- 1004 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
GİT ARTIK!
Git! Ayaza kesmiş yüreğimdesin artık, iliklerime dek üşüyorum... Buz dağları yığıyor üzerime böyle karşımda duruşun. Sıcak umutlarla karşılamıştım seni, zemheri soğuklarında olmasın yok oluşun. Yüreğim şimdi, sensizliğin yangınlarında yeniden yanmak için bekliyor. Sensizlikte yaşadığım o acıyı özlüyorum delicesine. Kahretsin! Seni dünlerin yarınlarında yaşa(t)mak daha güzelmiş umutlarımda…
Sadist olmadığım gibi, mazoşist de değilim aslında. Kimseye acı vermek değil maksadım, ya da acılardan zevk almıyorum, ama… Hani, sevda ateşi derler, plâtonik de yaşanır ya… Hani, aşk’tır bir diğer adı da… Hani, ara sıra yürek ucuna batar bir özlemin dikeni ve acısı kirpik uçlarından armağandır göz pınarlarına… İnceden bir sızıdır yüreğinde o an hissettiğin.
Tanımadan seversin, görmeden… Elini tutmadan, gözlerine bakmadan seversin… Oysa gözlerinin rengini bile bilmezsin. Bir gün mutlaka geleceğine inandığın, delicesine beklediğindir o senin… Özlemi canını acıtsa da, birgün onunla yaşayacağın hayalleri, göz pınarlarında biriktirirsin.
Yürek atışına nedendir hayalî sevdiğin. Umutlara sarılırsın sımsıkı. Onunla hayalini yaşamaktır tek dileğin... Bir tek güne bile razıdır yüreğin… Sımsıkı sarılır yarınlara, yaşamla arandaki pamuk ipliğin! Hani, bir türkünün nakaratını bağlarsın ya en parlak yıldızın ucuna… Ya da, sabahlara kadar hayallerini anlatırsın o kuzey yıldızına… Bazan de umutlarını doldurduğun kadehini kaldırırsın, onunla yaşayacağın yarınlarına…
Beklersin… Nefes nefese beklersin… Hayallerde soluklanırsın ara sıra. Düşmemek için tutunursun düşlerindeki bulutlara… Düşlerde hasret perdesini aralarsın ve uyandığında yarınların beşiğine yatırıp umutlarını, türküler söylersin başucunda…
Anlamıyorsun değil mi? Anlayamıyorsun! Neden anlatıyorum ki bütün bunları sana?
Gün batımlarına gönderdim şimdi pişmanlıklarımı… Yeni hayallere yer açmak için, yıldızlara dağıttım eski hayallerimi. Sokak lâmbasında yaktım anılarımı… En karanlık ve derin kuyulara attım yalanlarını… Sensiz bir geleceğe çizdim tüm plânlarımı… Git artık! Yok edeceğim bir şey kalmadı hayatımda senden başka… Ben sana koşarken, sen bir adım bile gelmedin. Yazık! Ben yıllarca sen olurken, sen bir ben bile edemedin!
Kendi dünyamda, boğazıma kadar sensizliğe batmak istiyorum. Senin yazdığın bu saçma sapan senaryonun defterini kapatmak ve kendim için yeni bir senaryo yazmak istiyorum.
Belki seni, her zerremde öfkemle kırıp parçalayacağım. Gece siyahına boyanmış nefretler duyacağım sana belki de. Asılı kalacaksın dünlerin unutulmuş albümlerinde.
Yine de korkma! Ah’lara bulaştırmadım hiç dilimi! Ah’lar yoktur, hiç olmadı gönül defterimde. Unutma! Benim her nefretim bile, bir sevgi eder yüreğimde!
Git artık! Seni, yüreğimde çoğaltma çabalarıma karşı, sen hep azalmak için uğraştın. Senin istediğin oldu işte! İçimde tükettin kendini, bir zerre bile kalmadın. Benden alacağın ne varsa son damlasına kadar aldın. Sonunda ben de aramızdaki hesabı kapattım. Bundan sonra ne sor beni, ne de ara. Git artık… Git! Mümkünse hiç karşıma çıkma.
Kadınsı düşlerimi öldürdün… Hiç değilse insanlığım kalsın, ona dokunma!
Nesrin Göçtürk
YORUMLAR
Elininizin tersiyle ittiğiniz, kapı önüne koyduğunuz biri için bu kadar süslü bir yazı yazmanıza değermiydi? Emeğinize yazık.Gene de çok güzel olmuş.İnşallah kapıdan içeri almaya çalıştığınız biri için de böyle güzel bir yazı yazarsınız.