- 1553 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
CEMAL
CEMAL
yürüyor yavaş yavaş siyah kaldırımlarda.ayakları rakının dengesizliginde,dilinde hep aynı şarkı ’’ ADA SAHİLLERİNDE BEKLİYORUM... ’’
o aklına mıh gibi kazınmış sokaga gelince toparlıyor kendini.ah bi ayn olsa bakacak haline,düzeltecek fiykasını.bu sarhoş hali sanki acemi askerlerin tören gecişi gibi geciyor gönlünün genel kurmayının önünden.sevdalısının evinin önünden gecerken gözleri perde arkasında iki yıldız göz arıyor kendince.kafasının güzelligiyle dahada sahlandırıyor hayalerini ama bir gün bir gün diyor ,açacak pencereyi seni seviyorum cemal diyecek.bu umut akıntısı onu sokagın sonuna kadar götürüyor.
hey gidi cemal,mahallenin bıçkın delikanlısı.fidan boylu geniş omuzlu,bembeyaz yüzünde masum ama bi okadar sert bi ifade.sacları en kral aslanın yelesi gbi.efendiydi cemal iyi huyluydu,damarlarında temiz kan gezinirdi.kötüye bela iyiye gardaş olurdu.mahalleli cemali,cemalde mahalleyi severdi.silahları sevmezdi,demir gibi bilegi vardı cemalin.o yeşil gözleri sımsıcak bakardı insana.cemal hırcın ama bi okadar sakin di.bi keresinde mahallenin okuluna dadanan uyuşturucu satıcılarını fena pataklamıştı.öylesine dövmüştüki adamlara mahallenin adını unutturmuştu.bi sey vardı oda adamların cemalin adını unutmadıklarıydı.
ahh cemal ,akıştı hemde deli gibi delicesine aşıktı.ikiyıl önce başlamıştı aşkının hikayesi.
mahalleye ansızın taşınan bi müzik hocasıydı o.cemal de anlamadı ne oldugunu ama oldu hersey bi anda.kızın geldigi gün gördü onu ,eşyaları taşıtırken uzaktan gördü o bile yetti cemale.
göğsünün altında cırpınan yüregi hiç böle olmamıştı.hiç görmemişti bölesini.kızın simsiyah sacları vardı rüzgarın kucagında.incecik beli,en usta ressamın bile hayalinde cizemeyecegi bedeni vardı.pamuk gibi teni inci gibi gösteriyordu gözlerini.kaşları deniz dalgası gibi,dudakları cennetin kilidi bende der gibiydi.cemal cakılmıştı yerine.şaşkın şaşkın ne yapacagını bilemedi.yardım etmek gecti içinden,ama bu heyacanla taşıdıgı bütün eşyaları kırıp dökebilirdi.hiç görünmedi kıza hızlı hızlı yürüdü.gizli mabedi sahile yürüdü.hey be deniz ne kabarırır durursun senden güzelini gördüm ya gururlanıp boşuna salınma dedi bagırarak.
kız piyano ve gitar calardı.salonun penceresi sokaga acılırdı.aletlerden cıkan her nota,gizlice balkonun altında saklanıp ,kızı calışını dinleyen cemalin yüregine sızardı..her notada cemalin aşkı taşar ne mahalleye ,ne sehre nede koskoca dünyaya sıgdıramazdı gizli aşkını.cemal her akşam üstüleri gizlice kızı dinler,geceyi dinledigi müzigin eşliginde kızı hayal ederek bitirirdi.
ara sıra içerdi cemal.masasında hep rakı,kaset calarında o hep bildik şarkı.mezesi süzme yogurttu.bulamadıgı günler içmedi cemal,yogurtsuz rakı olurmu derdi.içerken ay ı göremezdi cemal cünki kızın hayalinin resmini ay ın üstüne yapıştırmıştı.off larını içine akıtırdı cemal tıpkı gözyaşları gibi.
cemalin iyi bildigi bişiy vardı bedenini ateş gibi yaksada o kıza layık degildi.kız okumuş ,kültürlü,nezih ve nazik biriydi cemalse bi serseri.kızın komşuları kıza cemali anlatmıştı ve kızda cemali merak etmişti ama bunu cemal hiç ögrenemedi.
cemal bir akşam karar verdi kıza sevdigi haykırmaya iç ti iç ti,bir savaşçı gibi bütün cesaretini toplayarak kızın evinin yolunu tuttu,kızın evine gelmeye bi sokak kalmıştı.karanlık bi sokaktı bu gectigi.hiç sevmezdi burasını.bi an karanlıkta bi gölge gördü cemal.durdu gölgenini sahibini aradı tanıdıkmı diye.gölgenin oldugu yerde ateş böcekleri uçuşmaya başladı sanki,cemal anlamaya calıştı ama ateş böcekleri hiç ses cıkar mazdıki, bu kadar acı saçmazdı etrafa.gölge kayboldu aniden.cemal önce bi ıslaklık hissetti bedeninde,sonra elini uzattı karnına.sonra baktı eline,elinde dolunay vardı ama kıpkırmızıydı dolunay.cemal o an anladı vuruldugunu.hiç hak etmedigi kadar kahpece vurulmuştu.
cemal cesur adamdı.anlıyordu heyseyi bi ata sözü vardı ’’yigidin anası tes aglar’’ diye.sonsuzlugun gemisine binmeye az kalmıştı.bütün kuvvetini toplayıp kızın sokagına yürüdü.yine sallana sallana yürüdü ama bu kursun sarhoşluguydu.sokagın köşesine geldiginde bir eli duvarda ,diger eli karnında idi.vucüdundan süzülen kaldırımlara dökülen kan mahalleye bıraktıgı son hatıraydı cemalin.hadi dedi cemal topla bütün cesaretini azaldı zamanın git ve iki yıldır söyleyemedigin cümleyi söyle vakit tükenmeden dedi kendi kendine.kızın evinin önüne gelince diz cöktü,başı egik toplamaya calıştı nefesini.kafasını kaldırdı ve bütün mahalleyi ayaga kaldıran cümleyi haykırdı, SENİ SEVİYORUM SENİ SEVİYORUM SENİ SEVİYORUM...
iki yılda dünyaya sıgdıramadıgı aşkını,ömrünün şu küçücük anında bir cümleye sıgdırmıştı.
o öyle bi seni seviyorumduki,hayatını yaşamak istediklerini dinlediklerini bütün herseyi ona sıgdırmaya calıştı cemal.bi an o hep bekledigi yıldız gözler perdenin arkasından belirdi.
kursun acısına ragmen yıldız gözleri gören cemal öyle bi gülümsediki,güneşin dünyadaki resmiydi sanki.
ve öylece kalakaldı cemal.mahallede bi agıt bi feryat.ama cemali görenler hayret etti.
dizlerinin üstüne cökmüş,yüzünde güneş gülümseme gözleri kızın evine bakıyordu.öylece kalmıştı cemal.
cemalin bilmedigi bişey vardı,kız görmüyordu kördü ve cemali görme olasılıgı hiç yoktu.
her seye ragmen o kör kız bütün olanları anlamıştı
cemalden sonra o sokakta bi daha aslaa notalar gezinmedi.o gece,cemalin öldügü gece kör kızın gözlerinden iki damla yaş akrı ve kör kızında mahalleye bıraktıgı son sey o oldu.
o sokak kanlı gözyaşları diya anıldı cemalden sonra...
KÜÇÜK Bİ HİKAYE...
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.