İNCİTMEDEN DUYGULARI, ÜRKÜTMEDEN YAZANLARI...!
Ne güzel duygu dolu yaşamak ve her anı şiirleştirmek, zaten ben de bir idda peşinde değilim, olaylar ve duygularım doğrultusunda kişisel tepkilerimi dile getirmekten başka bir şey yaptığım yok, benim de algılamam böyleyi yansıtmaya çalışıyorum dilim döndüğünce, allah herkesin aklını, algılamasını farklı yaratmış, o yüzden ben eleştirilerimi asla ukalaca yapmam, kalp kırmam, kimsede başkalarının duygularına yön veremez, bizim de başkalarının duygularına yön veremiyeceğimiz gibi, herkes bunun bilincine varmalı bence.
Yazım kuralları vardır, ama nice şairlerin günümüzde şiirleri hala söylenip takdir topluyor, ve bunların içinde okuma yazma bilmeyenler de var.İçindeki duyguyu anlamadan" yok yazın şöyle, yok vurgulaman böyle..bu tarz eleştirilere ben gülüyorum, zaten şiiri yürekten yazan için bunlar söz konusu olamaz, ben bir başkasının şiirini okurken, o dizelerden onu yazanın yüreğindeki duyguları anlamaya çalışarak okurum ve neler hissettiğini az çok anlaybilirim, bu kadar ve onun yaşayarak yazdıklarına saygı duyarım, onun dışındaki herşey onu ilgilendirir, kendini hangi konuda eksik buluyorsa zaten o eksiğini tamamlamak için çaba göstericektir.Bunları, o şiiri yazanın gözüne gözüne sokarak hevesini kırmanın bir manası yoktur.Bu tarz davranışlar, şiir yazmaya heveslenen, ya da denemek isteyen insanları, içine kapanmaya ve yazdıklarını paylaşmamaya iter.Bunu yapmamamız gerek.Belki o insanı yüreklendirirsek gerçek bir şairi kazanmış olacağız! aksini yaparsak onun duygu yoğunluğu yaşamasına gem vurmuş olacağız ve yazdıkları hiç gün yüzü görmeden onla birlikte yok olup gidecek.Ben şiiri özgürlük olarak görüyorum.Duygularımın en güzel dışa vurumu,tabii bunları yazarken de okuyanı sıkmadan şiirin içine alabilirsek, bütün mesele hallolur.Okuyan eğlenmeli, duygulanmalı, kendini bulabilmeli ya da hiç yaşamadığı duyguları okurken yaşamalı ve o hiç tatmadığı duyguların eksikliğini duyup o duyguyu aramaya koyulmalı..şiir benim için böyle birşey, daha çok şeyler düşündürüyor da onlarıda yazmaya kalksam destan olucak.Şimdilik bunla yetinmek en güzeli benim için.Yani diyorum ki "bırakalım herkes kendi yaşadığı, hissettiği duygularını özgürce yazsın..fikir özgürlüğünü savunurken, şurda kanun yazılmıyor, anayasa yapılmıyor,sadece insani duygular yazılıp, yaşanan hayat hikayeleri alt alta sıralanıyor...
Bir öğretmen edasıyla, yazım kurallarını hatırlatarak, duygulardaki sıcaklığı yok etmeyelim,
bırakalım herkes kağıtla- kalemle dost olsun, kalemleri kırdırıp, kağıtları ateşe attırmayalım.
İnsanlar emeklemeden yürüyemezler, yürüyenleri gördükçe, onlarda yürümenin varlığından haberdar olup, ayağa kalkmaya çalışırlar merak etmeyin, aynı bütün yürümeyi başaranlar gibi! zannetmeyin bir yetişkinin hala emeklemek arzusun da olduğunu..Herşeyi zamana bırakıp, merdivenleri teker teker çıkmalarını seyredelim.. bize bu düşer ve de duygu adamlarına da bu yakışır.Bırakalım, iyiyi göre göre, hata yapa yapa duygularını sığdıracak bir kalıp bulsunlar.Mutlaka bu deryadan su almak için bir tasa ihtiyaç duyacaklar ve o tası arayıp bulacaklar, ve de bu deryaya taslarını daldırıp kendilerine düşen payı alacaklar. İsim vermeme gerek yok sanırım, malumunuz nice şairler nice yazarlar engellendi, ülke dışına kaçmak zorunda bırakıldı, sürgün gönderildi.. ama onlar duygu ve düşüncelerinden asla ödün vermedi, canları pahasına...İşte duygu düşünce böyle yüce birşey, öyle önemsiz, ya da yapması zor olmayan şeyleri büyütüp bir dağ yaparsak, bizi şiirlerle tanıştırıp sevdiren, bu ülkeye emek vermiş nice şairlerin çabasını da hiçe saymış oluruz ya da şiir sevdasına gem vururuz..Buna hakkımız yok! Şiir özgürlüktür, özgür olan da mutludur, mutlu insandan zarar gelmez....herkes şiir yazsın, yazmayı bilmeyenler de duygularını sayfalara değil, dile getirip bir yere kaydetsin.. bu arada da okuma yazma öğrensin, kalemi eline alıp onunla bütünleşsin...yazım kuralları arkadan mutlaka gelir, önce duygu, duygulara can gelsin...sonrası yazana kalsın...
coşkulu duygular, her zaman çoşup kabından taşar ve etrafa yayılır, aynı bir yanardağ patlamasında etrafa yayılan lavlar gibi....!
Sevgilerle yaşayıp, yaşatmanız dileğiyle
Saygılarımla,
Güler Öz
YORUMLAR
Şiir özgürlüktür, özgür olan da mutludur, mutlu insandan zarar gelmez....herkes şiir yazsın, yazmayı bilmeyenler de duygularını sayfalara değil, dile getirip bir yere kaydetsin.. bu arada da okuma yazma öğrensin, kalemi eline alıp onunla bütünleşsin...yazım kuralları arkadan mutlaka gelir, önce duygu, duygulara can gelsin...sonrası yazana kalsın...
coşkulu duygular, her zaman çoşup kabından taşar ve etrafa yayılır, aynı bir yanardağ patlamasında etrafa yayılan lavlar gibi...
cok güzel misralar yazan kaleminize yüreyinize saglik daim olsun dileklerimle saygilar
Küçük kız, kendini bildiği günden beri annesinden
büyük bir şefkat görmüş ve ondan duyduğu sözlerle,
pamuk prensesten daha güzel olduğuna inanmıştı.
Ona göre; nur yüzlü ve badem gözlüydü. Bir tanecik
yavrusuydu her zaman. Ama ilk okula başlayınca işler
değişti. Arkadaşları onun hiç de güzel olmadığını, hatta
çirkin bile sayıldığını söylemekteydi. Küçük kız, ilk
önceleri onlara inanmadı çünkü herkes birbirini
kıskanıyordu. Ama bir kaç yılda gerçeklerle yüzleşti.
Annesinin bir pamuğa benzettiği yüzü, çiçek bozuğu
bir cilde sahipti. "Badem" dediği gözleri ise şaşıydı.
Vücudu da bir serviyi andırmıyordu. Demek ki, annesi
onu aldatmış ve yıllar yılı çekinmeden yalan söylemişti.
Genç kızın anne sevgisi, kısa bir süre sonra nefrete
dönüştü. Evlenme çağına gelmiş olmasına rağmen yüzüne
bakan yoktu. Üstelik de gözleri, bütün tedavilere rağmen
düzelmiyordu. Genç kız, doktorların gizlice yaptığı
konuşmalardan kör olacağını anladığında çılgına döndü
ve kendisini hâlâ çocukluk yıllarındaki ifadelerle seven
annesinin bu yalanlarına dayanamayıp evi terk etmeye
karar verdi. Fakat annesi, uzak bir yerde iş bulduğunu
söyleyerek ondan önce davrandı ve kazandığı paraları
bir akrabasına gönderip, kızına bakmasını rica etti.
Genç kız bir süre sonra görmez oldu. Karanlık dünyasıyla
baş başaydı. Bu arada annesini hiç merak etmiyordu.
Yalancıydı annesi, ölse bile bir kayıp sayılmazdı.
Bir gün doktorlar, uygun bir çift göz bulduklarını
söyleyerek kızı ameliyat ettiler.
Ancak o, gözünü açtığında yine aynı yüzü görmekten
korkuyordu. Fakat kör olmak zordu. En azından kimseye
yük olmazdı. Genç kız, ameliyat sonunda aynaya baktığında,
müthiş bir çığlık attı. Karşısında bir dünya güzeli vardı.
Gerçekten de harika bir kızdı gördüğü. Yüzündeki
bozukluklar tamamen kaybolmuştu. Çok kemerli olan
burnu düzelmis, kepçe kulakları normale dönmüş ve
yaban otlarını andıran saçları, dalga dalga olmuştu.
Genç kız, yanındaki yaşlı doktora sevinçle sarılarak:
"Sanki yeniden dünyaya geldim!" dedi. "Yüzümde hiçbir
çirkinlik kalmamış, estetik ameliyatı siz mi yaptınız?"
Yaşlı doktor: "Böyle bir ameliyat yapmadık kızım!."
diye gülümsedi. Annenin bağışladığı gözleri
taktık. Sen, onun gözünden gördün kendini!."eminimki annenin yüreğiyle görüyür ve yazıyorsundur .
ancak çok yüce bir anne böyle yürekli bir dağ gülü yetiştirebilir onun ellrinden öpüyor , bayramını kutluyorum...sevgi ile kal
İnanın çok güzel bir konuya değinmişiniz.Tamamen size katılıyorum.Ben zaten amatörce duygularımı aktarıyorum ve bunu kabul ediyorum.Belki şiir bile demiyen arkadaşlar olabilir ama başlamadan da hiç bir şey olmaz karalaya karalaya okuya okuya birşeyler ortaya çıka bilir.Çırak bile olmak için çok zaman gerek ama en azında sizlerin güzel şiirlerini okuma fırsatı nı buluyorum sitesinizde.Herkese saygı ve sevgilerimi sunarım.Size de çok çok teşekkür ederim.İyi ki varsınız.Sevginiz yüreğiniz ve kaleminiz daim olsun.....
bakış tarafından 11/24/2008 2:39:40 PM zamanında düzenlenmiştir.
sevgili şiir dostları..zamanın cemberinde dönerken insan dünyanın göbeğinde , fark etmezse bu duyguyu bu yaradılış mucizesini!!! ve yasarken bilemezse yaşanan hüznün, acının ,mutluluğun ,gözyaşının , sebebeni hissedemezse ruhunda .ne kalem yazar nede yürekler gercekten sızlar ..dökülüyorsa gönülden gözyaşı gibi iki satır o anın pençesinde şiirdir noktasız virgülsüz şair dir o yürek namsız ve söhretsiz... ne bir yorum değiştirir o acıyı sancıyı hüznü nede dindirebilir o anın gözyaşını...çoktan kanamıştır o anın her hali yürekten dile dilden kaleme kalemden kağıda...uzatmıcam rabatlı ya katılıyorum .. gönül dostu yazı gercekten güzeldi ..yüreğindendi kanamıştı işte .....kutlarımmm..saygılar..
Halk deyimiyle "İşleyen demir ışıldar." Elbette kalem tutan eller, duyarlı yürekler yazmalı. Yazmalı ki bilensin, donansın, eleştiriler alsın, payına düşeni kapsın okurdan. Ya da yazdıkları ona yol göstersin. Bundan çekinen, korkan yol alamaz, ileleyemez. Yazacak ve ders alacak, yazdıkları bir öncekine göre daha iyi ve de olumlu çağrışımlar getirecek... Bu yolda çaba harcayanlara ne mutlu. Yazınız bu yönüyle uyarıcı görevini yerine getiriyor. Sağolun.
www.mehmet-erbil.tr.gg
Mehmet Erbil tarafından 11/17/2008 3:20:21 PM zamanında düzenlenmiştir.
ŞİİR SANATI
Musiki, herşeyden önce musiki;
Onun için tekli mısradan şaşma,
Kıvrak olur erir havada sanki
Ağır aksak söyleşiye yanaşma.
Kelime seçerken de meydan senin;
Bile bile bir nebze aldanmalı
Dumanlısı güzeldir türkülerin;
Öyle hem seçik olsun, hem kapalı.
Güzel gözler tül altında görünsün
Gün ışığı titremeli şiirinde.
Ak yıldızlar maviliğe bürünsün
Ilgıt ılgıt sonbahar göklerinde.
Ara-rengin peşindeyiz çünki biz;
Rengin değil ara-rengin sadece
Ancak öyle sarmaş dolaş ederiz.
Kavalı boruyla, hayali düşle.
Nükte belâsından kurtulmaya bak;
Acı zekâ, sulu gülüş neyine?
İşe karıştımı bu cins sarımsak
Maviliğin yaş dolar gözlerine.
Tut belâgatı boğazından sustur;
El vurmuşken bir zahmete daha gir;
Kafiyenin ağzına bir gem vur
Bırakırsan neler yapmaz kim bilir?
Nedir bu kafiyeden çektiğimiz!
Hangi sağır çocuk, ya deli zenci
Sarmış başımıza bu meymenetsiz,
Kof sesler çıkaran sahte inciyi?
Hep musiki, biraz daha musiki
Havalanan bir şey olmalı mısra
Birdeli gönülden kalkıp gitmeli
Başka göklere,başka sevdalara.
Dağıtıp tozu sabah rüzgârına
Mısraların alsın başını gitsin
Kekik, name kokaraktan dört yana...
Üst tarafı edebiyat bu işin.
Paul verlaine
(Çev. Selattin Eyüpoğlu-
Melih cevdet Anday)
dağ gülü tarafından 11/2/2008 2:29:10 PM zamanında düzenlenmiştir.
Şiir bir gönül işi...Yaşamı seven insanların hepsi benim gözümde birer şairdirler...Ruh önemlidir aslında...Seviler var oldukça..şiirde sürecektir.Anlattığınız konuya katılıyor ve güzel bir yaşam diliyorum.RABATLI
RESİM ÇOK ÖNEMLİ...İKİ ARADA BİR DEREDE KALMAK...ZOOOOR
RABATLI tarafından 10/31/2008 10:57:48 PM zamanında düzenlenmiştir.
Değerli vefalı dostlarım, bende bilincindeyim, şair demekle şair olunmadığının ve de insanın kendine şair lakabı takmasının, o kişi için komik duruma düşmekten başka hiç bir işe yaramadığının bilincindeyim. Benim sözüm, inanın kim şair yada kim değil, bunu tartışmaya açmak değil. Benim sözüm, sayfaya uğrayıp,yazılan duyguları görmemezlikten gelerek, "ya kardeşim şunu da büyük harfle yazmasaydın daha iyi şekil olurdu" ya da "sayfaya girip yine ordaki duyguları anlamaktan bi haber," fon hiç uymamış" sanki biz tabelacıyız! Renk ne katar şiire bilemem, ben renkleri severim ama, duygularda rengarenk olmak, cıvıl cıvııl olmak (tabii ki milli duygular hariç ) anti parantez belirteyim de aman yanlış yorumlanmasın! Sağolsun biri geliyor senin sayfana yazdıklarını hiç kaale almadan kutlama yapıyor, isim vericem diğer arkadaşlara da yapmasın (n.hatun) "ahh be ustam ahh" şiir sayfamda allah razı olsun Cumhuriyet bayranı kutladı o kadar, şiirle ilgili bir yorum yok, bende aynısını ona yaptım, iadei ziyaret edip. İyimi mi yaptım? Hayır.. Orda bir şeyleri vurgaladım tabii ki fark ederse. (insanlar ayna gibidir, bana baktın mı kendini görebilmelisin)
Benim bu konuda söylecek başka bir sözüm daha var, ben nette şiir yazmadan önce bu konulardan bi haberdim, şiiri duyguların en güzel ifadesi olararak görürdüm, hala da öyle benim için, gerçek olan da bu. Lakin burda sitenin amacını aşanlar var, "beğenmezsen okumazsın kardeşim" de denebilir, tabii ki bu en son söylenecek söz benim için "aman efendim, ne güzel dizeler, yüreğinize, ellerinize sağlık demek de bir o kadar yanlış. Bence biz burada idda peşinde değiliz, burada yarış da etmiyoruz, burada kimsenin tahsilini de yargılamıyoruz, ilkokullu, liseli, üniversiteli yada ali okulunda okuma yazma öğrenmiş, eğitim düzeyleri farklı kişileri aynı kefeye koymak! ya da canım sıkılıyor ya dur şurda bir iki yorum yapıp ortalığı hareketlendirim! ya da gıcıklık yapiim "fon uymamış renkleri değiştirin" diyerek dizaynırlık yapiim.. ya da bana bir arkadışın yaptığı gibi, bir ünlü şairin şiirini koyup sizin şiirinizin karşısına (ya bu benim için ne büyük gurur, demek ki ben onlarla karşılaştırılmaya başladım saçmalığına kapıllmadan:) biraz da düşündürücü bularak, arkadaş ne yapmaya çalıştı acaba? Diye düşünmeden edemedim. Ben kim... Orhan Veli kim.. Onu karşımda görünce utandım inanın... Yerin dibine girdim desem yeridir. Böyle utançlar yaşatmayalım arkadaşlar lütfen. Bütün namı değer şairlerimiz, hepsinin kitapları mevcut, alıp okumak isteyen şair adayları okur görür ve o duygular çıkabiliyorsa onun da dağarcığından, kopya çekmeden şiir yazabilirse, ne mutlu amatör şiir yazmaya çalışana, ben kendi adıma tahsil hayatım boyunca tanıdığım şairlerin eserlerini öğrendiğim kadarıyla kaldım. Şimdi ise etkilenmemek adına okumuyorum, çünki ben olamazsam şiirimde ne anlamı var ki yazdıklarımın...
Herkes kendi penceresinden hayata bakmalı, sonrada gördüklerini adlandırabiliyorsa, duygularla harmanlayıp, sunabiliyorsa insanlara, işte bu derim. Bende burda "AŞIK VEYSEL" İ rahmetle anıp susuyorum... ( şiire gönül vermiş, emek çekmiş bütün şairlerimizi , aramızdan ayrılanları rahmetle, hâlâ aramızda olanları da sevgi ve saygıyla anıyor ve selamlıyorum)
Sevgilerle yaşayın ve yaşatın dileğiyle hoşça ve dostça kalın...
İlham periniz hep baş ucunuzda olsun dilerim...
(şimdi de AMİN diyelim! "n.hatun"ca)
Saygılarımla
g.öz:))
dağ gülü tarafından 5/29/2010 5:14:28 AM zamanında düzenlenmiştir.
Güler Hanım yazınızı okudum kelime kelime inanın bir bütün olarak değil kelimelerinin anlamlarıyla değerlendirdimki gözümden bir şey kaçmasın.
.....bu sitede yazanların sayısını ben bilmiyorum siz belki bilebilirsiniz herkes birşeyler yazıyor çiziyor karalıyor ve yaptığının adına şiir veya makale koyuyor.
.....bence burasını bir eğlence yeri olarak görmeyipte bir akademi olarak düşünürsek,yazmaya çalıştığımız şiirlerle veya yazılarla hem eğleniriz yani tabiri çaizse kalem kağıtla hem şevişiriz hemde burda kendimizi geliştiririz.Burada yazılara bazı arkadaşlar yaptığı yorumlarda eleştirinin tozunu artırıyorlar şöyleki hatayı söylüyorlar ama insanı yerin dibine'de sokuyorlar onda hemfikiriz.Sitede herkes biribirine şairim ustam veya buna benzer sözcükler söylemeleri yazara destek olmak, onu yüreklendirmek baabından söylendiği kanısındayım şairim ustam gibi sözler basite alınacak sözler değildir. Alçak gönüllülük olarak,birbirimizi tanımamamız açısından şairim ustam diyoruz ama, bu sitede toplam şair sayısı ikiyi geçmez sitede bir şair var ben onunla tanıştım işi bilen şair o burada herkese şairim deyipde o zatı muhtereme hakaret etmeyelim . Söylemeyle şair olunmuyor.Sana ne kadar değer verdiğimi bilirsin yazına kattığım bu yorumu eleştiri olarak kabul etme lütfen sadece yazınıza birşeyler katmaya çalıştım.Benim gönlümün şairi sensin.
......Sizin çoşkulu yüreğinizden fışkıran duygu ve bilgilere herzaman ihtiyacımız var.Allah başımızdan eksik etmesin.