- 686 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
DİLDE KANAYAN DUYGULAR
Herkes anlattı aşkını ve sevdiğini. Bütün şairler mısra-mısra dile getirdiler sevdalarını, Mevlanalar, Yunuslar ve daha niceleri aşkın bir derya olduğundan bahsettiler hep. Ama bir tek ben anlatamadım işte. Hislerime, düşüncelerime ve hayallerime sığdıradım aşkımı ve seni. Meçhullerim, bildiklerimden katrilyon defa daha fazla çıktı. İnan, seni ve gözlerini anlatmak için çok denedim, ama kelimelerin buna gücü yetmedi. Kalemim çaresiz ve ağlamaklı, sözcüklerse öksüz kaldı. Aşk benim hakkım diye haykıran bir yüreğin sahibi olarak, ilk defa lügatlerin sefilliğine ve yoksulluğuna yandım. Üşüyen ellerimi, sıcacık avuçlarına bıraktığım o tılsımlı anı, üzerime ışık-ışık yaydığın gözlerinin güzelliğini, yasemin renkli sesinin damarlarıma bıraktığı tuhaf serinliği anlatamadım, anlatamadım, anlatamam sana.
Bütün bunlara birde o kıskanç insanların acımasızlığı eklendi. Gönlümü bir put sandılar da kırdılar. Ne yazık ki, bir kere taşlanmış gönüller, ne kadar su ve güneş değerse değsin artık yeşermiyor! Oysa, yüreklerimizin birbirine koşması kaderimiz değil miydi? Ama söyledim ya “Bahar Gözlüm” aşk fedakarlık ister, tahammül ister. Çekeceğimiz çile diz boyu değil, boylarımızı aşacak . Birde kıskandım seni, işte bu yüzden başkaları seni ve güzelliğini fark etmesinler diye gözlerimle çizdim duvarlara resmini. Şunu itiraf edeyim ki bir tanem, bir gonca misali ilk sana açılan ve ilk senin tarafından teneffüs edilen bu aşk, bana sevdasız geçen yıllarımı seninle beraber yaşamış gibi yaşattı. Seni sevmek ne güzel, sana secde etmek ne güzel Bahar Gözlüm
’ gitmek yitmek değildir,asıl yitmek nefesin ,nefesime değerken seni hissedemektir ’derdin ya işte sen hep nefesimde olacaksın unutma ve yaşamın sana getirdiklerini avuçla.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.