DURMA KOŞ
Gene kayboldum gecenin karanliginda. Bedenim burada ama aklim bilinmiyen cikmazlarda. Ne kadar sagdan sola, ne kadar soldan saga donsemde yok, ne aklimi kurtarabiliyorum bu cikmazlardan ne de bedenimi uykusuzluktan. Sanki koskaca prangalar vurulmus ayak bileklerime, kimildayamiyorum hic bir yere. Bazen guzel bir seyler ariyorum cevremde; belki diyorum dusuncelerimi kurtarir o karalik zindanlardan. Kendi kendime teselli veriyorum.
Disari bakiyorum. Gozlerim bir sure sonra karanliga alisiyor. Sokak lambasindan sizan isigin altinadaki kucuk kediye takiliyor gozum. Yillar oncesini gidiyorum bir anda.
En buyuk derdim karnedeki 4, ve komsu kizi arkadasim melek ile kus olmamizdi. Ne buyuk dertti bu o zaman. Bir an once buyuyup bu dertlerden kurtulmak icin ne derin bir ozlem vardi icimde. Tipki simdi bu gunlerden, o gunlere donmek icin oldugu gibi. Bazen gozlerimi kapatip o gunleri hatirlamaya calisiyorum. Ve icimi bir korku sariyor; gecmisimin en guzel ayrintilarini unutuyorum diye. Ufak ayrintilari dusunuyorum.
Annem sesleniyor kapidan, gidiyorum yanina. ‘Git kardeslerini bul, aksam oluyor, eve gelsinler yemek yiyecegiz.’ ‘Babanda isten gelmek uzere.’ Bende bir sevinc. Cunku annem disari birakmak istemedi bugun bizi, hava cok soguk ve kar var diye. Ama en kucugumuz kacmisti bir ara kizakla kaymak icin. Arkadaslarimda oradaydi. Diger iki kardesimi sirayla gondermisti zaten, disaridakini eve getirmesi icin. En son ben kalmistim. Arkadaslarin oldugu tepeye gittim. Herkes kizak uzerinde, aksam olmus dusunulurmu. Hemen bende buldum bir kizak bu arada bir saat gecti tabi. Ben kardeslerime hadi eve gidelim coktan bir cezayi hakettik demeye kalmadan, annem gorundu koseden. Bizim gulusmeler dudaklarda dondu kaldi tabi. Hepimizi bir telas sarmisti, simdi babamda evdedir. Biz cezasina hazir mahkumlar gibi bas onde hic ses cikarmadan daltonlar misali girdik siraya. Burunlar kipkirmizi, eller artik sogukla sicak arasi karincalanmaya baslamis. Babam bizi o halde gorunce basladi gulmeye. Biz gulemiyoruz tabi annem basimizda istersen gul. Babamda kendini toparladi kisa surede. ‘Siz’ dedi durdu sonra ekledi ‘bilmiyormusunuz saatin kac oldugunu’. Bizde ses yok. En kucugumuz ‘ama arkadaslar hep oradaydi’ diyecek oldu. Annem lafi tikti hemen agzina. ‘Sus konusma’ diye. Babam ‘hadi tamam gidin ellerinizi yikayip yemege gelin’ dedi. Biz pespese lavobaya. Hepimizin dudaklari kulaklarinda, basladik kikirdamaya. Annemle babamin gulme sesleride icerden geliyordu. Babam seslendi arkamizdan ‘hadi acele edin.’ Ah o gunler. Neler vermezdim o anlari tekrar yasamak icin.
Hepimiz icin hep bir ozlem olacak o cocukluk gunlerimiz.
Aslinda bazen cok sansli oldugumu dusunuyorum; simdiki cocuklarla kendi cocuklugumu karsilastirdigimda.
Arkadaslarla disarda yakan top oynardik okuldan eve gelince. O ne hizdi oyle, onlugu bir an once cikarip disari kacayim kimseye yakalanmadan diye. Disaridan arkadas bagiriyor, sesi evde yankilaniyor ‘hadi oyuna baslayacagiz.’ Anneme yakalanirsam ders bitmeden disari cikmak yasak zaten.
Aksam olunca babam gelirdi isten. Sokagin kosesini doner donmez, biz baslardik kosmaya uzerine atlamak icin. Bu halende oyle aslinda.:)
Bayramlarda arkadaslarla toplanip kararlastirirdik ilk el opmeye hangi evden baslayacagiz diye. Tabi ilk ev her zaman en buyuk hediyeyi verenlerin evi olurdu:)
Nurhayatla evin ustune cikip bulutlardan ilham alip siir yazacagiz diye saatlerce gokyuzune karsi yatar, bulutlarin olusturdugu sekillere anlamlar verir, sonra bana ilham geldi deyip bir seyler yazardik.:) Nede ciddiye alirdik o zaman bunu. Sonra digerleride katilirdi bize onlarda yanimiza uzanir bize ilham gelmesi icin yardimci olurdu.:)
Allah rahmet eylesin canim arkadasim yerinde rahat uyu.
Erkekler asagidan bagiriyor ‘kizlar hadi gelin futbol oynayalim.’ Aralarinda recep ‘bunlar bebek biz bunlari yeneriz’ diye kismet ile tarsiyor. Cunku kismet inat ediyor ‘ben kizlarla oynamam futbol, bilmiyor onlar, ayagima vuruyorlar hep’. ‘Ne zaman onlarla oynasam iki gun topalliyorum’ diye. Recep ‘sus oyle deme simdi vazgececekler.’ ‘Biz sadece bir takimi olusturuyoruz. Onlara ihtiyacimiz var karsi takim icin’. Bizimle dalga geciyorlar ‘biz kaleci kullanmayacagiz isterseniz bizim kaleciyi siz alin’ diye. Sonunda onlardaki fazla sakatlanmadan dolayi; kiz takimi yeniyor. Yemin ediyorlar bir daha kizlarla oynamayacagiz diye ama yeminleri sadece iki gun suruyordu.:)
Simdi kimbilir neredesiniz her biriniz.
Meger okullarimizi bitirene kadar hep cocukmusuz biz. Hani o diplomayi elimize veriyorlarya; hem bir sevinc vardir icimizde, hem huzun. Veda ediyorsun aslinda. Bir veda torenidir bu fark edemedigin. Son bir bakistir artik dogdugun gun ile bulundugun zaman dilimine. Terk edecegin cocukluk ve delilik caglarinin bitis esigindesindir. O esikten bir adim diger tarafa attigin anda her sey degisecek, ve sen bunu o an sadece bir sizi olarak hissedeceksin. O diplomanin gorunmeyen yuzunde yazan; “sen artik buyudun, simdi senin icin yeni bir donem basliyor, gercek yasama hosgeldin” satirlarini daha sonra cozuyorsun yasadikca.
Mezun olunca arkadaslarla soz vermistik her sene bulusacagiz diye. Birkac sene gittim. Sonra hayatin o soguk yuzunu gormekten unuttuk o sicak gunleri.
Saat gece 3 simdi. Gene donuk her renk. Ama o umut hic bitmiyor icimde, bir gun renkler canlanacak gene diye. Belki bu anilar besliyor o umudu. Ve cok sansli hissediyorum kendimi gecmisimi dusundugumde.
KOŞUYORUZ AMA NE ICIN KOŞTUGUMUZU BILIYORMUYUZ.