- 2472 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
ATA'YI ANMAK
1O Kasım 1938 Tarihi ulu Önderimiz Atatürk’ün ölüm tarihi. O günden bu güne her 10 Kasım’da adeta bir yas havası içerisinde anma törenleri düzenlenir ve Yüce Önderimiz, bütün yönleriyle ele alınır. Şiirler okunur, ilke ve inkılâplar yeniden hatırlanır, konuşmalar yapılır. Bu törenlere katılanlar çoğunlukla bir mecburiyeti yerine getirirken sıkılır ve bu törenin bir an önce bitmesini içten içe isterler. Hatta bir kısmı organizede görevlilerden bazılarının samimiyetine dayanarak bu törenlerin sıkıcılığını dile getirirler. Aslında biraz da hak vermek lazım. Zira her yıl aynı şeyler tekrar edilip durur. Program hazırlamakla sorumlu kurumlardaki kişiler de aynı şeyleri ısıtıp ısıtıp sunarlar. Kimse programın özünü yönelik bir ruh yakalama çabasına girmez, kimse Atatürk’ü gerçek anlamda tanımayı ve tanıtmayı hedeflemez kolay kolay.
Görevim gereği yıllarca bu programları hazırladım ve sundum. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı, 10 Kasım konuşması, Atatürk’ten vecizeler, yerli ve yabancı basında Atatürk, Atatürk’ün kronolojik hayatı, kendi sesinden 10. Yıl nutku. Ve kapanış. Yıllardır aynı şeyler tekrarlanıp durdu.
Gerek bu anma programları hazırlayıp sunan, gerekse bir vatandaş olarak farklı bir şeylerin yapılması ve bu programların belli kalıpların dışına çıkması gereğini düşünmüş ve dile getirmişimdir.
Bu yıl da bu programlar okullarımızda, askeri birliklerimizde ve dış temsilciliklerimizde gene sunulacak. Sanırım geçmiş yıllardan farklı bir şey olmayacak.
Bu güne kadar sahip olduğum düşünceler bu yıl biraz daha farklılaştı. Her sıkıştığımızda ve iktidarlardan şikâyetçi olduğumuz zamanlarda “ ATATÜRK KAFAN KALDIR” diyerek isyan ve çaresizliğimizi dile getiririz. İşte bu söylemle Ulu Önder’in gerçek anlamda büyük bir kurtarıcı olduğunu vurgularız.
Şahsım bu güne kadar bu imdat cümlesini yılda 5-10 kez söylüyorduysam şu an günde belki 50 kez söylüyorum. Çünkü çaresizliğimizin çaresi olarak sadece O’nu görmeye başladım. Çünkü bu gün Gençliğe Hitabe’de vurgulanan bir çok olumsuz durum vuku bulmuştur. En azından altını çizerek belirtmek istiyorum ki;” İKTİDARA SAHİP OLANLAR, GAFLET, DALALET VE HATTA HIYANET İÇİNDE BULUNABİLİRLER. HATTA BU İKTİDAR SAHİPLERİ, ŞAHSİ MENFAATLERİNİ MÜSTEVLİLERİN SİYASİ EMELLERİYLE TEVHİD EDEBİLİRLER.” Cümlesinin açılımı yapılırsa şu an itibarıyla Atatürk’ün o çok güvendiği ve Cumhuriyeti emanet ettiği gençlik, görevini ifa etme mecburiyetindedir. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni yıkmaya çalışanların meclis çatısı altında bile bile onurlandırıldıklarını görmek tüm Cumhuriyet sevdalılarını kahretmektedir. (Bu cümlem gençliği mevcut iktidara karşı kışkırtma anlamında yorumlanmamalı) Zira meclis tablomuza bakıldığında bırakın gafleti, dalaleti; yüce meclis maalesef vatan hainlerinin yer aldığı ve diledikleri gibi at koşturdukları bir arena haline gelmiştir. Yani hıyanetle birlikte tam bir düşmanlık ve bölücülük amacı içinde olan birçok temsilci, düşmanlıklarını ve kirli emellerini açık açık ve Kahraman Türk gençliğinin gözlerinin içine baka baka deklere etmektedirler. İşte bu bağlamada, bu 10 Kasım’da Atatürk’ü daha iyi tanımak zorunda olduğumuzu hatırlattı. Bu 10 Kasım’da Atatürk’e daha çok ihtiyacımız olduğunu hissedeceğiz.
Hani Türk analar nice Mustafa Kemaller doğururdu? Hani Mustafa Kemaller tükenmezdi?
Yazık… Vallahi yazık… Kurtuluş Savaşı yıllarına bakıyorum da içim sızlıyor. O asil kahramanların vermiş oldukları mücadeleyi düşünüyorum da yanıyorum için için. Düştüğümüz hal beni ürkütüyor adeta. Karamsarlığa kapılıyorum.
“VARSIN DAYASIN VATANIN BAĞBRINA DÜŞMAN HANÇERİNİ,
BULUNUR ELBET KURTARACAK BAHTI KARA MADERİNİ” diyecek kahraman mı kalmadı?
Seni bu güne kadar ölüm yıl dönümlerinde yad ediyorduk Aziz Atam. Bu gün seni gözlerimiz yaşlı, gönlümüz kırık, gururumuz incinmiş, emanetine sahip ve canımızı o yolda feda etmeye hazır bir ruhla seni minnet ve tazimle anıyoruz. Ruhun şad olsun.
Kaldır başını Yüce ATAM, kaldır başını. Sana her zamankinden çok daha fazla ihtiyacımız var. Hem de her zamankinden daha fazla ihtiyacımız var sana.
Seni çooooooook çok seviyor ve özlüyoruz.
Sen rahat uyu demek geliyor içimden ama biliyorum ki rahat değilsin.
Ruhun şad olsun AZİZ ATAM.
Bahattin Kızılkaya
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.