- 3686 Okunma
- 3 Yorum
- 0 Beğeni
ÖZ GÜVEN
İnsan duygu
ve düşüncelerini ifade ederken,
kendine olan öz güvenin önemi,
daha belirgin bir şekilde öne çıkar.
Bizzat muhatap olduğu
ferdi tanıdığı vakit veya bulunduğu meclisin
salt çoğunluğunun güvenini kazandığı zaman
meselesini, sahip olduğu bilgiler ölçüsünde ifade ederken,
kendini rahat hissederler.
Öz güven nedir,
nasıl elde edilir, gerekçesi nelerdir,
kazanımları ne şekilde tezahür ediyor
diye sorabileceğimiz gibi, aksi istikamette ise,
ferdin özgüven sahibi olamamasının
temel sebepleri neler denebilir.
Kişiliğin oluşumu
hangi faktörlere bağlıdır,
direkt ailenin katkısı tartışılamaz ise,
o zaman dolaylı olarak
çevrenin etkisi hangi ölçüde etkilidir.
Eğitimin
salt okul olarak anlaşılması
yozlaşmalara kapı aralamıyor mu?
Okullar da verilen eğitim ile
o seviyeye kadar
ailemizden aldığımız eğitim,
neden çatışıyor ve dolayısıyla
bizleri durağan hale kimler getiriyorlar.
Çakışan bu bilgileri
çocuklarımız hangi kanaatle yorumlayacaklar
ve kimlerin bilgisine daha çok itibar edecekler.
Kültür bütünlüğümüz nedir ve nasıl olmalıdır?
Pozitif bilimin,
eğitim için çok şey anlatmadığını,
fen bilimleri olması sebebiylede işlem
ve kurallarını izah ettiği biliyoruz.
O vakit bizler için
daha zaruri olan sosyal bilimleri neden ihmal ediyoruz?
Fert bazından
toplum bütünlüğüne geçtiğimiz vakit,
son derece ve önemle ihtiyacımız bulunan,
güven ortamının tekelleştiğini gözlemliyoruz!
Tekelleşmenin
müsebbiplerini tespit ederek, tahribat
ve yozlaşmaları daha ne zaman durduracağız?
Yaşadığımız toplumda,
kimliksiz, kişiliksiz olan, milli ve manevi değerleri
ruhunda silinmiş bulunan, en önemli derdi
rezil olmadan menfaat tellallığı yapmayı
her halükarda fırsat sayanlar.
Kendinin veya varsa
efradının mal ve can güvenliğini korumak
ve sağlamak adına hak,
hukuk tanımadan hak gasp edenler,
Nasıl ve nerede
nihayet bulacağını bilemediğimiz hayatı
yaşarken, bir gün mutlaka terk edeceğinin
hesabını yapmadan yaşayanlar.
Ve her geçen gün
bu tiplere aşinalığımız arttığından
tercihlerimizde benzerlik kaçınılmaz
olacağı muhakkaktır .
Bu nevi insanlara duyarsız kalanlar,
hayatın bir bedeli olduğuna inanmayanlar,
bu uğurda bir gayreti, bir miktar teri esirgeyenler!
Bu maksada binaen
tefekkür etmeyenler, herkes uydu
bende uydum diyenler, çocuğunun, hanımının
isteklerine her zaman öncelik tanıyarak,
asıl’ı unutanlar utansınlar!
Utansınlar
mangalda kül bırakmayanlar,
safahatlarında ölçü tanımayanlar,
zevki uğruna en sevdiklerini aldatanlar
becere biliyorlarsa utansınlar.
Kaç zamandır
milli ve manevi bütünlüğü
iliklerine kadar hazmetmiş, böylesi monoton
ve mat küreselleşmeden mustarip olmuş, yazarları,
şairleri, mütefekkirleri, toplumun öncüleri yapmayanlar
utanabilecek güçleri varsa utansınlar...
Mustafa Cilasun