7
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
2887
Okunma
- I -
Otobüs camlarına sinerdi içimizin kokusu.
Kimbilir kaç düşünce dayanmıştı, yol boyu eşlik eden uykulu gözlerin baktığı hüzünlü pencereye.
Kaç bavul eskitmişti bu kadersiz adam.
Kaç hayatın tadına bakmıştı gidip geldiği yollarda.
Sonu gelmeyen beyaz yol şeritleri süslerdi, yarı uyanık karanlık uykularımızı.
Kimi zaman bir horlama, kimi zaman bir küçük çocuk çığlığı.
Bazende acı bir fren sesi bölerdi birbirinin avucuna bırakılmış elleri.
Gazete küpürlerini süslerdi, camlarda kalmış koyu kıvamlı nefes izleri.
Önce,
Şehirler biterdi ardımızda bıraktığımız rüzgarda.
Sonra,
Işıklar terkederdi, gözlerimizdeki ışıltıyla kalırdık başbaşa.
Şimdi,
Boynu bükük bir çocuk var karşınızda.
Eskimiş otobüs garajlarının kokusunu getirdi yanı başınıza.
Elinde tahta bir bavul, yüreğinde küçük mektuplarla.
Gökay Birkan SUCAKLI - Yol Hikayeleri
08/02/2008