- 929 Okunma
- 4 Yorum
- 0 Beğeni
IŞIK
Işığın karardığı bir yaz boz tahtasında bir aynayı sorgular gibi kendi gölgelerime sığındım bir çocuk saflığı ve bir korunma mahremiyetiyle.
Dünün ardında kalanlar bugünüme yansıdı birden yarınımın habercisi olarak
Şimdi akşam oluyor. Yarın yine güneş doğacak. Bir kapı kapanacak. Bir kapı açılacak.
Ne gözlerim güneşe misafir olacak ne ellerim kapı tokmağında uslanacak.
Tenimi tanımayacağım.
Gölgelerimden utanmayacağım
Asrı bir gemiye bindireceğim.
Her limanda bir mevsim sevgilim olacak. Her mevsimde bir ay gibi dört hafta sürecek yanılgılarım. Zamanın en gaddar sarkacında kendi rolümü oynayacağım, en şaşkın külhanbeylerine bıçak çekerek.
Işıkları gölgelere saklayacağım. Gölgeleri ışığa boğacağım. Her bakışında yudum yudum aydınlanan yüreğim bir daha uyanmayacak ve Azrail denilen habis kapımı bir daha çalamayacak.
Özgürlük ışığın içinden çıkıp konuğum olduğu gün, ben çoktan anılarımla yüklü son yolculuk valizini yüreğimde taşayarak ilk bulduğum sonsuzluk trenine atlayacağım.
İhtilal diyecekler bir ihtimal. Devrim diyecekler bir ihtimal evrimlerin sonunda.....
Sus diyeceksin.. Konuşma.. Yorma kendini.. Bak güneşte batıyor.. .
Grup bile ufukta yorgun.
Göğsündeki sıcaklığı özledim...
Yaşadım ama yaşadıklarımın bir düş bir rüya olduğunu anlayamadım. Şimdi ışığa yürüme zamanı. Bir beyaz kundak gibi kefenim. Ve boş bir beşik gibi bedenim. Gözyaşlarımın ırmağında arılandım durulandım.
Hazırım artık ölüme
Biliyorsun bugün benim son günüm..
Ve bu sözler
Benim son sözlerim...
Artık Tanrı konuşacak
Ben susacağım.....
Yalnızca ve yalnızca.....
Senin aşkına susayacağım....