- 787 Okunma
- 3 Yorum
- 0 Beğeni
İnsanlık ölmesin
İnsanın diğer insana karşı sorumluluğu vardır.Okumuş,tahsil yapmış insanların, günümüzde yaşam standartları yükselirken,ona keza inanç zayıflıkları çoğalmakta maalesef.Şöyle bir bakalım etrafımıza,kaç kişiye, onlar istemeden bir şey veriyoruz ?.Kaç insanı hayatın zorluklarına karşı savuna biliyoruz ?
Mesleki eğitim almış,dirseklerini yıllarca tahta sıralarda çürütmüş,yerli, yabancı bir yığın kitap okumuş, hatta lisans yapmış ama insanlık namına bir yatırım yapmamış insanlar kaynıyor günümüzde.
Bana dokunmayan yılan hikayesi ...
Okumuş insanlar, topluma örnek olmalı değil mi?
Değil mi ? .
Bu ülkenin gelişmekte olan ülkeler arasında, en son sıralara kaydığını görmek, üzmez mi ülkesini ve insanı seveni ?.
Üzmüyor mu yokluk sınırı rakamları ?
İnancı olmayanın hiç bir şeyi olmaz.İnanırsak bütün olabiliriz.İnsan olabiliriz.
Bu sebeple ki, mevla insanı yaratmış ve ona bilim, ilim için kitap göndermiş.İnsanlığın tek kitabı okunmadıkça insan olamayız !
Okumadığımız kitabı yaşamayıp,yaşatmadıktan sonra insan olamayız.
Sonra birileri gelir bilmediklerimiz ve bilmek istemediklerimizle bizleri sömürür..
Okuyalım,okutalım..Anlayalım,anlaşılmasını sağlayalım.Bu günkü Allah’sız müslamanlardan olmayalım.Bu gün müslüman olarak yaşayan topluluklar gerçekten Allah’ın kitabında bahsettiği ve istediği müslümanlar mı?
Hz Peygamber (s.a.v) ’in ahlakını benimseyen toplum,bu gün gördüğümüz, bu kavgacı,savaşa hizmet eden,kardeşini öldüren ,tank tüfek üreten ,insanlık katleden toplum mu? Kin güden,siz biz diye ayırım yapanlar mı? İnancımızı istismar edip kendi cebini dolduranlar mı?
Allah’ın emirlerine uymayanlar bunlar.Ya, Allah ve Peygamberine inanan, emrine uyanlar nerede ?
Düşünmek gerek...
Gerçekleri nefslerine göre değiştiren kavimler,helak olmaya mahkum olmuştur yüzyıllardır..
Allah bizi ve ülkemizi, tüm insanlığı ve inananları zalimlerden korusun...
Saygılarımla....
YORUMLAR
İnsanın diğer insana karşı sorumluluğu vardır.Okumuş,tahsil yapmış insanların, günümüzde yaşam standartları yükselirken,ona keza inanç zayıflıkları çoğalmakta maalesef.Şöyle bir bakalım etrafımıza,kaç kişiye, onlar istemeden bir şey veriyoruz ?.Kaç insanı hayatın zorluklarına karşı savuna biliyoruz ?
Mesleki eğitim almış,dirseklerini yıllarca tahta sıralarda çürütmüş,yerli, yabancı bir yığın kitap okumuş, hatta lisans yapmış ama insanlık namına bir yatırım yapmamış insanlar kaynıyor günümüzde.
Bana dokunmayan yılan hikayesi ...
Okumuş insanlar, topluma örnek olmalı değil mi?
Değil mi ? .
Bu ülkenin gelişmekte olan ülkeler arasında, en son sıralara kaydığını görmek, üzmez mi ülkesini ve insanı seveni ?.
Üzmüyor mu yokluk sınırı rakamları ?
İnancı olmayanın hiç bir şeyi olmaz.İnanırsak bütün olabiliriz.İnsan olabiliriz.
Bu sebeple ki, mevla insanı yaratmış ve ona bilim, ilim için kitap göndermiş.İnsanlığın tek kitabı okunmadıkça insan olamayız !
Okumadığımız kitabı yaşamayıp,yaşatmadıktan sonra insan olamayız.
Sonra birileri gelir bilmediklerimiz ve bilmek istemediklerimizle bizleri sömürür..
Okuyalım,okutalım..Anlayalım,anlaşılmasını sağlayalım.Bu günkü Allah’sız müslamanlardan olmayalım.Bu gün müslüman olarak yaşayan topluluklar gerçekten Allah’ın kitabında bahsettiği ve istediği müslümanlar mı?
Hz Peygamber (s.a.v) ’in ahlakını benimseyen toplum,bu gün gördüğümüz, bu kavgacı,savaşa hizmet eden,kardeşini öldüren ,tank tüfek üreten ,insanlık katleden toplum mu? Kin güden,siz biz diye ayırım yapanlar mı? İnancımızı istismar edip kendi cebini dolduranlar mı?
Allah’ın emirlerine uymayanlar bunlar.Ya, Allah ve Peygamberine inanan, emrine uyanlar nerede ?
Düşünmek gerek...
Gerçekleri nefslerine göre değiştiren kavimler,helak olmaya mahkum olmuştur yüzyıllardır..
Allah bizi ve ülkemizi, tüm insanlığı ve inananları zalimlerden korusun...
kutluyorum gerçekten güzel bir konuya parmak basmışsın sevgi ve saygılarımla kalemin daim olsun
Üstadım,önce saygılarımı sunarım,hem fikiriz biz.
Günümüz insanının geldiği noktaya dikkat çekmek istedim.
Dini yaşamak, günahla sevap sınırnda değil.Günah ve sevap Allah ile kul arasında kalan kısımdır.
Müslümanım diyerek geçinen,dini duyguları geçim kanalı yapanlara,gerçek müslümanların gün yüzüne çıkmasına engel olanların politikasına sözüm..
Din istismarcılarına !.
Allah' ın adına hizmet edenler, hizmetlerinin karşılığını yalnızca Allah' tan ister.
Eğitim düzeyim yüksek değil,ama hayatta yaşadıklarım büyük ders verdi.
Okuyanlardan insanlığın hizmetine ,faydasına ve insan kazandırmak adına beklentilerim var.
Düşene bir tekme de sen vur zihniyetini taşımayanlara ihtiyacımız var.Atatürk'ü gerçekten sevenlere ,yurdumuza hizmet için ' Aydın İnsan' lara ihtiyacımız var.Onurlu, şerefli, vicdanlı ,gönül gözü açık olan yöneticilere ihtiyacımız var..
Güzel yüreğinize selam ve saygıyla....
Teşekkürler...
Sevgil Gül;
Siz nice girdabından geçerek yaşamın bunları söylüyorsunuz?Erdemli ve gerçekten inanan biri olarak, yankılanıyor sesiniz. İnanmak elbette aklının bilincinin sınırlarında kendini sorgulayarak ve yüreğinde duyumsayarak inanmak olursa iman hüviyeti kazanır.Tüm kutsal kitapların genel içeriği insanları iyiye güzele doğruya yönelten tanrısal kurallardır ve bu tanım ''Din nedir ?'' sorusunun da yanıtıdır ayrıca.
Toplumların gelişim sürecine baktığımız zaman ise hep bir ''RUHBAN '' sınıfının varlığı sözkonusudur antik çağdan beri.Bu sistem 1789 Fransız ihtilaline kadar , önemli ölçüde değişime uğramamıştır.O zaman Fransız İhtilalini temellerini atan Volter, Jan Jak Russo gibi felsefeci düşünürler laiklik kavramının ortaya atıcısı olmuşlardır.Bu din ve vicdan özgürlüğünü, inançlarından dolayı kimsenin sorgulanamayacağını savuna bir görüştür. Her insanın doğuştan temel hak ve özgürlüklerini olduğunu, bunların yasaklanamaz devredilemez haklar olduğunu İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi'nde de bir sözleşme ile akit altına almıştır.Ve unutmayalım ki inanç ve ibadet özgürlüğü konusunda kimsenin kimseyi sorgulamaya hakkı yoktur...Kul ie tanrı arasına hiç kimse giremez; günahını ve sevabını ahiret sorgular. Ancak unutmayalım herkesin hak ve hürriyetinin sınırı bir diğerinin hak ve özgürlüğünün sınırlarını ihlal etme hakkına sahip olamaz.Ancak söz hakkımızı düşünce özgürlüğümüzü yasaların öngördüğü çeçevede kullanırız.Tam bu noktada devlet kavramı ortaya çıkar,yasa koyucu ile yürütücü erk.İşte bu gün ülke gündemine oturan esas sorun tam burada tartışılmaktadır.Ancak Anayasını ilk bir kaç maddeleri yasa gereği tartışmaya kapalıdır ve bu özgürlülklerde devletin temel prensip ve ilke sınırlarını aşamaz.Yani 1923 'te temelleri atılmış Yeni Türkiye Cumhuriyeti kuruluş itibari modern, laik, çağdaş bir hukuk devleti olma yolunda atinin medeniyet ufkunda yeni bir güneş gibi yükselecektir.ŞU NOKTADA SİZİN SÖZLERİNİZİN TAM YERİ GELDİ , YAPIŞTIRIYORUM ŞİMDİ:
..............................................................................................................................................................................
''Okumuş insanlar, topluma örnek olmalı değil mi?
Değil mi ? .
Bu ülkenin gelişmekte olan ülkeler arasında, en son sıralara kaydığını görmek, üzmez mi ülkesini ve insanı seveni ?.
Üzmüyor mu yokluk sınırı rakamları ?''
..............................................................................................................................................................................
İŞTE BU NOKTADA TÜM AYDINLAR, HUKUKÇULAR , PROFESÖRLER, İŞ ADAMLARI,ÖĞRETMENLER, DOKTORLAR AKADEMİSYENLER, BİLİM ADAMLARI, PSİKOLOGLAR , SOSYOLOGLAR HER KESİMDEN İŞÇİ EMEKLİ MEMUR BÜROKRAT İNSAN KENDİNİ SORGULAMAK DURUMUNDADIR.
SANATÇILAR KENDİLERİNİ SORGULAMALIDIR.BİZ AZ OKUDUK AKLIMIZ BU KADAR ERİYOR.SİZ ÇOK OKUYANLAR NE DİYORSUNUZ???DAHA FAZLA SUSMAYIN YETER BIKTIK CAHİLLİKTEN;
BU YÜZDEN DOĞAN ÇOCUKLARIN ADI SIRASIYLA;'' İLKER, İLKNUR SONER SONAY YETER, TAMAM,YETİŞ İMDAT, BIKDIK '' KONULDU BU TOPLUMDA!
SAYGIMLA 10 PUAN
Şaban Aktaş tarafından 10/28/2008 6:25:04 PM zamanında düzenlenmiştir.