DEPREM
OKURUZ:: Bir yazarın iç çekişmelerini, kahramanlarının aşklarını, kendi içlerindeki depremleri, etraflarından kayıp giden zamanları, kaybolanları, akli melekelerini kaybedenleri..Hep okuruz..Gözümüzün ve kulağımızın geçici şahitliğini satır aralarında bırakırız.
YAZARIZ:: Bir kısmımız. İç çekişmelerimizi, zaaflarımızı, aşklarımızı, sanrılarımızı, güya kendimize anlam yüklemeye çalıştığımızı belli etmeyerek kalemle kağıdın kıvraklığını kullanırız.
DÜŞÜNÜRÜZ:: Afrikayı, kimsesiz çocukları, trafik kazasında ya da terörde ölenleri, somaliyi, bosnayı, güney doğuyu, açlığı,..Düşünürken birden yükümüzü hafifletmek için geleceğimize kaydırırız aklımızı, gezeceğimiz yerleri, Parisi, Londrayı, Eyfel kulesini ya da evimize alacağımız yeni bir eşyayı..Devam ederiz düşünmeye konumuzu, komşumuzu,
hısım akrabamızı, iyi niyetli küçük dedikodularla süsleriz düşündüklerimizi ve içinden çıkamayız kimsenin varoluş bilmecesinin..Sonra..Yoruluruz düşünmekden..
KONUŞURUZ:: Düşünürken bir kenarda tuttuğumuz konu komşu, hısım akraba hakkında.Devamında hızımızı alamayız politika, derken sanat, edebiyat, müzik, hobilerimiz, şekerli veya şekersiz kahve demelerimiz.Tercihlerimizi küçücük
noktalar halinde kimsesiz bıraktığımız gereksiz cümleler topluluğu ve kuru kalabalıktır çenelerimiz.
ÇÜNKÜ biz 17 ağustos 1999’ u hatırlayabilecek yaşta, kayıbının büyüklüğünün farkedebilecek akılda olduğumuz halde sustuk.Bundan sonraki bütün cümleler, düşünceler, yazıp çizmeler veya okumalar hep eksik..Çok eksik.
ÇÜNKÜ ben 28 ağustos 1999 günü Adapazarı sokaklarında yıkılan bir apartmanın yanında, elli yaşlarında bir kadının bir mutfak robotunun parçalarını, torununun yırtık oyuncaklarını, tava sapını, elektrik süpürgesi hortumunu donuk bakışlarla çuvala doldururken onun fotoğrafını çeken insanlar gördüm.
ÇÜNKÜ ben 29 ağustos 1999 da depremzedelere gelen yardım malzemelerini çalan görevliler gördüm.
ÇÜNKÜ ben 30 ağustos 1999 da depremzedelere dağıtılması gereken yağmurlukları hatıra olarak evine götürmek
isteyen gönüllüler gördüm.
ÇÜNKÜ ben saçlarında fönünü, tırnaklarında ojeyi tamamlamadan evinden çıkmamış gönüllüler gördüm.
ÇÜNKÜ ben Toprak ilaç aş. nin 30 ağustos 1999 son kullanma tarihli cephaxon flakonları depremzedelere hibe edip
vergiden düştüğünü gördüm.
Yakınlarını kaybeden bir çocuğun yüzündeki buğuyu kimsenin umursamadığını görüpte depremden kurtulanların
yıllarca uyuyamadığını bilerek yaşayan bizlerin gereksiz eylemleri bence okumak, düşünmek, yazmak ve konuşmak.
Bu deprem en büyük faili meçhuldür.
ve asıl failleri bizleriz.
BİZLER:: Yani mangalı olupta içinde kül bırakmayanlar.
Kalanların nerde olduğunu biliyor muyuz?
eylül 2008
****
Sağ yanım üstüne yıkıldım.Eğik kırık bir dal gibi.Başımda hep bir ayaz hali.
Duman yedim, kül yuttum, genzim yanık.Bir homurtu, bir uğultu taşıyorum,
Taşınıyorum.Kendimden memnun değilim.memnuniyetsizlik o kadar yalın
ki zaten memnun olabilecek hiçbir şeyimiz kalmamış gibi.
Şeylerimizi, neylerimizi kaybetmişiz orta yerimizden ayrılmışız gibi.
Kalplerimiz taştan atıklar, bedenlerimiz iskelet.
Duygularımızı hangi çöplükte bıraktık.
Yaşamın bu seyrinden ve konforlarımızı yüklediğimiz rutinlerimizden sıkıldım.
Kendimden ve hiçbir şeyden memnun değilim.
Öfkenin ve memnuniyetsizliğin başka bir şeye
NEYE
dönüştüğünü görmek istiyorum.
Sorun küçük bir soru işareti
Sorun hayatın içindeki koca bir ünlem.
Gerçekten derdimizi hangi dağa
SÖYLEMELİ......
YORUMLAR
Yazınızı okurken yine aynı yerde aynı betonların altında şaşkın halde nefes aldığım saatleri hatırladım.gözlerim doldu yine.yazdıklarınızın hepsine hatta daha fazlasına şahit oldum orada.yakınlarımın ve ailemin cansız bedenlerini tek tek çıkartırken toprağın altından,sizinde söylediğiniz gibi kravatlı erkeklerin,tırnakları ojeli,dudakları rujlu kadınların başımı büyük bir samimiyetsizlikle okşayıp ağlama küçük kız geçecek dediklerini hatırladım.geçtimi derseniz geçmedi.umurlarında değil zaten onların.o zamanda değildi.gösterişten ibaretti o saç okşamalar ve ibadet yaptıkları yanılgısıydı.
tebrik ederim sizi.
carmenmir tarafından 11/10/2008 8:57:38 PM zamanında düzenlenmiştir.