16
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
3763
Okunma
"İZM"LEŞEN DİN, BİZİM OLMAKTAN ÇIKARIR İNSANI
Derin uykular dehlizlerindeyiz !
Toplumsal bir sürü edildik, her türden sahiplerimiz var. Çobanın "Yeni emperyalizm" ve "Yeni sömürgecilik" çağında imi, simi, ismi değişmiş !
Görebilene !
Olmuş ’hocaefendi’, olmuş ’dede’, olmuş ’karizmatik lider’, olmuş bilmem ne “Kanaat veya S. T. K. önderi” ?
Yeni emperyalizme ve onun geniş zamanlı eylemi yeni sömürgeciliğe, başındaki "yeni" ekinden dolayı, yeni bir inanç biçimselliği gerekiyor elbette...
Kul olmanın anlamı kaydırılmıştır artık; vıııjjjjttttt !
Kulluk; Birtengri’den onun yetkileri ile donatılmışlara ve Tanrı’nın yetkilerini "onun adına kullananların" kulluğuna oturtulmuştur artık...
Neden ve niçin mecbursak inanmaya bunlara ? Bunların kerametlerine, mucize(msi)lerine müneccimbaşılıklarına ?! Sanki berabermişiz gibi; Tanrı veya Saygın Elçileri bunlara yetki devri(!) ederken...
Sorma ! Yasak sormak ve sorgulamak ! Aklını mı, sakın kullanma ?! Tahkik mi ? Sakın, yanına bile yaklaşma; cısssssss !
Ben rüyamda peygamberi, sahabe-i kiramı veya evliyayı gördüm(!) diye başlarlar sözlerine ... Allah ve din adına, tebliğ ile görevlendirildim(!)... Buna inanacaksınız: Tanrı ile aranızda ben, dünyadaki eylemlerinizde ise emperyal ayılar ve sömürgeciliğin her türünden yeni "yaratıklar"ı olacak !
Sorma sus !
Duygumuzdan, düşünümüze oradan da emek ve eylemimize varan bir insani zincirin nesi varsa ve yoksa elbette, hepsini sömürebilsinler diye çünkü bunlar...
Bulanmak, hep kusmakta ferahlamaktır artık ! Ferahlamaya (gerçek anlamında) gitmediği bir eylem sürecine girmedikçe, içinden geldiğince bulan, kus...
Ağlamak artık gülmektir... Öyle bir yere öteledik ki ağlamayı, gülerken gözünden yaşlar gelir ya insanın? Artık ona benzer bir gülmektir ağlamak ! Anla ki, ağlamakla gülmek arasındaki farkı sıfırladık...
Belirsizlik, en büyük belirlenme halidir ! Sen, "belirleyen" ve "belirlenen" seçeneklerinin hep "belirlenen" kısmında kaldın... Ben belirleyeceğim seni, bireyden toplumsal(ın)a !
Belirsizliğin içindesin; belirliyorlar ve "belirlenensin"... Ne kadar ’adalet-i ilahi’ bir yaklaşım değil mi ?!
"Gık"ını çıkarma !
Allah “zenginleri, iş bitiricileri ve de bir de işini bilenleri” severmiş ya hani ? Kaderine küs, ne küsmesi ? Yanlış laf etmemeli insan; kaderine razı ol, çok sevabı var öbür tarafta ! Demek ki, kaderini "mukadderin" etmişiz, yetki ise Tanrı’dan, böyleyse sus işte...
Ne gariptir ki, bu saydıklarımın hepsi (emperyal) güce tapmakta "işbirlikçi"dirler ! Hayat böylesine tuhaf ve gariptir işte...
Hayatın tuhaf tarafında bir garibiz biz de, bu yüzden !
Peki diyorum, sizin bu Tanrı (kafanızdaki Birtengri) imgesi diyorum; noter mi ? Hem yetki veriyor ve hep onaylıyor...
Orda da kalmıyor. Hem yasacıbaşı, hem savlayıcı. Hem de savunucu ediveriyor sizleri ?
Sus konuşma, düşünme; günah !
Bak her türden Allahsız "Allahçılık" edene ve Birtengri’yi imla işareti sıradanlığına indirgeyerek, iki lafının arasına kullanma reklamcılarına, anlarsın ne demek istiyorum...
Din en büyük reklam sektörü metaıdır. Allahcı ya da Allahcılıkdan geçinmek ise en yeni ve verimli iş kolu...
Böyle buyurdu Birtengri(!) ben zenginleri severim demiş ya hani ?
Zenginler, iş bitiriciler ve işini bilenler, hep saltanatmış gibi devredecekler makamlarını, servetlerini oğullarına, bir nevi ve de bitevi !
Bunun adı olmuş düzen... Tanrı buyruğu olmuştur, sanki... Değiş(tirile)mez !
Kıvranma, kıpraşma, aklından bile geçirme !
Cahallık bilgi, bilgi sandığın ise; uykuda gördüğün karabasan veyahut afakan basmalarının sayıklamasıdır artık !
Son söz yerine ise şunları yazabiliyorum :
Sahte dincilerin, sahte peygamberimsilerin; nasıl gerçek anlamda Birtengri ve gerçek anlamda onun Saygın Elçilerine ihtiyacı olabiliyor ?
Sahtelerin “gerçek olanı” kendilerine delil gösterebilmesi noktasındayız ! Akla zarar... Yüreğe zarar !
İnsan: Akıl ve yürek ve vicdan bütünselidir... Bu kadar zarar öyleyse neyin çaresizliğidir ?
Her bir şeyi anlıyorum, bunu anlamıyorum işte ben ? Tanrı kendini bu kadar "istismar" ve "geçim aracı" ettirmemeli, peygamber kendini bu kadar sıradanlaştıranlara lanet etmeli !
Birtengri’de gazap verirmiş. Vermeli artık bunlara gazabını !
Bir de bunlar diyorlar ki; “-Bizim bu dünyada hesap vereceğimiz makam yok !"
Biz “-hesabımızı ancak Allah’a veririz ?!"
Ey Yüceler Yücesi ve Görklü Birtengrim:
-Sen görür, bilirsin her şeyi ve “neylersen güzel eylersin .”
Göktürkmen
A.Kutlu AYYÜCE
24.02.2008