- 6140 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
GÜVEN VE ÖZGÜVEN
GÜVEN VE ÖZGÜVEN DİYALEKTİĞİ: Toplumsal yaşamda güven ve özgüvenin önemi son derece önemlidir.İnsanlık tarihinde güven ve özgüvenin sağladığı başarılar anımsanmayacak kadar çoktur.Güven toplumları ve kişileri birbirine bağlayan temel yapı taşı olarak sağlıklı etkileşim ve iletişim sürecidir.Özgüven ise kişilerin; öz benlik yapısını değerler ve anlayışlar üzerine kurduğu dengenin kişilikte oturmasıdır.
Güvenin olduğu yerde özgüvenler gelişerek,olgunluk kazanır.Özgüvenin olduğu benlik sevgi,başarı ve mutluluğa daha yakındır.Güvenin her insan için önemli olan duygu ortamı olması,güvenin karşılıklı aranmasını sağlar.Güvenin olmadığı yada sağlanmadığı yerde,etkileşim ve iletişimde kopukluk yaşanmasına neden olacağından,değerler ve anlayışlarda da uyumsuzluk doğuracaktır.Güven ortamının oluşturula bilinmesi için ilk prensip sevgi ve saygı gibi insani değerlerin yanında dürüstlük ve mertlik gibi erdemlerinde zaman süreci içerisinde karşılıklı gelişime açık bulundurulmasıdır.
Metafizik aksiyonda güvene verilen isim sevgi tözüdür.Sevgi tözü, ontolojik (varlıkbilim) açıdan değerlendirilen ve yaşamın gerçek kaynağı olarak bilinen güven; varlıkları birbirine bağlayan sevgi temelidir.Güven temelli bir sevginin oluşabilmesi için, sevgi tözünün kişiler arası etkileşim sürecinde fonksiyonel mekanizmaya dönüşmesi gerekir.Tüm varlıklar sevgi tözüyle,ruhta yaşamayan ve yaşanması kısıtlanan varlık,ruhsal işleyişini yerine getiremeyeceğinden güvensizlik içerisinde özgüvenini yitirecek ve bu nedenle de ruhsal hastalıkların kaynağını oluşturacaktır.Güvensizlik duygusunun ruhta artması,davranışta kendini psikolojik bir vaka olarak kaygı,kişilik bozukluğu,fobi ve depresif hastalıklara temel olacaktır.
Kişiler arası ilişki boyutunda yakınılan konuların başında gelir güven konusu.Güvenin olmadığı yerde elbet gerçek sevgiden bahsedilemez.Güven duygusunun geliştiği ortamlarda paylaşım ve birliktelikler önem kazanarak güzel arkadaşlıklar doğar.Güven sevginin ve eşitliğin temelini oluşturur her yerde ve her mekanda.Güvensiz yaşanılmaz bu dünyada.Güven duygusu çocukluktan aşılanarak gelişir insanlarda.Güven vermek kadar güvenebilmekte önemlidir,duygusal ve mantıksal yaşamda.İnsanda aranan en önemli unsurdur güven.İlişkilerde bir sefer güvenini kaybedenler bunun acısını defalarca yaşamıştır yalnızlıklarında.
Günümüz toplumunun en önemli sorunudur güvensizlik.İş yaşamından tutun,hemen hemen hayatın tüm kesitinde güvensizlik yatar insanın duygularında.Kalabalık şehirlerde güvensizlik duygusu daha ağır basar insanın iç yapısına.Güvenebilmek için bazı insanlar ya denemeye tabi tutar yada zamanla güveni yakalamaya çalışır o insanda.Aralarında duygusal ilişki yaşayan insanlar,güvenlerinin yıkılmasına dayanamayıp, ruhsal duygunluk ve hüzünlere kapılırlar. Evet ilk amaç güvendir.Ne güzel söylemiştir Sokrates sevmektense,güvenmek isterim insana sevgi biter belki ama güven bitmez bir anlamda.Zaten insana en çok acı verende değilmidir; güvendiği insandan darbe yemek.Evliliklerde güven çok önemlidir.Birbirine güvenen eşler her şeylerini alnı ak başı dik misali paylaşırlar hayatı.Ya güvensizlik içinde yürütülen evliliklere ne demeli? Bir zindan içerisinde azap yaşanır belki kimseye belli etmeden.
Özgüven sahibi olmak için insanın kendisiyle fiziksel ve ruhsal olarak sevmesi gerekir.Özgüven sahibi olan insanlara taş atan ve onları kıskanan insanlar türemiştir herzaman.En büyük başarılar özgüvenden doğar.Ne olursa olsun bu hayat yaşamaya değer unutmayın güvensiz kalınsada!!!İSTER YALNIZ YAŞAYIN İSTERSE GÜVENECEK İNSAN BULMAKTA ZORLANIN.AMA UNUTMAYIN Kİ!GÜVENİLECEK İNSAN ELBET VARDIR BİR YERLERDE.UZLET VUSLATI ARATSADA.BİLİNSİN Kİ!HİÇ BİR İNSAN YALNIZ DEĞİLDİR ASLINDA.TEK YALNIZ OLAN YARATANDIR HER MEKANDA....
METAFİZİK UZMANI GÖKHAN HANİ
YORUMLAR
Öz güveni gelismis olan elbette daha basarili olur.
Her gün kendine ben bunu yapamam, ben oraya gidemem, ben yazmasini bilmemki, ben cok hastayim, ben girgin olamam, ben korkarim gece yolda yürüyemem derse, herkes onu öyle sanar, yani kendi kisiligini yanlis yansimis olur, hatta artik kendide öyle alismis olurki basarisiz olduguna, bu beyninde sabit düsünceye dönüsür, o zaman tamamen öz güvenini kaybermis olur.
Böyle insanlar ne yazikki cok var dünyada, önemli olan onlari verdigimiz cevaplarla sasirtmak.
mesela:
"Ben yazamamki duygularimi" derse biri,
"ya öylemi yazamiyormusun, yerine.
Niye yazamiyorsun? Aklindan ne geciyor su anda al kalemi bi yaz bakim" demek hic almadigi bir cevap olacak ve sasiracak, o zaman baslangic olarak kendine güveni artacak, iki satir bir sey yazsada ilk adimi atmis olacak.
(tuhaf misal oldu bu yazma isi ama aklima o geldi su anda nede olsa edebiyat yerindeyiz:))
insallah anlatabildim ne demek istedigimi.
saygilarimi sunuyorum size metafizk uzmani benim alanimada girer metafizik umarim yorumlarimdan bikmazsiniz:))