- 805 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
Sevgilime Mektuplar 9. Mektup
Sevginin akıldan daha öte duygulara hükmettiği şu dünyada, aşkın elinde aylardın sürünüyorum. Esareti hiç bitmeyen, ezası hiç gelmeyen bir sürgün. Hicranlar kaldı aydınlığı unutan gözlerimde. Bazen düşünüyorum tüm ayrılanlar benim kadar karamsar ve sevgi düşmanı mıdır diye? Sana düşman, sevgiye düşman, kendime düşman… karamsar düşünmesem olmuyor sanki. Sanki mecburum ben karanlığa kara düşüncelere. Yokluğun geceden de kara geliyor ömrüme. Oysa sen yanımda iken, yüreğimde seni ter temiz severken ne kadarda mesuttum. Yine yüreğimdesin, peki bu mutsuzluğum, bu umutsuzluğum niye bilir misin sevdiğim. Sen neredesin, ben neredeyim. Hayallerim nerede. O gülen gözlerim gül açan yüzün nerede. Nerede o huzur veren gözlerin. Nerede ince zekaya sahip ellerin. Nerede, nerede, nerede… Güzel anılarım neden yok artık. Ne zaman bitti bu güzel günler. Hangi görünmez el seni benden aldı. Ölüm olsa bu kadar acı olur muydu yokluğun. Artık günler hep mi karanlık, yoksa benim dünyam mı kapkara. Artık güzel anılarda yoksun. Nerede bir güzellik göreceğim bilmem ki. Güzel nedir? Gören mi güzel görünen mi bilemedim ki. Bazen olmadık zamanlarda yüreğim sabret yakındır kavuşmanız elbet diyor. Ah bu yüreğim bir annenin aç bir çocuğunu avuttuğu gibi avutuyor işte beni. Sevgisiz ve kimsesiz kaldım ben. Nereden bulur umut dolu sözleri. Sana ait umut düşmesin yüreğime. Sanki uçup senin avuçlarına konacak. Ah yüreğim ah, avutamadım ki, vuslata ermeyi bekler durur. Gözyaşımı senden başka kim dindirir bilmem sevdiğim. Gün olur güneş benim içinde bir kere olsun doğar mı artık. Şimdi bir yokluğun var birde koca karanlık çekilmez hayat.
Artık senin hayalini kim kuruyor bilmem. Kimlerin hayaline sarılıp uyuyorsun bilmem. Kırık dökük kalbimle dua ediyorum sana. Umutsuz insanların aşka dair sözleri çınlıyor kulaklarımda. Deli eden uğultu sözler beynime tırmalarcasına canımı yakıyor yine. Sen ve seni hayal eden birisi. Hani derler ya ölümden beter bir hal diye. İşte ölümden daha büyük ve acı gerçek.
Günlerim boyuna düşünmekle, doğru düşüncenin ne olduğunu aramakla geçiyor sevdiğim. Kah bir mutlu kah bir hüzünlü. Yoksa ben sevdayı kirleten yağmalayan büyük bir günahkar mıyım. Haramlarla mı besledim sevgimi. Daldan dala konan kuşlar misali gönlüm. Kah orada kah bilmem nerede. Niye bu kadar canım yanar ki, neydi senin güzelliğin ki, gönlüm vazgeçmez olmuş senden. Görünmez zincirlerle bağlı bir esir oldu gönlüm sana. An geliyor, diz çök deseler hiç düşünmeden diz çökeceğim huzurunda. Ama gel gör ki onursuz gurursuz bir insanı sevme, sevme kirli korkak bir insanı isterim.
Kuş gibi uçup gittiğin günden beri, bir yalnızlık köşesine attım kendimi. Kırık dökük anı diyarında kendi kendimi yedim durdum. Yalnızca seni içimden atmadım. Ne kadar dert hüzün keder elem getiren her ne varsa attım içime işte. İçimde yaşayan sen, dünyanın en berbat çilelerini getirip atıyor içime. Dert derdi çekiyor. Bir dert bitmeden bir yenisi başlıyor. Bazen öyle anlar oluyor ki, acı buruk tebessümlerle hoş geldiniz dertlerim, hoş geldiniz sadık dostlarım diyorum acılarıma. Kaderi ve kederi yaratana sonsuz bir inanışla inanıyorum. Ah aklım kadar gönlümde bir boyun eğse ilahi adalete. Öyle ya bizim ilmimiz aklımız bir yere kadar. Oysa o büyük yaradan her şeyi bilen. Benimde durumumu biliyordur. Vardır elbet bir bildiği rabbimizin. Vardır bir hayır deyip savuşturmaya çalışıyorum dertlerimi. Hamd olsun rabbimize. Kim ne derse desin. Yine de şükretmeyi kaybetmemeli insan. Ben seni hiç kaybetmedim aslında. Sen hep bende durdun. Kah ahlattın kah kahrettin ama hep bendesin. Kaybedenlerin basit masalı dese de ben kadere inanıyorum ey sevdiğim. Rabbime bu sırrı göster diye dualarla niyazda bulunuyorum. Bir çözsem bu ilahi sırrı, bir felaha erse gönlüm ne isterim ki başka. Bir an seni affediyorum, ardından içimdeki düşman asla diyor asla affedemezsin. Çünkü diyor …
Hemen hemen her gün canımı acıtan bu aşk sırrını çözmeliyim. Her insanın aşktan anladığı bir şeyler vardır elbette. Kimi sevdasını anlatırken ağzından bal damlar. Kiminin kinden zehir zemberek sözler dökülüyor. Bense ne zaman aşk dense susar yutkunurum. Artık sevda aşk huzur getiren görünmez bir varlık iken, şimdi canımı acıtan evhamlar fısıldayan görünmez, yenilmez bir canavar oldu. Kanımın donduğu gözlerimin açmamak için kapattığım ölümü beklemeye hazır bekleyen birine çevirdi beni. İnan bana sevdiğim, ölüm gelse, ben geldim desem, ardıma bakmadan bir kez aman dilemeden düşüp yanına gideceğim. Ama gel gör ki haramdır cana kıymak. Elim kolum bağlı, büyük bir zincirle ellerim bağlı. Beklemek canımı acıtıyor. Beynim gelmez derken, gönlüm bekle gelir o diyor. O gelir çünkü o da seni seviyor diyor.
Belki yüreğimde sana ait küçücük bir huzur yeri olsaydı. Belki bu kadar hüzünü yaşamayacaktım. Bir şeyler tamamen yok olmadıysa hala umut vardır derler. Ama o umutlar galiba bende eriyip gitmiş. Affedilmez bir kabahat ile çekip gittin işte. Fakirden daha fakir umutlarımı hepten alıp gittin. Artık zayıflayan bedenimde her geçen gün umutları azar azar tükenen birine döndüm ben.
Anı aşk dediğim şey ölmüş günleri hatırlamaktan ileri gitmiyor. Yana yana sevdiğimden yüreğime söz dinletemediğimden çekip gidiyorum. Peki nereye ve kime? Gel gör ki her yol sevdaya, sana geliyor.