- 385 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
KAĞITTAN ZIRHLAR (04,07,2008)
Merhaba,merhaba Türkiye’nin en soğuk ve doğusunda ki Ardahan’dan tüm insanlara.Uzun zamandan sonra kendi dünyamdan açtığım bu pencerede,Ardahan’dan el sallıyorum size.Evet! Ardahan, bu temmuz ayında bile yorganın altında oturulduğu,burada ki tüm insanların yanlızlık çukurundan başını kaldırıp doğaya bakarmışcasına hayata baktığı ve hayatın kılıcını kalkanını alıp saldırdığı Ardahandayım.Hayat sadece Ardahana’mı saldırıyor sizce ,yok yok sadece Ardahana değil banada saldırıyor bütün gücüyle.Beynimdeki aile duygusuna sallıyor kılıcını,en agır darbeleri vuruyor beynimde ki dostluk duygularına ya aşk ,aşkada en sinsi tuzaklarını kuruyor,her gün başka bir yerinden yaralıyor aşkın.Ve ben şu yara bere dolu hayatımı tedavi etmeye çalışıyorum.Dostluklarımdan başlıyorum tedaviye bir kadınla dost olabilyormuyum ya da kadınlar erkeklerle dost olabilyormu.Ailem evet ailem ya onu tedavi etmeye çalışırken alaycı bir gülümseme beliriyor yüzümde,hayatın en çok vurduğu yer oluyor bende ve ben derin bi iç çekerek gülümsüyorum,alaycı bir edayla bu agır darbelere.Ve, ve aşk tedavini en zor olduğu yer, hayatın iki ucu , bir tarafı sonsuz mutluluk bir tarafı derin acı. Hayat etrafımdaki birkaç örneğe agır saldırılarada bulunyor galipte geliyor. Aklını çeliyor insanların, 5-6 yıllık aşkları bile hiç sababsiz yıkıveriyor.O insanları hiçliğin, bilinmezliğin girdabına sürükleyiveriyor.Bu savalardan galip çıkan hayat bendeki, hiç kimsenin anlayamadığı o eşsiz aşk gözünü dikiyor, belkide dünyanın öbür ucunda olsa bile hissedildiği, nikahının doğarken gökyüzünde kıyıldığı o eşsiz aşk duygusuna savaşa hazırlanıyor hayat. O çelikten kılıç kalkanını kuşanıyor bu savaşta, ben ise kendimi savunuyorum bu beyaz sayfalarda tahtadan kalem ve kağıttan zırhlarla.....
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.