ISIRGAN OTU (Deneme)
Isırgan otu değmiş ki kelebeğin kanatlarına yangısı yüreğine çöreklenmiş, değdiği an hissedilir ısırganın yangısı, Hele bir de sıkışmışsa kelebek kolları arasında ısırganın; Çırpındıkça yanar yandıkça çırpınır.
Yağmur sonu güneşinin sıcaklığı vardır gülüşlerinde, baktıkça içi ısınır kelebeğin.Gökkuşağı altından dünyaya yayılan ışık hüzmesiydi gözlerinin nuru. Isırgan yangısını kalbinde hisseden kelebek için cazibeydi bu nurlar.
Aşk yangısı bu olsa gerek, birden yakan, yaktıkça çoğalan, çoğaldıkça yakan. Sokak lambalarına intihara gelmiş pervane gibi dönüp duruyor etrafında,Neden sürdü ne kadar sürdü bilmiyor ama miraç kadar kısa, miraç gibi kutsaldı yüreğinde olanlar. Hem ne kadar sürer ki ısırganın yangısı
Ne kendini anlatabildi ne de anlayan çıktı,Kays’ın gördüğü serap gibi susuz kalmıştı yağmur altında. Zaten yabancısı olduğu bir olgu değildi ki ölüm.Kara Eylül fırtınasının yarattığı korku ve endişelerde ıslandı kelebek. Bir mevsimlikti ömrü, aşkın gözyaşlarında eridi titreyerek.
29.10.2008/Samsun
İbrahim COŞAR