Sana ulaşan yolları kaybettim diye tüm bunlar...
Koyuyor be Tanrım! İçimde bir yerlere koyuyor bakışlar… Hatıralar… Uzatmak istemesem de, istemeden acıyor bu yürek! Adımın her anılışında, sanki yüreğe yine dokunacaklar diye ödüm kopuyor! Duyarken, dinlerken omuzlarım gurur takınıyorlar; ama yüreğim burkuluyor, bakışlarım dalıyor uzaklara… Kelimeler eksik, kelimeler yaralı. Kelimeler cılız.Taşımıyor, anlatmıyor, tanımlamıyor bu duyguyu,Sana ulaşan yolları kaybettim diye bütün bu şaşkınlıklar...Sonra senin eserlerine umut bağlıyorum. O güzellik nüshaları… İşte onlar beni gülümseten! İmkânsız diye bir şey yoktur diyorum sonra da! O güzelliklerden, o şaheserlerden nasıl imkânsızlık manasına erebilirim ki? Buna gücü yeten Rab, beni de, yüreğimi de kurtarabilir diyorum. Yanılmadığımı biliyorum! Ama uzun zamandır bekliyorum! Çok uzun zamandır… Tutunamıyorum. Yalnızca hissediyor insan, yaşıyor.Yalnızlıklar peşimde.Renklerim, gün içinde değişiyor. Soluyorum, soğuyorum. Güneş ulaşmıyor içerilerime. Küfleniyorum, yaşlanıyorum. .Zamanla helalleşmek farz oldu! İyi günümde, kötü günümde hep benimleydi! Deva ondadır dediler, ben bekledim, ama bulamadım.Ümidimi ısıtacak, parlatacak, kımıldatacak bir şeylere ihtiyacım vardı...
Bana o dediklerinden vermedi zaman… Ben de hülyalara daldım. Kanıma işleyene kadar içime çektim. Gözlerimi kapatmak bu hayata, geçici de olsa, uyuşturuyor acımı!
Varsın ölüme mesafem azalsın sigaramın ucunda… Gösterebildiğim tek çabam bu! Ya da cesaret edebildiğim tek eylem bu! Kalp kırsa da… Tek silahım kendime karşı! Vurmaya sinsi sinsi yaklaşıyorum! Açıktan yapmaya cesaretim yok; kendi kendimi arkamdan vurabilme cüretine sahibim sadece. Kendimle yüzleşemediğim gibi ve ölümle yüzleşemediğim gibi, kendimi ölümle de yüzleştiremiyorum! Sanırım burası, iradenin kadere teslim olduğu nokta! Ne ölmeyi becerebiliyorum ne de yaşamayı… Yapabildiğim sadece sebep doğurmak, Ölüme gebe olup! Adı; yalanlarımın, hatalarımın, günahlarımın ve acılarımın sesli harflerinden oluşacak! Soyadını umutlarım oluşturur!
Herhangi bir belirtisini göremiyorum bu aralar… Ne bir mide bulantısı; ne de bir tekme atışı. İşte yine kader! Önümdeki koca engel! Kaldırabilecek olan sadece koca bir el! Ben bu noktada iradenin terkine mahkûm oluyorum!
İnanç noktasında sürgüne gönderiliyorum. Valizimde; korkularım, hayal kırıklıklarım, paramparça umutlarım, kabullenmişliklerim! Ve derinlerimdeki yeşilim…
YORUMLAR
Adımın her anılışında, sanki yüreğe yine dokunacaklar diye ödüm kopuyor! Duyarken, dinlerken omuzlarım gurur takınıyorlar; ama yüreğim burkuluyor, bakışlarım dalıyor uzaklara… Kelimeler eksik, kelimeler yaralı. Kelimeler cılız.Taşımıyor, anlatmıyor, tanımlamıyor bu duyguyu,Sana ulaşan yolları kaybettim diye bütün bu şaşkınlıklar.
YÜREGİNİZE SAGLIK GERÇEKTEN GÜZEL OLMUŞ HAZAL HANIM FAZLA SÖZE GEREK YOK YAZINIZ HERŞEYİ AÇIK VE NET ANLATMIŞ
Ölüm zaman zaman gelsin diye çağırdığım bir dost. Vakit tamam olmadan gelmem diye bağırıyor yinede. Geçmesi gereken bir vakit var.Belki af için tanınan son bir şans. Her insan bir dünya. Mahşerim gelmeden koşmalıyım başka dünyalara, ve tutmalıyım düşenlerin ellerinden. Benimkinden tutan olmamışsa bile. Bir yetimin gülümsemesinde bulmalıyım huzuru. Bir darda'nın gülüşünde mutluluğu. Güzel yazı. Bence devam et boğuşmaya kendinle. Kemalat böyle böyle gelecek galiba..Sevgiyle kal.