Tarih Dersi ve Uğur
Beşinci sınıfta okuttuğum Uğur adında bir öğrencim vardı.
Dersleri çok kötüydü.
Fakat Sosyal Bilgiler dersinde tarih ünitesinde arasıra söz alıp konuşuyordu.
Bir gün Uğur’a:-“Uğur senden büyük tarihçi olur.Yorumların çok hoşuma gidiyor.’dedim.
Dersi anlatırken kitabın dışına çıkıyor dersi ilgi çekici hale getiriyordum.
İlk Türklerdi konumuz.
İlk Türk devletinin Asya Hunları olduğunu belirttim.
Türklerin göçebe hayat yaşadıklarını bu yüzden yerleşik hayata geçemediklerini anlattım.
Baharda yazlaklara, kışın kışlaklara göçtüklerini,evlerini kıl çadırlardan yaptıklarını ve bu evlerin tekerlekli kağnılar üzerinde teşkilatlı bir şekilde yaptıklarını söyledim.
Göç esnasında, ünlü bir tarihçinin dediğine göre manzara yürüyen bir şehir görünümündeymiş.
Demir madenini ilk işleyenin Türkler olduğunu, kızgın demiri soğutarak çeliğe çevirdiklerini bunun sonucunda en iyi kılıcı Türklerin yaptığını anlatıyordum.
Eti güneşte kurutarak ilk pastırmayı yaptıklarını ve uzun süre sakladıklarını,tahıllardan çeşitli yiyecekler yaptıklarını anlatıyordum.
Uzun yolculukta atıyla giden süvarinin yiyeceğinin bitmesinin önemli olmadığını, bunu atın boynundan bir damara girerek 4-5 yudum kanı yutup sonra parmağını oraya bir iki saniye bastıktan sonra yoluna devam ettiğini bunun günümüzdeki serumun kendisi olduğunu söylüyordum.
İlk Türklerin patates gözlemesi yemediklerini çünkü patatesin 1500’lü yıllarda Amerika’dan dünyaya yayıldığını söyledim.
Uğur tarih dersini çok sevmişti.
Bu dersten sınıfın en iyi notunu alıyordu.
Öğrencilik hayatının en yüksek notlarını almıştı.Davranışları da olumlu yönde gelişmişti.
Uğur ikinci kademeye geçmişti.Yine tarih dersinde en önde gidiyordu.
Bir gün Uğur’u koridorda üzgün bir şekilde dolaşırken görmüştük.
Hayrola ne oldu Uğur? diye sorduk.
Uğur:
- “Hiç sormayın hocam.
Ünitemiz Osmanlı devletinin gerileme ve dağılma dönemi idi.
Osmanlı devleti kendini de batırdı beni de hocam.”dedi.
Şanlı tarihimizin bu sayfaları belli ki Uğur’u yıldırmıştı.
“Üzme canını dedim Uğur’a.
Bu enkazın altında kalmadık.
Düşmanları yeniden büyük zaferlere imza atarak kovduk biliyorsun.”dedim.
Uğur kendini zor toparlamıştı.