- 1388 Okunma
- 38 Yorum
- 0 Beğeni
BEDEL
Toprağın altından yaramaz çocuk edasıyla fışkıran küçücük ama kuvvetli bir ses geliyordu.. Aceleci ve tedirgindi.. Bembeyaz bedenini toprağın sıcaklığı ile ısıtıyor güneşe çocuksu bir bakış atıp ben geldim diyordu.. Bu cıvıltılar toprağın sıcaklığı ile ısınan, güneşin ışığıyla açtıkça açan bembeyaz gelinliğini giymiş sarı şapkalı narin papatyadan başkasına ait değildi.. Şapkasının etrafında oluşan beyaz yapraklar güzelliğine güzellik katıyor gerdanda inci misali parladıkça parlıyordu.. Bu ince ayrıntılar onun endamının ününün sebebini sormadan açıklıyordu.. Köklerini toprağın altına sağlamlaştırarak tüm bedenini güneşe, aşka, masumluğa ve gelinlere armağan etmek için güneşin ışığına sunuyordu.. Güneş ile sevişiyor bu bütünlüğün sonunda yaprakları daha beyaz bedeni daha bir yeşil oluyor kendini daha bir güçlü hissediyordu... Papatya ondan bir söz de alıyordu, zamanı geldiğinde güneş ısınmaya hazır yüreklerin sevda tomurcuklarını ısıtacak ısıttıkça tomurcuklar açacak ve çoğalacaklardı... Papatya etrafına bakınıyor ara ara diğer canlıların doğadaki salınışlarını izliyordu... Mutevazılığın, saflığın ve temizliğin sembolü olmasına rağmen içinden hafif bir gurur damlacığı akıyordu.. Kendince belki de haklıydı; çünkü o gerçek ve masum sevgilerin tek çiçeği olduğunu biliyordu..İçten içe bu mutluluğu içinde yaşıyor aşk ve sevgi için besliyordu kendini..
Çimenler en güzel yeşiline bürünmüş, gökyüzü en mavi en açık rengini sunuyordu doğaya... Sanki pınar daha bir berrak akıyor dibindeki çakıllar daha bir parlıyordu suyun dibinde..Sanki onlar da bu törene hazır gibiydiler..Papatya ayak seslerini duyuyordu... Sevdalarını yüreklerinde yaşayan iki can, mutluluğun doruklarında aşkın en coşkulu durağında bir içim su vaktinde geliyorlardı... Sesler yaklaşıyor yaklaştıkça tören anlamını kazanıyordu..--Bir el papatyanın bedenine yaklaşıyor, köklerini topraktan usulca çekiyordu.. Papatyacığın canı acımıyordu çünkü biliyordu bu güzelliğinin BEDEL inin ne olduğunu..Sonsuzluğa mutlu giden belki de tek çiçekti o... Nefes alışverişi, sarı şapkasının kenarındaki beyaz yapraklarının tek tek dökülmesiyle daralıyor daraldıkça bu sesler çoğalıyordu seviyor-sevmiyor, seviyor-sevmiyor, seviyor-sevmiyor..... Aşka vereceği bedelin son virajındaydı...Bu ritim eşliğinde çoğalan sesler vedalaşmanın sona bir vuruşundaydı...
Güneş sevdalıların yüreğini ısıttıkça ısıtıyor onları birbirine daha çok yaklaştırıyordu.. Belki de papatyaya verdiği sözü tutmaktı tek niyeti..
Bedel bazen nefes almamak bile olsa yaşamın gerçek değerlerinin, güzelliklerinin devamına bir parça katkı olacaksa dünyadan bir papatya....................................................
Beyaz Ağıt / Mehtap ALTAN
YORUMLAR
Çimenler en güzel yeşiline bürünmüş, gökyüzü en mavi en açık rengini sunuyordu doğaya... Sanki pınar daha bir berrak akıyor dibindeki çakıllar daha bir parlıyordu suyun dibinde..Sanki onlar da bu törene hazır gibiydiler..Papatya ayak seslerini duyuyordu... Sevdalarını yüreklerinde yaşayan iki can, mutluluğun doruklarında aşkın en coşkulu durağında bir içim su vaktinde geliyorlardı... Sesler yaklaşıyor yaklaştıkça tören anlamını kazanıyordu..--Bir el papatyanın bedenine yaklaşıyor, köklerini topraktan usulca çekiyordu.. Papatyacığın canı acımıyordu çünkü biliyordu bu güzelliğinin BEDEL inin ne olduğunu..Sonsuzluğa mutlu giden belki de tek çiçekti o... Nefes alışverişi, sarı şapkasının kenarındaki beyaz yapraklarının tek tek dökülmesiyle daralıyor daraldıkça bu sesler çoğalıyordu seviyor-sevmiyor, seviyor-sevmiyor, seviyor-sevmiyor..... Aşka vereceği bedelin son virajındaydı...Bu ritim eşliğinde çoğalan sesler vedalaşmanın sona bir vuruşundaydı...
Güneş sevdalıların yüreğini ısıttıkça ısıtıyor onları birbirine daha çok yaklaştırıyordu.. Belki de papatyaya verdiği sözü tutmaktı tek niyeti..
Bedel bazen nefes almamak bile olsa yaşamın gerçek değerlerinin, güzelliklerinin devamına bir parça katkı olacaksa dünyadan bir papatya....................................................
TEBRİKLER YÜREKTEN KUTLARIM HARİKA SAYGILARIMLA
Üstadem..
Severken öldürmek derler buna papatyaları
sevenlerin yaptığı gibi..
Mum misali yandıkça mutlu olan papatyalar
yüreğine diyor.Seni vede bu eserini kutluyorum TEBRİKLER..
Her zaman sevdim kaleminizi vede yazdıklarını..Selam ve
muhabbetle Allaha emanet olun..yudumyunus
ve zamanında az mı koparmadık bu papatyaları...sırf bir inançtı içimizde belki de bir teselli seviyor ya da sevmiyorlara dair koparılırken parmaklarımızdan teker teker yapraklarının...milyonlarcası kurban gitti bu uğurda...kiminin neşesine neşe kattı...kimini de hüzünlendirdi...sonuçlar hep iki ihtimalliydi oysa...ya seviyor çıkıcak ya da sevmiyor...bile bile gene de canlarına kıyıldı...önemli olan o duyguyu tadmak ve zevkine ulaşmaktı seviyorların...bir çiçek dalından koparılmış ne önemi var...görebilseydik eğer onlardaki o güzellikleri, çekebilseydik içimize ağır ağır mis gibi kokularını, hayatımıza kattıkları güzel renklerinin farkına varsaydık belki kıymayacaktık aşk uğruna bu güzelim çiçekleri...aslında ben bütün çiçekleri bir canlı olarak düşünüyorum ve geçmişte kendim de bu yöntemi uygulamış biri olarak nasıl kıymışım diyorum nasıl düşünememişim diye kendime çok kızıyorum...aşk gözlerimizi kör etmişti herhalde o yüzden onlardaki o güzelliklerin farkına varamadık ve en önemlisi de onları da bir canlı gibi düşünemedik...halbu ki onlar ne tipilere ne fırtınalara direnerek toprağa sıkı sıkıya tutunmuşlardı hayatta kalmak için...
çok sade ve güzel bir anlatımla başarılı bir yazı denemesi diyebilirim...insanı sürükleyen ve düşündüren çok güzel bir yazıydı...kutluyorum DOST...sevgiyle...
Aşka vereceği bedelin son virajındaydı...Bu ritim eşliğinde çoğalan sesler vedalaşmanın sona bir vuruşundaydı...
Güneş sevdalıların yüreğini ısıttıkça ısıtıyor onları birbirine daha çok yaklaştırıyordu.. Belki de papatyaya verdiği sözü tutmaktı tek niyeti..
Bedel bazen nefes almamak bile olsa yaşamın gerçek değerlerinin, güzelliklerinin devamına bir parça katkı olacaksa dünyadan bir papatya....................................................
Bir papatya hayata tutunmak için çabalarında hep kazanmıştır. Hayatta belkide tek emek verilmeden elde edebildiğimiz çiçektir... Ama papatyanın bedeli bu kadar güzel dile gelince inan canım dost kalbim söyleyecek ne söz kaldı bende nede kalemden akacak iki çift söz... Sözler betimlemesede yürektekini, inan papatya betimlemiş tüm bedelleri...
Emek çeken yüreğinin bedeline sevgilerimle...
yaralı yürekten dost kalbe sevgilerimle...
Bedel bazen nefes almamak bile olsa yaşamın gerçek değerlerinin, güzelliklerinin devamına bir parça katkı olacaksa dünyadan bir papatya....................................................
Yer yüzünde o kadar çok papatya var ki hiç düşünmeden köklerinden kopartılan ve dünyanın tüm yükü onların üstüne yüklenen ve o yükün altında ezilmeleri için her gün biraz daha çabalanan bir dünya da yaşıyoruz.
Özellikle de kızlarımız. Ben burada papatyayı küçük bir kıza benzettim. Umut ve sevgi ile geliriken dünyaya bir anda kocaman eller, kararmış beyinler, ağızda salyalar, ( beni de sevebilir) umudu ile bebekken okşanan tenler ve sonrasında ise kadın olmanın bededli olan ya yok oluşluk ya da tama bir bitişlik.
Hangi papatya sahip çıkılmadığında ayakta kalabiliyor ki. Tıpkı topraktan kökleri kopartılarak yapraklarında sevgi arayan insanların yok etikleri gibi, küçücük papatyalarımız her gün yok oluyor dünyada.
Kadın olmanın bedeli bu kadar apır olmamalı değil mi sevgili şairim.
Özel bir yazı ve anlatım idi.
Kutluyorum kaleminizi ve sevgiler yüreğinize. Hiç bir papatyanın kopartılmaması dileği ile
Nefes alışverişi, sarı şapkasının kenarındaki beyaz yapraklarının tek tek dökülmesiyle daralıyor daraldıkça bu sesler çoğalıyordu seviyor-sevmiyor, seviyor-sevmiyor, seviyor-sevmiyor..... Aşka vereceği bedelin son virajındaydı...Bu ritim eşliğinde çoğalan sesler vedalaşmanın sona bir vuruşundaydı...
PAPATYA ŞAİRENİN DİLİNDE DEVLEŞMİŞ SONU BİLİNSEDE YÜREGE TUTKU DERECESİNDE BİR AŞK EKMİŞTİR. ÇOK ANLAMLI ÇOK GÜZEL BİR PAPATYA ÖYKÜSÜ İDİ. YÜREĞİNİZE SAĞLIK ŞAİREM.
Doğru yer ve zamanda buluştuğunda nelerin başarılabileceği gerçeği birkez daha gözler önüne serilmiş dostum. İşte bir tohum,güneş,ve yağmurun mucizevi birleşimi ile gelen mucize. Yaşamın gerçek öğeleri. Mutluluğumuza mutluluk katan tabiat harikaları. Hepsi böylesi bir mucizenin eserleri ve bizim için çok değerli olan nesneler. Tıpkı evlatlarımız gibi. Onlarda doğru zamanda ve doğru yerde yapılan mutluluk oyununun meyveleri. Gün geliyor yaşamımızın gerçek anlamı oluveriyorlar ve yaşamımızın her döneminde gözlerimizi üzerlerinden ayıramıyoruz. Sevinçleri sevincimiz,hüzünleri ise en derin üzüntülerimiz oluveriyor.
Bu güzel yazınızdan dolayı sizi tebrik ediyor ve papatya güzelliğinde ,doğal olduğuna inandığım sevgi yüreğinizin hep güzelliklerle olmasını diliyorum.
sevgiyle kalınız.
Papatya nerden bilecek... desem olmaz..
Sevgililerin parmakları arasında seviyor-sevmiyor habercisi olan papatyalar...
Bir çoğumuzun parmakları arasında bir kez olsa da fal niyetine yolunmuştur... Ama güzeldir böylesi bir yolunma tabi ki sonuç seviyor olursa...
Papatya yürekten papatyanın bedelini okuduk..
Güzeldi.
Tebrik ve sevgimle
Papatya gibi olup, papatya gibi düşünmek..
Hayata bir nazenin papatya güzelliğinde bakabilmek..
Sadece bakmakla kalmayıp, aktarabilmek yaşadıklarını..
Papatyanın aldığı nefes olmak, duyduğu hazzı paylaşmak..
Mehtap Hanım, gönülden kutluyorum.
Başarılı ve güzel anlatımlı yazılarınızın takipçisi olmak isterim müsade ederseniz..
Tebriklerim, hayat bulduğu topraktan ayrılma pahasına bile olsa, yaşadığı sevinçten ödün vermeyen papatyanın güzel yüreğini anlatan yüreğinize ve kaleminize...
Selam ve sevgilerimle..
Bir anlık aşkın yoluna ömrünü feda edebilen papatya, ne kadar mutluluk zenginiyse bir ömürlük aşksızlığın yoluna servete sarılmak da o kadar fukaralıktır. Bu ana düşünce etrafında gayet akıcı bir anlatımla ifade edilmekte düşünceler. Denemeler, makale gibi kanıtlarla desteklenerek okuyucuyu ikna etme yolunda çaba sarf etmez; çünkü onun içinde bulunan samimiyet her kanıttan daha etkilidir. Siz de bu denemede bu özellikten çok yerinde faydalanmışsınız ki bizler papatyadan hareketle hayatın bir anının bile ne denli önemli olduğunu bu vesileyle bir daha görmüş olduk. Yazan kalemi kutluyorum. Tebrik ve saygılar.
Murat Arıcı tarafından 11/16/2008 3:16:44 PM zamanında düzenlenmiştir.
emek güzelliğin ana unsurudur ve bu iki olgu da bu yazıda var...
bir papatya çiçeğinin ölümünü, yok oluşunu çok güzel anlattınız
ki bu güzellikte(!) başka bir güzellik için oluyor, her seferinde...
yaprak yaprak umutlarından koparıyor papatyayı başkalarına umut olması için....
sevgimle sevgili Mehtap çok güzel bir anlatım ve anlamlı bir konuydu...
Teşekkürlerimi sunuyorum dost...yüreğine sağlık
tabiki emeginizi kutlarım çokça
sınırı olmayan tek şey düşünce gücü ve özgürlüğüdür
kendi hududunuzda naif düşüncelerin ilhamıyla yazdıgınız duygular bakış açınız iyi bir deneme
emekle gelinen zirvelerde olgunlugun demine ereceksinizdir
tanrı elbette vardır ve dogayla insanı birleştiren bir yaşam sunmuştur insana salt düşündüğünüzde yani ticarisiz bir dünya insan dogasız yaşayamaz bakın tükeniyoruz
üretmeden düşünmeden insanın varlıgı düşünce teorisi yaşama boş olmadıgımızın kanıtıdır öyleyse varız duygularımız ve illede sevgilerimiz
acının tınısını insan kendi yaratmıştır sonunuda
ilkel kominel toplumlarda çok tanrılı dönemler yaşadık
dağlara tepelere kayalara güneşe aya buluta taptık
ne kendimizi nede dünyamızı tanımadan bilim evrimleri geçirdik ve insan kendini felsefeyle tanıdı burdaki bu kadar geliş noktam burası
felsefesiz bir yaşam asla düşünülemez yine gelinen nokta
sevginin iyiliğin dünyayı ve insanı ayakta tutan tek duygudur bu insanada hep olandır ama yaşatılmayan yanımızdır ulaşacagımız okadar yol varki daha başındadır insanlık ama elimizdeki degerler kirletilmekte yanlış yönetilmekte gelecekteki nesiller bir çiçege belki hasret kalacaklar sevgiye insanlığa kaldıgımız gibi
işte bu yüzden biz gibi siz gibi düşünenler olmalıyız daha duyarlı daha sevecen daha yapıcı daha ileri sevgisini her türlü zirveye çıkaran toplumlar en iyi yaşamı yakalayan toplumlardır sevgi şevkat sulayan ve büyüten olgulardır
ve sevmek insanın kendisinide tatmasıdır aynı zamanda
bundan sonraki yazılarınızın daha yüksek yazacagınızdan eminim ama felsefenizi yükseltin bakış açılarınızda
bakın ki küçük yüreginize bu koca dünyayı sıgdıra biliyorsunuz her şey insanda bitiyor sevgi ve duygu bagınız hep yeşil kalsın saygılarımla
...........................................
Degerli Mehtap hanim yazini her zaman oldugu gibi büyük bir begeni ile okudum emin olun yazilarinizi bir baskasini bilmem ama ben cok yakindan takip ediyorum..
cok hos akici sahici samimi bir kaleminiz var umarim o güzel yüreginizde hayatinizda papatya kadar güzel ve hos olur yüreginize saglik büyük bir keyif aldim
hoscakalin
Emre AVSAROGLU
Bedel bazen nefes almamak bile olsa yaşamın gerçek değerlerinin, güzelliklerinin devamına bir parça katkı olacaksa dünyadan bir papatya..................................................
Devamını söylemeye dilimiz varmasa da değer...evet değer..
Mükemmel bir anlatım...okumak büyük keyif..Tebrikler sevgili yazar.
sevgili arkadaşım bazen dünyanın terazisi biraz haksızlık yapıyor...
bir papatya
bir gelincik kir pas içinde insanlara güzerllikler sunarken
özgür dağ rüzgarlarıyla şarkılar söylerlerken
iki insan
bir papatya falında gleecek okumak için binlerce çiçeğin kanına giriyorlar...
hayat böyle ama...
bedel demekle ne iyi etmişsiniz
bedelsiz bir şey yok hayatta...
yanlış da burda zaten
bu yazının yazım kuralları hakkında bir tek sözüm yok...
anlatımı
dizimi
ve yorumlayışı ise bana göre muhteşem....
siz beyaz hüzün
şiir kadar güzel düz yazı da yazıyorsunuz...
sevgi ve saygılar...
off arkadaşım off canım ya bu bir denemeyse sen hiç durmadan yaz bir doğuş bir aşk bir çiçek bir ölüm bir tek paptyayla böylesine güzelmi anlatılır hayran kaldım..
tek nefeste okudum ..benim sana hiç durma yaz yaz diye bağırmak geliyor içimden...seni yürekten kutluyorum
tebrikler
saygılar
canım
Her şey bir çiçeği sevmekle başlıyor.Doğanın içinde gezerken kırlara ne denli saygılı doğaya sevgili gibi davranıyoruz; ölçüp tartalım biraz kendimizi.Avrupalı gruplarda dalından çiçek koparanlara rastlamadım günlük gezi gruplarında.Ama kelebek avcılarına rastladım.Bizim insanlarımız ise çiçekleri yolarcasına toplar ve bir kaç dakika sonra da çiçek buruşmaya başlayınca atar bir kenara geçer.Salaklığın ve aptallığın bencilliğin düşüncesizliğin bundan daha büyük bir göstergesi olamaz.Oysa milli parklar içinde uyarıcı yazılar vardır; fakat onu bile dikkate almazlar.Dikmye gelince yok, kesmeye biçmeye varız; yağmacı bir milletiz.Bunu kabul edelim.
İnsanların hayatı ve ölüm haberleri artık gazete lerde manşetlerde değil ara sayfalarda satırlarla geçiştirliyor.Cumhuriyet yazarlarından Deniz Som bir tarihte Caretta Caretta türü kaplumbağalarla ilgili GÜNEŞ gazetesinde yazı dizisi başlatmıştı.Sordum Antalya'ya gelişinde, söyleşmiştik bir zamanlar; dedi ki, İnsanların yaşamının kıymetli olduğunu anlatabilmek için önce hayvan sevgisini aşılarsak belki insanı sevmeyi öğretebiliriz demişti.
Sizi de bu nedenlerle duyarlılığınızdan dolayı kutluyorum ve tabiki -10 - da veriyorum.
Şaban Aktaş tarafından 11/16/2008 1:04:47 AM zamanında düzenlenmiştir.
Topraktan fışkıran papatyanın güneş ışınları ile güzelliğine güzellik katması gibi yazınız okundukça güzelleşti.
Yapraklarının koparılışına üzülmeye başlayacakken yazınızın akışını öyle bir güzel değiştirmişsiniz ki acıma hissim, sevgiye bedel olmasıyla sevince dönüştü nerdeyse.
İşte yazarlık burada bence.Yazıya hakim olup istediği biçimi verebilmekte.
Kutluyorum kaleminizi ve +10 puanımı gönderdim bile.
SAYGILARIMLA.
"Aşka vereceği bedelin son virajındaydı."Bedel ister her aşk...papatyalar gibi değil midir aşklar da...papatyaların varoluşları ve dünyaya merhaba deyişleri gibi doğmaz mı her aşk..Bedel ödemek,her aşkla yanan ve hasreti...umudu...vuslatı arzulayan yüreğin başına gelecek en tanımsız şey değil midir...Papatyaların toprağa düşmesiyle başlayan yol hikayelerini ve ödedikleri bedelin içeriğini,aşk içinde insan yüreğiyle özdeşleştirmek bu kadar ustaca olabilirdi...imgeleme ve kelimeleri teşbih sanatıyla bu kadar ustaca kullanıp,yüreğimizde papatyalardan bir buket braktınız...aşka dairdi tüm bedeller...selamlarımla..
Bilmenizi istediğim ben edebi anlamda bilgi sahibi değilim ama duygu olarak bakmayı başarabiliyorum.Bir papatya bu şekilde nasıl anlatıldı hayranlıkla okudum .Bana benziyor bu papatya.Sanki beni anlatmış ,kendimi buldum tasvirlerinizde.
Teşekkür ediyorum paylaştığınız için.
Herşeyin bir bedeli var.Papatya bile olsa...
yüreğiniz ve kaleminiz varolsun.
sevgilerimle.
Güneş sevdalıların yüreğini ısıttıkça ısıtıyor onları birbirine daha çok yaklaştırıyordu.. Belki de papatyaya verdiği sözü tutmaktı tek niyeti..
Bedel bazen nefes almamak bile olsa yaşamın gerçek değerlerinin, güzelliklerinin devamına bir parça katkı olacaksa dünyadan bir papatya..
.................
Bedellerle sarıp sarmaladığımız hüzün kıyılarında okşarken göğsümüzün boşluğunu bir yalnızlık seferine çıkarız, gecenin karasına aldırmadan. Kulaklarımızda dünün sesi ve dudaklarımızda yaşamın nefesiyle açılırız sonsuzluğa, sevdaya umuda yelken açar gibi...
Tebrikler Mehtap hanım...
Mehtap Hanım,ben bir ziraatçıyım,eveliyatı çiftçi çocuğu ve daha önemlisi otuz yıllıkta arıcılığım va profesyönel anlamda.Yani ben tabiyatın içine doğdum biraz ve kopamadım.Ama,papatyaya bir şey yaz deseler bu denli başarılı olamazdım galiba.Bu denli yük papatyaya ağır gelsede yazı çok güzeldi..Kutladım efendim.Selam,saygı...