- 1286 Okunma
- 5 Yorum
- 0 Beğeni
TÜRKÇE KELİME TASARIMI
TÜRKÇE KELİME TASARIMI (1)
Güzel Türkçemizin yapıcıları şairler,yazarlar ve Türk ulusudur.Öğrencilerde şüphesiz bu kapsamda bulunur.Türkemiz ihtiyaçtan ve yabancı sözcük karşılığı oluşturmak için kelime tasarımı yapmak zorundadır.
Türkçenin genel yapıntsı içerinde bu da bir sorundur.Tasarımın ,Türkçede sorun olarak saptadıktan sonra kelime tasarımı diye bir şeyide kavramsallaştırıyoruz.
’KELİME TASARIM’ ı yapılırken artık uyulacak ilkelerin saptanması uzlaşıyla ortaya
koyulmalıdır.
Kelime tasarımında mutlaka olması gereken ;herhalde cümle biçimli kelimeler olmasa gerektir.Binaeteği...Dağtırmanıcısı...İletişimgötürücü....gibi.
Türkçenin ruh ve doğasına uymayan biçim ve durumlarında bilinmesi artık olmak gerektir.Tabii,türkçe semantikte de titiz olmalıyız.Aksi takdirde ağzımız bizim dilimiz ellerin olur.
YALÇINER YILMAZ
GÖRSEL sanatlar öğretmeni
YORUMLAR
Yazının kapsamını genişletmelisiniz.
Yararlı olacaktır.
Önder Atatürk TDK'nu kurduktan sonra yabancı sözcükler üçte iki dolayında arındı bilirsiniz.
Atatürk müselles yerine "üçgen" önerdi. Yaygınlaştı.
Tayyare "uçak" oldu. Güzel değil mi. Ama ilk önerilince dalga geçildi.
Nazır "Bakan" oldu. Yine ilk konuşulduğunda alay edilmiş.
Muallim "öğretmen" oldu. Ne güzel.
Talebe "öğrenci"
Şimdi TDK batıdan gelen sözcüklere karşılık bulmaya çalışıyor, ancak doğu dillerinde kayırma var gibi.
Bilir ve kabu ederiz.
Dil bir anlaşım aracıdır. Manalaşım aracı değildir.
Düşüncenimiz kalıbıdır.
Kelime yerine sözcük de tutmuştur artık ve anlamlıdır.
Gereksinim de tutmuştur ihtiyaç yerine ama ihtiyaç egemenliğinini sürdürmektedir.
Değerli kardeşim.
Dil üzerine duyarlığınız için teşekkürler.
"Binaeteği...Dağtırmanıcısı...İletişimgötürücü...."
Bir yerden başlamak lazım. Tamamen yabancı dilden yönelen sözcüklere bırakmak yerine dilimizi, bir yerden başlamak lazım. Bunun için Gerek "Anadolu" Türkçe'sinde ki yöresel söylenimlerde, gerek Türkofon ülkelerdeki ağızlarda çok karşılık bulacak söyleyiş var.
Meyhaneye, -gamevi- diyordu Gümüşhane'li bir tanıdığım. Yöremizde -ünlemek- deyimi biliyorum. seslenmekten, dikat çekmeye kadar bir anlam karşılaması vardır. Bu sözcükten teyip, radyo gibi kelimeleri mantıklı şekilte türetebilmek mümkün. Ünçalar gibi..
Ama kurallarını belirlemek lazım. Bir de tekrar tekrar tüm Türkofon ağızlarda saha çalışması yapmak lazım, derlemek lazım, son hallerini güncellemek lazım.
Halk demişsiniz, halk zaten hangi konuda dikkkate alınıyor ki, bu konuda ne demiş, birikimi ne önem verilsin?
"Türkçenin ruh ve doğasına uymayan biçim ve durumlarında bilinmesi artık olmak gerektir.Tabii,türkçe semantikte de titiz olmalıyız.Aksi takdirde ağzımız bizim dilimiz ellerin olur.
Semantik, etimolojikten bağımsız mı ki zaten?
Göktürkmen tarafından 11/4/2008 6:49:35 AM zamanında düzenlenmiştir.