Şu Parlak Şey...
Geceler, karanlık geceler... Soru işaretleri ve kasvet; umutsuzluk ve hasretlerin doruğu... Bunalım oluğu, korku soluğu, yıldızların yalnızlıklar içinde boğulduğu, kimsesizlikler bolluğu geceler...
Dışarı baktım penceremden. Pencerem epey yüksektedir, sekizinci katta tam. Bir de tepeşehrinin tepelerinden bir tepede olunca bu yüksek bina, bakınca senin semtini görebildim. Hayal meyal... Yoksa gerçekten de hayal miydi?
Bir değişiklik var bu sefer ama... Şu parlak şey... Hmm...
Ay her gece orada mıydı?
Yok yok... Bence bu sefer bir değişiklik var!
Buldum!
Belli ki sen de ona bakıyorsun ve parıltısı ondan geliyor bu ayın. Senin güzelliğinin parıltısı yansımış kapkaranlık, kurak, bir damla suya, hayata muhtaç topraklarına. Ve sonra tunç rengine bürümüşsün onu.
Hani nerede, güneş falan yok! Kimse kandırmasaın beni, olsa olsa kraliçemden, aynaya bakınca bana bakan, kalbimi yakan silüetten geliyor bu ayın parlaklığı. Alelade bir etten değil ama, gönül yücesi bir bileşimden...
Güneşimden...
YORUMLAR
Sevgili TunçAy ;
Aşk duygusu farklı farklı yönlere çekilebilecek,
Farklı serzenişlerde kullanılabilecek ,
Kaleme alınabilecek çok amaçlı bir konu...
Asla basit bir konu değil !
Konudan da önce basit bir duygu da değil!
Ve kişiden kişiye değişiyor..
Ama bu yazın bana biraz basit geldi.
Yani duygularını daha güzel ve özel yazabileceğini ( diğer yazında olduğu gibi ) bildiğim için söylüyorum .
Tabiki senin için basit değildir ...
Ama bana , yazarkan ki duygulaını fazla ifade edememişsin gibi geldi.
Yine de Tebrik ederim...