İnsan TİPLERİ
Çevrenizde bahsedeceğim tipleri görürüsünüz.Onlarla yaşamak zorunluluğunuz varsa bu tipler bazen çekilmez hal alırlar.
Adam iyidir,hoştur lakin konuşmayı çok sever.Lafı karşısındakine vermek istemez.Konuşur, konuşur sizin dinleyip dinlememeniz önemli değildir.O sadece konuşur.Hele bazıları var ki bu yetmezmiş gibi aynı konuları aynı kelimelerle hemen her gün anlatır durur.(Böyle bir tanıdığınız varsa Allah sabır versin diyelim)
Ha bu arada kibirli insanlardan hiç bahsetmeyeceğim.Böyle insanları tüm tip versiyonlardan ayrı tutuyorum.Kibir denilen şey cennete girerken yanınızda götüremeyeceğiniz bir dünyevî imgedir.Böyle kişileri sevmeyiz sever gibi görünürüz.(zoraki riyakarlık)
Hastalıklı yanlarımızdan birisi de başımıza bir kaza geldiğinde ya nazara yorarız ya da dikkatsizliğimize.Aynı bir kazayı başka birisi yapsa “Allah adamı böyle yapar.Az haram yeseydi vb.” laflar ederiz.Kendi ağır hastamız için “Hastalığı günahlarına kefarettir” başkası için “Allah adamı böyle süründürür.”deriz.Çoğu zaman bu çelişkili yanlarımızı göremeyiz.
Bir bilgi yarışma programında bir adam kendini tanıttıktan sonra evinde on bin tane kitap olduğunu,çok kültürlü bir aileden geldiğini ballandıra ballandıra anlatmıştı.İzleyicilerde bu adam kesin paraları götürür havası doğmuştu.( Ben hariç tabi.Çünkü böyle kişilikler benim ilgi alanıma girer.İlk soruda çuvallayacağını tahmin etmiştim!).Tahminimden de kötü çıktı.İlkokul iki seviyesinde olan ilk soruda gerçekten de çuvalladı.Hani bir atalar sözü vardı:”Dilsiz de olsa kamil belli olur.”diye.
Hep kıskanmışımdır cebinde kelimeleri taşıyan hazır cevap kişileri.Hani bir filozof lokantada yemek yerken devamsızın birisi bir soru sormuş: Filozof da “bilmiyorum” diye cevap vermiş.Devamsız kişi devamsızlık yapıp ben de her şeyi bildiğini sanıyordum demiş.Filozof “Bilgi sınırlıdır.Yalnızca aptallık sınırsızdır.” diye lafı yapıştırmış.
Şu ön yargılarımızdan biraz bahsedeyim.Hani insanları ilk görüşte tipine,kabilesine,memleketine göre vb. önceden yargılarız..Her insana doğal olarak ön yargı vardır.Ama karşındaki insan harika biriyse ve sen hala ön yargında devam ediyorsan bu patolojik bir durumdur.Bu olayı şöyle bir hikaye ile bağlayayım. Uzaklarda bir köyde, çocuğu doğmadan kocası ölmüş, tek başına yaşayan hamile bir kadın kendisine arkadaş olması açısından dağda yaralı olarak bulduğu bir gelinciği evinde beslemeye başlar. Gelincik kadının yanından bir an bile ayrılmaz. Her ne kadar evcil bir hayvan olmasa da, oldukça uysallaşır. Bir kaç ay sonra kadının çocuğu doğar. Tek başına tüm zorluklara göğüs germek ve yavrusuna bakmak zorundadır. Günler geçer ve kadın bir gün bir kaç dakikalığına da olsa evden ayrılmak ve yavrusunu evde bırakmak zorunda kalır... Gelincikle bebek evde yalnız kalmışlardır. Aradan biraz zaman geçer ve anne eve gelir. Gelinciği ve kanlı ağzını görür. Anne çıldırmışçasına gelinciğe saldırır ve oracıkta öldürür hayvanı. Tam o sırada içerdeki odadan bir bebek sesi duyulur. Anne odaya yönelir... Ve odada beşiği, beşiğin içindeki bebeği ve bebeğin yanında duran parçalanmış bir yılanı görür...
Einstein’ın söylediği rivayet edilen bir söz var: ’İnsanlardaki önyargıyı parçalamak benim atomu parçalamamdan çok daha zordur.’
Son olarak kaprislerden bahsedeyim.İnsan karmaşık bir varlık olduğundan konuyu dağıttık tabi.( Koyun kırkma işini acemiye verirsen ya koyunu ya da elini ayağını doğrar.)Kapris deyince insanın aklına önce kadınlar geliyor.Hamurları sanki kaprisle yoğrulmuş.En beğendikleri şeylere bile dudak bükerler istisnasız.Kapris yapan kadın bunu lafla belli etmez nedense tavır yapar.(Buna moda tabirle trip diyorlar.Hani trip yapma şeklinde.) Neden yaptığını da anlayamazsınız.Teee aradan bi hayli zaman geçer sonra eteğindeki taşları dökerler.Neyse ki bu bütün kadınlarda var demiştik.Ya erkeklerin kaprisleri…Valla bu konuya hiç girmeyeyim.Konu uzayacak.İşin içine kazaklık tartışması girecek.Bir arkadaşım demişti ki dünyada kazak erkek yoktur her erkek layttır.(light) Aradaki fark birisi karısının istediklerini hemen yerine getirir,diğeri eninde sonunda yerine getirir.(Bu diğeri grubuna girenlerde gece yalanları boldur kanımca.)
Şimdi yazı biterken yazarlık havasına girmiş mi olduk ne? E hadi biliyorum yazının başından beri düşündüklerinizi.Bu da benim kaprisim olsun.