AŞK ÜZERİNE BİR DENEME
Ey aşk ve ey sevgili!
Pek çoğumuz seni nasıl bir şey olduğunu bilmeden tanıdık.Karanlık ormanlarında epey yol aldıktan sonra gerisin geriye dönmek isteyenlerimiz oldu.Ama bulamadık yola nereden çıktığımızı.Kaybolduk sandık ve tek çare olarak sevgiliye diktik gözlerimizi.Henüz kaybolmamıştık ama bir zaman sonra gerçekten kaybolacaktık sisli puslu yollarda . İlerleyenlerimiz yolculuğun ne kadar zor olduğunu kısa sürede anlayacaktı.
Oysa uzaktan ne de güzel görünüyordu mutluluk şemsiyen.Bu şemsiyeye aldanarak yola çıkmıştık.Yamaçların yemyeşildi.Zirvendeki örtü ise gelinlik gibi duruyordu bembeyaz.Seni elde edenler sevgilileriyle el ele mutluluk içinde dolaşıyorlardı.Rüzgar poyraz olup eserken ve kışken mevsim baharlar yaşıyorlardı içlerinde.Senin rengin onların rengi oluyordu.Sen solduğunda onların rengi de soluyordu.Aşık olanlar sapsarı benizlerinden tanınıyordu . Bilenler aşk rengi diyorlardı buna.
Sana tutunmak için insanüstü bir gayret sarfediyorduk.Sütten ağzı yananlarımız hariç daha bir sıkı sarılıyorduk sana.Başka çaremiz de yoktu zaten .Bıraktığımızda neyi kaybedeceğimizi anlamıştık artık .Tek başına değildi yolculuk .Hem arkadaştık hem düşmandık yol arkadaşlarımızla.Zaten seni en çok isteyenimiz elde edecekti.Bu yüzden yolda onlarla sohbet etmekten de geri durmuyorduk.Nezaketen ismini anmıyorduk aramızda.Daha zirveye çok vardı ve yalnız çekilmezdi yolculuk .
Sevdiğimize kendimizi duyurmak ,ona kendimizi göstermek için kandiller yakıyorduk yüreğimizde.Ne fayda!Sevgili ya bizi görmüyor ya da görmezden geliyordu.Belli ki o da görmek istiyordu onu en çok isteyenimizi.Bizi kere görseydi,bir kez baksaydı bize . Yolculuğun bu aşamasında istediğimiz tek şey buydu:Bir bakış!
Tam zirveye yaklaştığımızı düşündüğümüzde başka bir sarp geçidin çıkıyordu karşımıza. Ellerimiz arkada sana bakıp nerede hata yaptığımızı düşünüyorduk.Oysa hata yapmıyorduk.Sadece bilmiyorduk sana ulaşmak için bin bir geçitten geçmemiz gerektiğini.Ama öğreniyorduk.
Nihayet sevgili de bizi görmüştü.Farkımızdaydı artık.Bakışlarıyla meltemler estiriyordu içimizde.Ama hala ona çok uzaktık.Bizi bilmediği zamanlarda göre daha zordu işimiz.Bakışları her daim üzerimizdeydi.Hata yapmamalıydık.Yaptığı her hareketten kendimizle ilgili anlamlar çıkarmaya çalışıyorduk.Tam bir psikoza girmiştik.
Ona yaklaştıkça aşkın başımıza açacaklarından ise habersizdik.Fırtınalar koparmaya hazırlanıyordu aşk.Düşmanımız olmuştu.Sevgiliyle aramıza girmeye çalışıyordu. Sevgiliyle bizi kıskanıyor sanmıştık ilk önce .İşin aslı daha değişikti.Sevgiliye kavuşunca onun ellerini bırakacağımızı düşünüyordu.Onun kıymetini iyi bilmemeiz için yapıyordu tüm bunları.Zor olamalıydı ki kolay kaybedilmesin,tüketilmesin hovardaca.Kendince haklıydı da .Çünkü insandı karşısındaki kıymet bilmeyen.Değerli her şeyini tüketen bir varlıktı o . Sorumsuzdu .Kendini tüketmesini istemiyordu.Bunun için var gücüyle esiyordu.Şimşek olup çakıyordu, yağmur olup yağıyordu,gürlüyordu olanca heybetiyle .Ama ne yaparsa yapsın bizi vazgeçiremiyordu .
Görmüştük artık yolun sonunu.Bir kaç adım ötede bir güneş gibi parlıyordu sevgili !