naha patlak gözün kör osun da sürüm sürüm sürün, naha da bışça handan, ciğer bağından yan daleciğin patlasın, ocağın tütmesin, gıymatlından bul uluyası eğri bacak, yıkıla gal, naha tümbek, goca goca tefci yolunu gayıp et, çenen düşsün, dilin gopsun! Dedim de betettim. Haa oğlum, Eski Köylü Memiş’in Gadir Oğlan esgerliğe senin yana gelceymiş. Orası eyi değlisen, höyle eyi bi yere düşür gâri. Onbaşıymışın işdeya… köylüler çok övüpbatı gâri; onbaşı olmuş otura gomuş deyyolla. Yanındeki esgercikleri irezil etme oğlum, senin gibi yetimler vardır.
Oğlum bi hotugırafını yollı da , mescide çakıveren, eş dos baksın. Zaddine oğlan akıl yüküymüş deye, seni dillenden düşürmeyolla.
Amadım deyceğmiz bugıda. Bu yandan ben selam eder gara gözlenden doyunceye gadar öperin. Irmazan Oğlan, Habbili Gız, Mısdılı selâm eder ellenden öperler. Gonşuladan, Topal Asiyse, Gacar Amat, İmselce, Hapış, Gara Elif, Çünük Amcan, Muradın Mısdıva, Çakıcı Dayın, Gaz Amat, Hörücenin Kör Oğlan, Fadime’nin Hamit, Nazife’nin Mısdıva, Çivili İbiram, Çil Ümmet, göccük Osman deden, Ekdi İmsel deden, Tarneci Hasan dayın, Gılı Gılı Zeynep selam ederler. Bizi yola Bakıdıp durma meddubun covabını çabık yolla Amadım.
Öğretmen Yazar Mehmet YILMAZ (1928-1999)
Kırca Köyü-Acıpayam/DENİZLİ
YORUMLAR
Târihî eserin, kelimeyle sanatlaşmış duruşunu görüp- ilmek-ilmek dokunuşunu heceledim...
Millet olmanın, kalemle resmedilmiş tapu senedini gördüm...
Millî duyarlılığınıza, bir kere daha hayran kaldım; Salih Erdem(erdemoğlu).
Methiyeye aslâ ihtiyâcınız yok; bunu, çokiyi biliyorum amma, kendimi, yazmaktan alıkoyamıyorum.
Eseri okudukça, Özay Gönlüm'ü hatırladım...
Engin Gönlüne, Selâm yolladım...
kadiryeter Kadir Yeter.
08.02.2013- TRABZON.
w.edebiyatdefteri.com/yazioku.asp?id=3193
erdemoğlu
Not: "Ummuhan Nine"yi, Umman nine diye bilerek mi, kısalttın?... deniz- deryâ(gönlü zengin) anlamında mı?
Salih Erdem
Umman Nenenin Mektupları'nın yazarı, Öğretmen Mehmet Yılmaz'dır. Kendisini rahmetle anıyorum.
Bu mektupları seslendirerek Türkiye çapında tanınmasını sağlayan ise Özay Gönlüm'dür.
Burada okumuş oldunuz birinci mektuptur. Bu mektuplarda kullanılan ağız, Mehmet Yılmaz'ın Umman Ninenin Mektupları kitabının önsözünde belirttiği gibi Denizli İli Acıpayam İlçesi köylerinin -özellikle Kırca Köyü'nün- ağzıdır. Bizim oralarda "ümmühan" adı "umman" şeklinde telaffuz edilir.
Bu mektubu burada almamdaki amacım, aynı zamanda köylüm olan Mehmet Yılmaz Öğretmenimi Edebiyat Defteri üyeleri ve okurlarına tanıtmaktır. Vaktim ölçüsünde, Umman Ninenin diğer mektuplarını da yayınlamayı düşünüyorum.
Selamlar.
kadiryeter
Sağolasın Ustam... Size çok zahmet verdim... eklediğiniz bilgilerden, Umman ve Özay Gönlüm'le olan kısmını şimdi öğrenmiş oldum... diğer bilgileri doğru tahmin edebildim.
Yazarın, köylünüz olmasına ayrıca çok sevindim. Çok zor bir işi başarmış. Ruhuna Minnet duydum. Kırk yaşını aşmış herkes, bu değerleri bilir ve mırıldanır...
Şunu, unutmamam lâzım demek ki: "Öğretmen, Mehmet Yılmaz" Özay Gönlüm'ün çalıp- söylediği eserlerin asıl kaynağı.
Görüyor musun Kadir, insan; şu dünyâda, hergün yeni birşey öğreniyor... nice sessiz Ustalarımız var; Millî Değerlerimizi, Millî Kültür mîrasımızı derleyip, âhirete göçüp gidenler... ve Sağ olup da tanıyamadıklarımız...
Dilerim; Allah, güzel Gönlünü hoş etsin... Âmîn.
kadiryeter
Sekiz şubat ikibinonüç
Salih Erdem(erdemoğlu)'a...
Yarı yerinde .Gayri ihtiyari. Gözlerime hücum eden yaşlar okumamı zorlaştırsada.Muzafferen Bitirdim.Tavas İlçesinde Onbaşı iken bunlara okadar şahit oldumki.Mazinin tınısı gibi uçuşan ifadeler.Tarih olan en güzel yanımız Mektup.İnsanımızın Dağ yüreğinin küt küt attığı satırlar.Söylenerken dahi tutar korkusu ile naif beddualar ne diyeyim bilmem.Öpesim geldi sizinde Ümmühan nineninde ellerinden.Yaklaşık çeyrek asır öncede kalmış duygularımı yaşattınız.Belki edebiyat bu işte.İnsanı ceset noktasından RUH. Merkezine odaklayan yanımız.Ellerinize sağlık.selam ve dua ile.
Hayatım boyunca görüp göreceğim en sevgi dolu en güzel en muhteşem mektup aslına sadık kalmışsınız. Ellerinize sağlık devamının olmasını diliyorum. Beğenimi anlatmak için çok kelimesinin üslü katlarından pekçok almam lazım. Teşekkür ediyorum. Ümmühan nineye sevgi ve selamlarımla.