EKMEĞİME DOKUNMAYIN LÜTFEN!
Eski yıllarda oturduğum çevrede, koca koca farelerin gezindiğini gördüğüm ekmek fırınlarından tiksindiğim için ve de bazen bakkallardan aldığım ekmeğin içinden böcek vs. gibi şeylerin sık sık bana rastlamasından dolayı çok zaman evde ekmeğimi kendim pişiriyordum. bazen de ıspanak, patates, pırasa gibi sebzeleri, peynir, kıyma ilavesiyle börek olarak değerlendirdiğim zamanda ekmek tüketmeye de gerek kalmıyordu.
Sağlık kurallarına uygun olduğunu düşündüğüm ya da öyle sandığım fırın işletmeleri ve de büyük marketler arttıkça evde ekmek yapmayıda ihmal ettim, sonrada bıraktım. Bu konuda epeydir dikkatimi ve tepkimi çeken şeyler var: Fırın ya da fabrikalardan kasalara konup bakkal, market raflarına dizilene kadar eldivensiz, en az üç elden geçtiğini gözlemliyorum; bununla da kalsa iyi, her ekmek almaya gelen onlarca kişi ekmeği gözünle seçip almak yerine, bir sürü ekmeği eline alıp, sıkıp sıkıp bırakıyor; ekmeklerin yanında asılı duran poşetleri alıp en azından onunla ekmeği tutup alabilirler ama onu da ne yazık ki benden başka yapan olmadığını da görüyorum. O yüzden ekmek eve gelene kadar en az 40 el değmiş olabileceğini tahmin edebiliyorum...
Ambalajlı ekmeklerde katkı maddeli olduğu için onları da pek tercih edemiyorum çünkü gıdaların raf ömrü arttıkça bizim ömürler azalıyor, zaten un, ekmek olmadan önce, yasak olmasına rağmen, bazı unların beyazlatma işleminden geçtiği hepimizin malumudur (kesinlikle kar gibi beyaz ekmek almamaya özen göstermemiz gerekiyor. bu da bize, yani unu beyazlatma işlemi, bitkilerde kullanılan hormon gibi eskilerden, Avrupa’dan ülkemize gelen bir uygulama. (Avrupa’nın yanlışlarını çok çabuk alırız ama öyle kolay kolayda bırakmayız :) uzun yıllar önce 2 yıl bir Avrupa ülkesinde yaşadım ama hiç orada beyaz ekmek görmedim hafif krem rengi yani doğal renginde ya da çeşit çeşit esmer ekmek tüketiyorlar ). Beyazlatmada kullanılan Potasyum Bromat, Benzoil Peroksit kanserojen bir madde olduğu kanıtlanmış. Zaten kullanılan kimyasal maddelerinin sağlığa aykırı zararlı maddeler olduğunu düşünmek, tahmin etmek zor değil. (bu maddeleri internetten araştırıp olayın vehametini ayrıntılı olarak görebilirsiniz ) Bol ekmek tüketen bir ülkeyiz gereksiz yere kimyasal maddeleride bol bol tüketmiş oluyoruz. Güzel ülkemizde, insan sağlığını hiçe sayan uygulamalar almış başını gidiyor ama en azından bizim bu tür ayrıntılara dikkat edip önemsememiz tepki vermemiz gerekiyor diye düşünüyorum. çünkü söz konusu olan kendi sağlığımız ...
Sağlığımız, ve sevdiklerimizin sağlığı için, büyük görünsün diye çok kabartılmış beyaz, kof, lezzetsiz ekmek yerine, doğal renginde, katkı maddesiz, doğal unla yapılan unlu mamüller, hele de evde pişirilen mis gibi lezzetli ev ekmeği ve bazende vitamini bol kepekli ekmek tercih edip tüketmemiz dileğiyle...
ÜZÜMKARASI
YORUMLAR
Yazınızı okuyunca rahmetli dedemi hatırladım bir an; köye gittiğimiz bir senesi dedemle çarşıda fırından ekmek alacağız. Fırının vitrinine dizilmiş nar gibi Trabzon ekmekleri koca, koca. Fırıncı dedemi bildiği için ekmeklerin en altından göşterişsiz iki tane ekmeği verdi dedeme. Garibime gitti, vitrinde nar gibileri dururken, sordum dedeme sebebini.
Dedi torunum;
-Bilirmisin kaç kişinin "gözü" değmiştir o ekmeklere, bellimi olur, alanı var alamıyanı var neme lazım, ah tutar boğazımızda kalır sonra.
Gözlerden sakındığımız ekmeği, şimdilerde ellerden koruyamıyoruz
Saygılar, selamlar
Yazınızda dikkat çektiğiniz hususlara aynen katılıyorum. Denetim az. Cezalar caydırıcı değil. Ahbap çavuş ilişkileri halen hakim günümüzde. Etlerin gelişini bilseniz et yemezsiniz diyor bazı dostlarım. Ki bu insanlar bu işle haşir neşir olan insanlar. Günahı vebali başlarına. Dediğiniz gibi bir noktada elden bir şey gelmiyor. Kutlarım sizi.
Merhaba, mesajınızı görmedim, kaçırmışım.
Ekmek makinesi henüz kullanmıyorum. Orada yapılan ekmek miktarı bana az geliyor. Ama mutfağa bir hamur yoğurma makinesi alsam hiç fena olmaz. Ekmek yapmak için yaş veya kuru maya,( kuru maya kullanmak daha kolay.Instant maya: kuru hamur mayasıdır. Suda eritmeye gerek kalmadan doğrudan una karıştırılarak kullanılır)
üzerinde ne miktar una ne kadar kullanılacağı yazar. Dilerseniz yoğurduğunuz hamurdan bir miktar ayırarak onu bir daha ki ekmek yapımında maya olarak kullanabilirsiniz. Tuzunu da atıp yaptığımız poğaca hamuru kıvamında, ekmeğinizin hamurunu yoğuruyorsunuz. üzerini örtüp iyice kabarana kadar yani mayası gelene kadar bekletiyoruz. Tepsiye istediğiniz gibi kücük veya büyük somunlar şeklinde koyabilirsiniz. Ya da dilerseniz kek kıvamından birazcık daha koyu kıvam şekilde hamuru yağlanmış tepsiye dökerek, tepsi ekmeğide pişirebilirsiniz. Arzuya göre içine çeşitli katkılar yapabilirsiniz. Ben bazen içine biraz mısır unu katmayı da seviyorum. Bazende patatesi pişirip ezip katıyorum. (geç bayatlamasını sağlıyor lezzetlide oluyor. Patates unuda katılabilir. Hiç bişey koymasanız da harika tadına doyamayacağınız bir ekmek olur. fırından çıkınca sıcak sıcak üzerine tereyağ sürüp tatmayı unutmayın :)
ÜZÜMKARASI tarafından 11/9/2009 4:55:01 PM zamanında düzenlenmiştir.