- 5814 Okunma
- 3 Yorum
- 0 Beğeni
ESARET VE ÖZGÜRLÜK (EDEBİ METİN)
İnsan özgür olduğu kadar onurludur. Ve insan esir olduğu kadar gurursuzdur. Yaşama hakkı insanın, özgürlük insanlığın en temel hakkıdır. Kişinin özgürlüğünü alanlar en büyük insanlık suçunu işlemişlerdir.
İnsanın özgürlüğünü aldığınızda geriye sadece adı kalır. Ve bir insanı esir aldığınızda ona sadece yaşamayı bağışlarsınız. O nedenle “Ya istiklal ya ölüm” diyenlere “Ne istiklal ne ölüm.” Teklifini yapanlar gaflettedir.
Özgürlüğü kavramak için esaretten kavrulmak ve esir yaşamaktan kahrolmak gerekir.
Özgürlüğe uzanan yolda esaretle tanışan, aynı yolda ölümle tanışanlar kadar şanslı değildir. Bu şansızlık yaşayan ölüye dönüşmekten başka bir şey olamaz.
Özgürüm diyenler, özgürlük için bedel ödeyenlerdir. Hiçbir esaret özgürlüğün bedelinden pahalı olamaz. O bedel yaşama hakkından seve seve vazgeçebilme iradesini gösterebilmektir.
Düşmanlarına özgürlüğünü hediye edenler, çocuklarına esaret denilen şerefsizliği miras bırakmaya mahkumdur. Onların yaşamı kendileri ile başlar kendileri ile biter. Onların tarihi kendi yaşamları ile sınırlıdır.
Özgür olmaktan utananlar, esir olmaktan mutluluk duyacak kadar kişiliksizdir. İnsan aç ve çıplak kalabilir. Ama insan özgür ve bağımsız olmadan yaşayamaz. Açlık ve çıplaklık utanılacak bir suç değildir. Açlık ve çıplaklık pahasına özgürlüğünden taviz vermeyenler değil zevk ve sefahat için esareti kabul edenler utanmalıdır.
Hiç kimse esir olmak istemez, ama herkes özgür olacak kadar yürekli değildir. Zira özgürlük gerektiğinde bedel ister, kan ister, yetmediğinde can ister. Esir can özgür ruhu taşayamaz. Ruhun esareti kabul etmesi ise yok oluştan başka bir anlam taşımaz.
Özgürlüğün boynunuza geçireceği ilmeklerin, esaretin bileklerinize geçireceği kelepçelerden daha az acı vereceği muhakkaktır. Zira ilmeğin acısı bir andır. Kelepçenin acısı ömür denen zamandır.
Esir bir insanın esaretine ancak, özgür bir insanın cesareti son verebilir. O cesaret ölümü çiçeklerle karşılamaktan başka bir şey değildir. Onların aziz bedenleri omuzlar üzerinde ve meleklerin kolarında taşınır. Ve taşıyanlar onların aziz bedenlerinin ağırlığını hissetmeyecektir. Zira Tanrı onları ebedi özgürlükle mükafatlandırmıştır
Ancak özgür çocuklar esir kuşakların kaderini değiştirebilir. Özgür bir çocuğa yaşama hakkı yaratan anne ve babalar en muhteşem varlıklardır.
Esir bir baş eğişi ancak özgür bakış sona erdirebilir. O bakışın muhatabı olanlar bir anafora tutulmuş olarak kendilerini kaybetmeye mahkumdur.
Esareti sona erdirecek kılıcı, kalkanı sadece özgürlük ruhu harekete geçirebilir. Özgürlük ruhu eksilenler; savaşma azim ve iradesini, yaşama azim ve iradesine kurban edenlerdir.
İnsan ruhu özgür olmadıkça, bedenin kazandığı özgürlük, insanın varlığının özgürlüğü açısından bir anlam taşımayacaktır. O yüzden bedeninize sızan esaretten değil, ruhunuza sızan esaretten daha fazla elem duymalısınız.