- 2383 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
DÜNDEN BUGÜNE CUMHURİYETİMİZ
Dünden Bugüne Cumhuriyetimiz
29 EKİM 2008
CUMHURİYET BAYRAMI KONUŞMASI
“Çizerek kanımızla öz yurdun haritasını
Durdurduk memleketin yıllarca süren yasını
Bütünledik her yerde istiklâl kavgasını
Bütün dünya öğrendi Türklüğü saymasını.”
.............................(Behçet Kemâl Çağlar-Faruk Nafiz Çamlıbel)
Sevgili Öğrencilerim, Değerli Arkadaşlarım ve Muhterem Konuklarımız,
Yüce Türk Ulusu’nun nice güçlüklere göğüs gererek, kahramanlık destanları yazarak, zaferlerle donattığı bir bağımsızlık savaşının sonunda bütün dünyaya ilân ettiği Cumhuriyetimizin 85. yıl dönümünü kutlamanın gurur ve sevincini yaşamaktayız.
Bu güzel gün hepimize kutlu ve mutlu olsun.
………………………………
Her 29 Ekim’de, Cumhuriyet bayramı töreni beni alır çocukluğuma götürür. Köyümüz, serin bir sonbahar sabahı davul zurna sesleriyle inlerdi.
“Ülkemiz Türk ülkesi, aşık eder herkesi
Üstümüzden eksilmesin al bayrağın gölgesi”
Marşlar eşliğinde yürüyen rengarenk giysili öğrenciler, alana toplanan köylüler, bayrağa tam selam durmuş gaziler, okunan şiirlerin, çalan davul-zurnanın verdiği heyecan ve coşku içinde,aynı ulusun tasada ve kıvançta bir çocukları olmanın gurur ve coşkusunu yaşardık.
Çocukluğumda köyümde yaşadığım gibi, Cumhuriyet bizlere her şeyden önce ay-yıldızlı bayrak altında, tasada ve kıvançta bir, yüce bir milletin bireyi olmanın mutluluğunu vermiş, bilincini kazandırmıştır.
Çanakkale Savaşı’nda tohumları ekilen bu ulusal bilinç, her türlü olumsuz koşullara karşın verilen Kurtuluş Savaşımızda yeşermiş ve coşmuştur. Yıllarca dağınık, düzensiz ve boynu bükük yaşamış ulusumuz,Cumhuriyetin ilanı ile başı dik, göğsü kabarık olarak dünyadaki ve tarihteki şerefli yerini bir kere daha almıştır.
Aradan geçen 85 yıl içinde her türlü iç ve dış saldırılara ve ihanetlere karşın bugün burada toplanmış olmamız ve yüreklerimizin aynı heyecan ve coşkuyla çarpması, Cumhuriyetimizin temellerinin ne derece sağlam atıldığının, yüreklere nasıl işlediğinin bir göstergesidir.
Hak ve özgürlüklerinden yoksun, yoksulluk, darlık ve cehalet içinde yaşayan bu toprakların insanı, yapılan savaşların, alınan yenilgilerin ve toprağa verilen şehitlerin yüreklerde yaktığı ateşin derin elemi içindeydi. Padişahın kulu olarak yaşarken, Cumhuriyet onlara “yurttaş olma” bilincini, devletinin ve ulusunun kaderinde söz sahibi olmanın onurunu yaşatmıştır. İnsan yerine,adam yerine konulmasını sağlamıştır.
Cumhuriyet’in kurucusu büyük Atatürk’ün yurttaşlık bilgisi adlı bir kitap yazması ve Ankara’da “Satı Kadın” adındaki bir köylü kadını TBMM’de milletvekili olarak seçilmesini sağlaması buna en güzel bir örnektir. Çünkü Cumhuriyet bize ulus olma, dünya milletlerinin onurlu bir üyesi olma bilincini kazandıran bir “halk idaresidir.”
20.yüzyılın başlarında “hasta adam “ diye sömürgeci Avrupalar’ın iştahını kabartan Osmanlı devleti gitmiş, yerine başı dik, dünyada saygın, dostuna güven, düşmana korku veren bağımsız bir devlet gelmiştir. Bu nedenle Cumhuriyet denilince aklımıza “bağımsızlık” gelir. Özgürce yaşamak gelir.
Bugün, para babası dış güçlerin ve onun içerideki uzantılarının her türlü kötü emelleri ve sinsice tasarlanan çabaları ile bağımsızlığımızın yara almış olması hepimizi derinden üzmektedir.
Ancak bilelim ki cumhuriyetimizin temelleri o kadar sağlamdır. Bu ihanetler, saldırılar onu yaralasa da asla sarsamayacaktır.
Çünkü Türk ulusunun özünde var olan Cumhuriyet ve onun kurucusu Gazi Mustafa Kemâl Atatürk sevgisini, yurduna bağlılığını silip atmaya kimsenin gücü yetmeyecektir.
Cumhuriyet çağdaşlaşma, uygarlık yolunda hızla yürüme demektir. Osmanlı devleti din ekseni üzerinde yoğunlaşmış bir düşünce yapısıyla, dışarıdaki baş döndürücü bir hızla gelişen bilim ve teknolojiye ayak uyduramıyordu.
Cumhuriyet’in ilanı ile başlayan çağdaşlaşma yolunda atılan adımlarla, yapılan devrimlerle ancak bugünlere ulaşabildik.
Kılık-Kıyafetten tutun da, medeni kanunla başlayan kadın-erkek eşitliğine, seçme ve seçilme hakkına, laik bir yaşam tarzını benimseme erdemini Cumhuriyetle kazandık.
Başöğretmen olma şerefine ulaşmış Büyük Atatürk’ün başlattığı eğitim seferberliği, yeni Türk Harfleri’nin getirilmesi çağdaşlaşma adımlarından örneklerdir.
Cumhuriyet siz öğrencilere öncelikle içinde yaşadığımız, kitabını okuduğumuz, havasını soluduğumuz bir eğitim, bir bilgilenme ırmağının akması gibidir...Çünkü Cumhuriyet bizi cehaletten kurtarmıştır.Kadın-erkek bugün bu okullarda okuyup bilim görmemizi sağlamıştır. Yeni Türk alfabesinin kabulü ile başlayan “tevhid-i tedrisat” değimiz bugünkü dille “eğitim birliği”, millet mektepleri eğitimde çağdaşlaşma adımlarının ana direkleridir..
Günümüzde “eğitim “ alanında molla zihniyetli kişilerin yıpratma çalışmalarını görmekte ve duymaktayız. Onlar bu yıpratmaları ne yazık ki Cumhuriyetin verdiği özgürlükleri ve nimetleri kullanarak yapmaktadırlar. Onlar avcılardan kaçıp, sığındığı asma yapraklarını yiyen geyikten farksız gafillerdir.
Bu haince girişimler ancak bizim, bizlerin çalışarak, bilim yolunda emin adımlarla ilerleyerek, sevgili yurdumuzu bu tehlikelerden koruma ve yüceltme azim ve kararlılığımızla durdurulacaktır.
Büyük Atatürk “Cumhuriyet bilgili, kültürlü, sağlam vücutlu, yüksek karakterli koruyucular ister.” diyerek bize ışık tutmakta, izleyeceğimiz yolu göstermektedir.
Cumhuriyet ulusal ekonomi demektir. Başkalarına bağlı olmadan kendi yağı ile kavrulmak demektir. İşte bunun için cumhuriyetin çağdaşlaşma atılımları içinde milli kalkınma vardır. İş bankasının kurulması, Sümerbank’ın kurulması ve yurdun dört bir yanının demiryollarıyla örülmüş olması, en önemlisi de yabancıların sömürgeciliğinden kurtulma demek olan “kapitülasyonların” kaldırılması bu atılımların başlangıcıdır.
Ne yazıktır ki bugün ulusal ekonomimiz yabancı para babalarını egemenliği altına girmiştir. Büyük atamızın kemiklerini sızlatacak kadar derinleşmiş olan bu dışa bağımlılık sonucunda dış ve iç düşmanlar gün geçtikçe güzel yurdumuzu parçalama, bölme girişimlerini haince sürdürmektedir.
Sevgili öğrencilerim,
İşte günün koşuları içinde yapacağımız en doğru, en tutarlı davranış, Cumhuriyetimiz koruma azim ve kararlılığı olmalıdır. Bu azim ve kararlılık çalışmakla, bilgi ve erdemle donanmakla pekiştirilecektir. Bu konuda bize Büyük Atatürk’ün “Gençliğe Hitabesi” yol gösterecek ve ışık tutacaktır.
“Ey Türk istikbalinin evlâdı! İşte, bu ahval ve şerâit içinde dahi vazifen, Türk istiklâl ve Cumhuriyetini kurtarmaktır! Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur! ”
Nice Cumhuriyet bayramını bundan daha güzel, daha coşkulu kutlamanızı diler, aziz şehitlerimiz ve büyük Atamızın huzurunda saygı ile eğilirim.…
Veli Aykar
26.Ekim 2008
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.