- 2395 Okunma
- 11 Yorum
- 0 Beğeni
Neden Yalan Söyleriz?
Yalan diye başlıyor ve bitiyor tüm hikâyeler, tıpkı yaşamımız gibi. Oysa yalan ne kadar acı ve ne kadar kötü bir sözcük, yaşayanlar bilir değil mi?
Hep sormuşumdur çevreme, yalan konuşmak zorunda kalanlara. ( Neden yalan söylemek istiyorsun ya da neden söylenir yalan ) diye aldığım cevaplar gerçekten ürkütücü.
Kimisi ( pembe yalanlar söylüyorum, ailenin kurtuluşu için gerekli idi, eğer doğruyu söyleseydim kim bilir belki de aile yıkılıp gidecek ti. )
Kimisi ( ona doğruyu söyleyeyim de bir araba dayak mı yiyeyim şimdi)
Kimisi ( o kişi yalan söylemeyi hak ettiği için söyledim, kendisi düşünsün bulsun bana ne)
Kimisi ( gerçekten yalan söylemek zorundaydım, yoksa bu kadar uğraştan sonra elde ettiklerimi kaybederdim. Ama kimseye zararı dokunmadı bak herkes memnun)
Kimisi ( off doğruyu söylüyorum, yalan diyorlar, yalan söylüyorum doğru diyorlar, bende artık doğrulardan vazgeçtim tıpkı siyasetçiler gibi. Nasıl olsa yalan söyleyeni dokuz köyden kovmayıp başlarına taç ediyorlar, doğruyu söyleyip kendimi mi yok edeyim şimdi) v.s
Gibi türlü bahaneler ardına gizlenip yalanı dolayıveriyoruz dilimize ve bir daha da vazgeçemiyoruz o duygudan.
Bu bir alışkanlık mı? yoksa gerçekten pembe yalanlar söylenmeli mi? Neden yalan söyleyenleri baş tacı yapıyoruz ve “ doğruyu söyleyenleri dokuz köyden kovuyoruz)? Yaşamın yalan olduğunu bildiğimiz için mi yalana başvuruyoruz? Bizi yalan söylemeye iten etkenler nedir? Çocuklarımıza “yalan söylemek ayıptır, sakın yalan söyleme) deyip, akşam eve eşimiz dostumuz geldiğinde, çocuğumuzun bildiği gerçeği gelen kişiye aktarırken yanına bir iki ilave katıp aktardığımızda, çocuklarımıza nasıl bir örnek oluyoruz?
Sanal dediğimiz ortamda ( yani nette) kişiler neden bir birilerine yalan söylüyor? V.s.
Ben kendi adıma bu konularda çok fazla araştırma yaptım ve şunu gördüm. Ne olursa olsun yalanın pembesi, siyahı, moru, grisi, beyazı, yoktur. Yalan yalandır ve bir zaman sonra gerçek ortaya çıktığında, kişilerin aldığı yaraların ne kadar büyük ve kapanmaz olduğunu, ( en büyük ispat bugün ki siyasi anlayış, adamlar başa gelebilmek için bin bir yalan söyleyip, başa geldikten sonra unutmalarıdır.) yalanın yaşamımızda asla olmaması gerektiğinin, gerçeklerin olduğu gibi konuşulmasının insan yaşamında acı da olsa açtığı yaraların tez zamanda kapandığını göstermiştir.
Sevgi arkadaşlar, sizce yalan söylenmeli mi? Söylenmeli ise nasıl yalanlar olmalı? Kimler yalana başvurabilir? Kimler hiçbir zaman yalan söylememelidir?
Ve neden yalan söylenir?
Sevgiler ve saygılar.
YORUMLAR
Yalan sanki sosyal hayatın düsturu olmuş..Öyleki evlat anasının, hanım kocasının, talebe hocasının önünden selamsız geçiyor ama yalansız geçemiyor neyazıkki..
Ne güzel söylemiş AKİF; "Vefa yok ahde hürmet hiç ,emanet lafz-ı bi-medlül; Yalan raiç ,hiyanet mültezem her yerde ,hak meçhul".
Aslında toplumu oluşturan ailede, aileyi oluşturan bireylerde bitiyor iş bence.. Evet, belki korku, belki anı kurtarma diyelim kılıfına ama itiraf edemesek de hiçbir geçerli dilekçesi yok yalan söylemenin..
Küsleri barıştırmak için söylenenlere kelime oyunu desek daha doğru olur, zira dinde de olmazı yok yalanın bu noktasının..
Öte taraftan yalanın renkleri de pandoranın kutusunda kalmış ama fark edilmemiş şeyler bence, zira renkli yalanlar da anı kurtarsa da foya dediğimiz bir renk daha var kibir süre sonra daha baskın bir renk olarak ortaya çıkıveriyor..
Yalansız yaşamaya önce kendimizi, ailemizi alıştırmalıyız ki çevremize de bu alışkanlığımız yayılsın.. Evet, sigara kadar kolay benimsenen bir alışkanlık olmayabilir , ama bu noktada da tutarlı davranmak bizim kimliğimiz olmalı..
Yalansız yaşanmaz gibi klişe laflar cümbüşüne kulak asmayalım derim, sonuçta yalan söyleyince yüzü kızaran insanlar da var hala aramızda..
Önemli bir konuya dokunduğunuz için özellikle teşekkürler..saygılarımla..
Bir araştırma yapılmış ve bu araştırmanın sonucu açıklandığında hepimiz tam bir şok yaşamıştık.
Hiç yalan söylemiyorum diyen kişi bile hünde en az on defa yalan söylüyormuş.
Bu yalanların başında da Hiç iyi olmadığı halde, iyiyim demek geliyormuş.
Yani dünyada yalan söylemeyen hiç kimsenin olmadığını bu araştırmak kanıtlıyor olmalı sanırım.
Saygı ve sevgiler
hayatında hiç yalan söylemeyen insan yoktur mutlaka hayatımızın bir yerinde yalana muhtaç kalmışızdır.
kişi içinde ki her seyi anlatmak zorunda değildir
bu da yalan söylemek için bir sebep değildir
kişinin her zaman susma hakkı vardır...
genelde susma hakkı kullanılmalıdır..bence...
veya arkasında duramayacagın şeyleri yapmamak...
yanlış hepimiz için geçerli, insanız...
fakat yanlışı yalanla örtmek yeni yalanlara kapı açmaktır...
yazınızı haz alarak okudum
tebrikler yüreğinize
saygımla...