SİHİRLİ TARAK
SİHİRLİ TARAK ( Bazı yorumlarda sanki istihza var gibi geldi. Bu bir çocuk masalıdır. Saygılar...)
Güneşin pırıl pırıl aydınlattığı, ağaçların kopkoyu gölgelediği bir orman kasabasında Ayşe adlı küçük bir kız yaşıyordu. Ayşe, babasını daha küçükken kaybetmişti. Annesiyle, iki odalı, küçücük, sevimli bir evde oturuyorlardı. Ayşe; uzun dalgalı saçları, elâ gözleriyle çok şirin, çok güzel bir kızdı. Küçükken ağır bir hastalık geçirmişti. Bu yüzden duyamıyor ve konuşamıyordu. Ama öyle sıcakkanlı, öyle arkadaş canlısı idi ki, herkes onunla arkadaş olup oynamak için can atardı.
Bir gün Ayşe’nin annesi hastalandı. Ayşe, annesine öyle güzel bakıyordu ki, herkes onu daha çok sevmeye başladı.
Ayşe, uyuyan annesine gözleri dalmış, düşünüyordu. Ellerini açıp içinden dua etmeye başladı:
‘’Allahım! Ne olur ben de duyup, konuşabilseydim. Ne olur bana yardım et Allahım. Anneme şarkılar söylemek istiyorum. Böyle hasta yatarken kim bilir ne kadar canı sıkılıyordur. Konuşabilseydim, ona öyle güzel şarkılar söylerdim ki, anneciğim iyileşirdi belki kim bilir? Ne olur Allahım, bana yardım et!
O sırada pencerede biri belirdi. Güzel gözleriyle gülümseyen bir sincap ona bakıyordu. Ağzında altından bir tarak tutuyordu. Ayşe şaşırmıştı. Ormanda her zaman oynamak istediği sincaplardan birisi ona hediye mi getirmişti? Küçük sincap tarağı pencerenin kenarına bırakarak Tüylü kuyruğunu savurup kaçtı. Ayşe’cik arkasından bakakalmıştı.
Sevinçle tarağı aldı. Ne kadar da güzeldi. Örgülü saçlarını çözdü.Altın tarakla taramaya başladı. O da ne? Kulağına tatlı tatlı gelen sesler de neydi? Şimdiye kadar hiç ses duymayan kulaklarında güzel bir müzik çalınıyordu. Durdu. O taramayı bırakınca, müzik sesi de durdu. Ne olduğunu anlamaya çalışıyordu. Rüyâ mı görüyordu? Yoksa duaları mı kabul olmuştu? Tarağı yavaşça saçlarında gezdirdi. Evet, işte o tatlı sesi yine duyuyordu. O kadar şaşkın, o kadar sevinçliydi ki… Uzun, dalga dalga saçlarını taradıkça taradı. Altın tarak saçlarında gezindikçe, altından pırıl pırıl notalar, rengârenk çiçekler etrafta uçuşmaya başladı. Yükselen tatlı sesler, insanı büyüleyen güzellikte bir öykü oluşturmuştu. Dalgın yatan annesi gülümseyerek gözlerini araladı. Yüzüne renk geliyor, ne olduğunu anlamaya çalışıyordu. Kulağına gelen şarkı şöyle söylüyordu:
‘’Anneciğim, benim güzel anneciğim,
Sesimi duyuyor musun?
Seni çok seviyorum.
Hadi gel anneciğim
Hadi ellerimi tut…
Seninle kırlarda çiçekler toplayalım,
Seninle yollarda kuş gibi hoplayalım.
Anneciğim, benim güzel anneciğim.,
Sesimi duyuyor musun?
Seni çok seviyorum…
Annesi doğruldu. Başucunda gülümseyerek saçlarını tarayan kızından mı geliyordu bu sesler? Bu uçuşan altın notalar, altın çiçekler neydi? Nasıl da güzel bir şarkıydı. Bu mis gibi kokan koku da neydi?
Ayşe’nin gözleri annesine sevgiyle bakıyordu. İkisinin de gözlerine yaşlar dolmuştu. Annesine sımsıkı sarıldı. Ona sorular sormak istiyordu. Aklından geçirdiği bu sözleri düşünürken, titreyen elinde tuttuğu altın tarağı saçlarına sürdü. Aman Allahım! Tatlı bir ses:
‘’Nasılsın anneciğim?’’ diyordu. Sihirli tarakla saçlarını taradıkça annesiyle konuşabildiğini fark etti. Ne büyük bir mucizeydi bu? Annesi yatağından doğrulup kalktı. Hastalığından hiç eser yoktu. Neşeyle, sevgiyle kızına sarıldı. Sihirli tarağı kızının elinden aldı. Kızının saçlarını tararken, ikisi birden şarkı söylüyorlar, mutluluktan uçuyorlardı:
‘’Benim annem ne güzel,
Ne güzel benim kızım.
Yaşamak,
Mutlu olup yaşamak,
Bu minicik evimizde el ele,
Kalbimiz sevgi dolu yaşamak,
Ağaçları, kırları,
Şu yemyeşil kırları görebilmek ne güzel…
Koşabilmek ne güzel…
Benim annem ne güzel…
Ne güzel benim kızım…’’
YORUMLAR
Aman Allah'ım ! Ne kadar yaşlanmışım...bu yazı beni nasıl da ağlatabildi....yaşlılık nasıl bir şey böyle...
Sizi tebrik mi etmeliyim acaba diye düşünüyorum Sevgili Yazar..hani beni ağlattığınız için yani..
Gerçekten çok duygusaldı yazınız..Etkilenmemek mümkün değil..Tebrikler.
Çok güzel di, bence çok güzel hikaye ve deneme yazıları yazabilirsiniz.
Etkileyici, bazı kalemlerin yazısını okurken yazarın sözcükleri bir araya getirmek için kendisini zorlandığını yazısında hissedebiliyorum ama siz çok rahat bir şekilde kendinizi zorlamadan yazdığınıza inanıyorum.
Umarım yazılarınızı kaçırmadan okurum.
Sevgiyle kalın.