Kırmızı Yazı
Bu olsa gerek acılarımın kaynağı. Başka ne olabilir ki! Gecelerimdeki karanlık, içimdeki burukluk ve kalbimde saplı duran kanlı hançer… Durgunluğumun sebebi, suskunluğumun nedeni, benden alan bu bedeni ve insanların içinde senden ayrı bir şekilde "yaşıyormuş gibi yapma rolünü" bana layık gören sevda seli...
Senden ayrı yaşamak, yaşamak dersen buna…
Üzerime her an düşecek gibi duran koca koca kayalardan bin bir türlü belalardan sakınmaya çalışmak sonra, tabi sakınabilirsen. Sen olmayınca her yer tedirginliklerle dolu ve korkulu, adımımı nereye atacak olsam bir anda dipsiz bir kuyu açılacak ve içine düşecekmişim gibi oluyorum. Sen olsan ama o kuyunun içinde seve seve atlarım, ama sen olmayan cennet bile istemem. Neden bağlamışsın ki beni kendine böylesine, sonra gideceğini bile bile. Ne yapabilirsin ki sen tüm suç bende zaten. Aşk her kapıyı çalmadan geliyor, ve eğer zaten kapını sıkıca kapamamışsan, bir de bakmışsın ki yatak odana kadar girmiş. Sonra aniden çekip gidince giden sadece kedisi olmuyor ne yazık ki. Gerisinde özü alınmış bir narenciye bırakıyor. Aşk gidince, sevgili gidince, dilara terk edince bedeni, evi, geriye kala kala işe yaramaz bir posa kalıyor. Ne manav alıır, ne çöplerden çöp toplayan fukara!
Arıyorum şimdi de seni, bulamayacağımı bile bile, ama en sonunda bir buluşmanın ümidiyle...
Senin bir izini görsem, bir emarene rast gelsem sokakta ya da köşe başında, güzeller güzeli kokunu oluşturan maddelerden her hangi birini, fark etsem en adisini bile tabiri caizse, görüversem, duyuversem, biliversem ya da buluversem, yeterde artar bana mutlu, kutlu olmam için.
Seni hala seviyorum, hem de çok seviyorum, senden ayrı yaşamak zorunda kalsam da, bunun adına yaşamak filini yakıştıramasam da, sensizim, benliksizim.
Ben böylece bir hiçim ve seni arıyor içim.
Bir kuşun kanadında, bir kızın kirpiğinde, bir kitabın sayfasında, kaldırım üzerinde atılan her adımda, geceleri kimselere duyuramadığım feryadımda, her yanımda…
Sen varsın, ama yoksun da, kalbim parçalanıyor ve nefes alamaz hale geliyorum sen susuzluğum ve sensizliğim yükselince. Sensizliğim nüksedince hıçkıramıyorum da, boğazımda düğümlenip kalıyorsun öylece.
Özlüyorum çok, sokaklardaki her adımımda, sen olmayınca yanımda ve her bir bakışımda, acı çekiyorum. Hani senin gözlerinden ve senin gözlerinin yansımasından bakmak isterdim dünyaya eskiden. Senden nasıl geliyorsa, nasıl öyle parıltılı ve güzelleşmiş geliyorsa, onu da öyle görmek isterdim. Hani, hani hatırlar mısın alnımı alnına değdirirdim, ve gözlerine bakardım öylece. Hiç bıkmadan ve usanmadan, defalarca. İnci mi, mercan mı, in mi, cin mi, ne vardı o gözlerin içinde beni böylesine büyüleyen, anlamaya çalışırdım.
Keşke, keşke sadece ama sadece senin gözlerinden baksam, baksam ve dünyanın bütün kötülüklerini ve her şeyini, sadece ve sadece senin gözlerinden seyretsem.
Ancak o zaman cennet olmaz mı bu dünya bana!! Ancak o zaman gözüme gözükmezler mi şekiller arasındaki manalar?
Ve yollarda yürürken yine avare avare, sana dokunsam sürekli ister kolumda, ister yanı başımda, ama her zaman da başımın üstünde tutsam seni ve senden gelmeyen hiçbir şeyi kabul etmesem.
Haram olsa bana dünya, boğazımdan geçen senden gelen olmayınca…!
Elime kalemi her alışımda aklımda sen vardın, ve her bir sayfa çevirişimde gözlerimdeydin. Aklımın tüm sinirlerinde sen gezinmekteydin ve o zaman dahi özlenmekteydin.
Umutsuzluk buhranları kalbimi ele geçirdiğinde, gözlerimden fışkıran kalp suyumda sen vardın, ve sanki sana akmaktaydılar onlar. Akarlardı durmadan, sen bendeyken dahi seni özlemekten bir pınar olurlardı. Pınardan çıkar ve o kalp suyu sonra bir nehir halini alırdı. Kalp suyu nehrimden kalp sandığı tekneme binerek sana gelirdim, ama o zamanki heyecana kalbim dayanmazdı ve yoldayken daha, çoktan durmuş olurdu, pır pır atmaktan artık korkmuş, utanmış, ve usanmış olurdu.
Kalpsiz biri olarak değil fakat, senin senliğinden dolayı kalbi dumura uğramış, felç olmuş biri olarak senin olurdum ve seni bulabilirdim.
Şimdi ise en bilmediğim labirentlerin en karmaşık köşelerinde kaybolmuşum ve dünyaya senden bakmayınca pisliklerle dolmuşum. Dışarılara akmaya ve yeniden bir kalp suyu nehri oluşturmaya mecali kalmamış gözyaşlarım ise şimdi sürekli içime akıyor. Karar da veremiyorum, bilemiyorum bu nedir, göz yaşı mı, dertli başı mı, ruhum aşı mı…?
Yoksa bir iç kanama mı, beni damar damar çökerten.
Doldurdular tüm bu dertler içimi ve şimdi, bunlar ilk kez birkaç harf sıralaması olarak dışarı taşıyor. Taş gönülden ancak taşar zaten ya, yazı olarak…
Bilmem ki bunlar eskiden aziz nehrimden sandalla sana vardığım gibi beni sana ulaştırır mı!
Bilmem ki!
YORUMLAR
ne anlamlıdır sevgilinin gözlerinden dünyaya ve yaşama bakmak.. yokluk gelip de ruhumuzun başköşesinde oturmaya kalktığında bile ne tuhaftır ki sevgili bu kez de yokluğuyla destek olur adımlarımızda... ve işte tüm felsefeler o vakit altüst olur, yeniden anlamaya ve anlamdırmaya başlarız yaşamı...
kalbin konuştuğu bir yazı.. öyle ki çok da fazla sığınma ihtiyacı duymamış allı pullu sözlere, önemli olan da budur zaten.. kalpten geliyorsa süse çok da ihtiyaç duymayız...
tebriklerimle...
Aşk böyle birşey işte...
Tıpkı senin anlattığın gibi,
Aniden gelen ve çıkmak bilmeyen...
Kaderi keder yapan ,
Belki de mahkum eden ve öylece terk eden...
Sessizce yürürken yeryüzünde ,
Farkedilmeden...
Kuyunun dibini göre göre...
Bile bile ...
Karanlığı hissetsen bile ,
Görünmek için sevgiliye ;
Göze almaktır herşeyi yeri gelince...
Herşey gecikince ,
Göz göre göre geciktirince ;
Bir kez daha dersin !
Bir kez daha...
Son bir kez daha değsin gözleri gözlerime...
Gözleri başkasının gözlerine değmektense ,
İmkansız dahi olsa ,
İmkansızın imkanını dene bence...
Bilmem ki daha ne denir , sence !
???
??
?
Durgunluğumun sebebi, suskunluğumun nedeni, benden alan bu bedeni ve insanların içinde senden ayrı bir şekilde "yaşıyormuş gibi yapma rolünü" bana layık gören sevda seli...
...........................................................................
DOKUNAKLI BİR YAZI OLMUŞ BİR ROMAN YA DA ŞİİR KİTABININ ; BİR AŞKIN ÖZETİ BU;''AY GÜZELİ SEVDA SELİ ''
BOZBULANIK SELLER DE AKA AKA NEHİRLERCE, DURULUR VE KENDİNDE OLMAYANI YANA ATARAK ARINIR, SAFİ AŞK KALIR DURGUN BERRAK SULARDA...AŞKIN GÜZELLİĞİ ÇİLESİNİ BİTİMİNDE KENDİNİ GÖSTERİR.
KALEMİNİZE YÜREĞİNİZE SAĞLIK.
Şaban Aktaş tarafından 11/13/2008 3:22:29 AM zamanında düzenlenmiştir.