- 2303 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
DOSTLUĞA DAİR
Bu yıl içerisinde birçok dostumu,yakınımı,sevdiğim insanı kaybettim.Elbette insan zamanla yeni dostlarda kazanıyor,ama hiçbiri öncekilerin eksikliğini gideremiyor,yerlerini dolduramıyor.Sanki onların gidişiyle,insanın bir yerleri,beyninin bir kısmı da ölüyor gibi.Hayatlarımızdan bir çok güzellikler çekiliyor,kayboluyor.
Bu söylediklerimi,benim gibi orta yaş ve üzerindeki dostlarımın daha iyi anlayacağına eminim.Zira onlarda artık bu süreci,benim gibi içlerinde hissederek yaşıyorlardır.
Vaktinden önce gelen eceller,bizi üzüyor,kahrediyor.Şehit cenazeleri,terör eylemleri,trafik kazaları,depremler,seller,doğal afetler,savaşlar,cinayetler,hastalıklar derken,erken erken ölüp gidiyoruz.
Ölüm,yaşamın doğal bir sonucu elbette.Doğan ve yaşayan her canlı sonunda ölümü tadacak.Bu kaçınılmaz bir son.Ama onunda doğal yollardan olması tek dileğimiz.
Dostluklar ;fani hayatımızın en değerli kazanımları oluyor.Gerçek dost sayısı da öyle göründüğü kadar çok değil aslında.Şöyle bir çevrenize bakın. Bir değerlendirme yapın. Ne demek istediğimi hemen anlayacaksınız.
Kim sizin için kendi hayatından fedakarlık yapa bilir ? Kendi zamanından,maddi,manevi imkanlarından vaz geçebilir?Gereğinde kendi sağlığını tehlikeye atıp,sizinkini korumaya çalışabilir?
Gökte yıldızlar çoktur.Gündüzleri de aynı yerlerdedirler ama görünmezler.Ancak geceleri,açık havalarda görülebilirler.Ama bunlardan hangisi,soğuk bir kış gününde sizi ısıtmak için koşup yanınıza gelir?Sıcak bir temmuz sabahı,sabah rüzgarı gibi ,yanağınızı okşar,yüzünüzü serinletebilir? İşte gerçek dost, bunun gibi bir şeydir..O’na ihtiyacınız olduğunda daima yanınızdadır.
İnsanoğlu,kardeşlerini kendisi seçemez.Ama dostlarını,arkadaşlarını kendisi seçer.İşte bu yüzden huyuda,suyu da onlarınkine benzer.
Fani ömürlerimizin taneleri,her yaşanan günün akşamında bir bir eksilirken,ne kadarımız bunun farkındayız ki ?Akşama varan bir günün artık yeniden bir daha yaşanmayacağını, kaçımız o an görebiliyor,idrak edebiliyoruz ki?
Çocukken,bayram ziyaretlerinde ,büyüklerimizin,ellerini öpen küçüklere,hediyelerini verip gönderdikten sonra,kendi başlarına kaldıklarında,akranlarına söyledikleri veciz cümleler,hala kulaklarımdadır. ‘Ahretlik,çok şükür bu bayramı da gördük.Seneye ya kısmet! Bakalım kim var,kim yok?’
Çocuk yaşta anlam veremediğim bu veciz sözlerin anlamını şimdi daha iyi anlıyorum.Demek ki hayat, sonsuz bir oyun değilmiş.Yaşam denizinin de kıyıları varmış.İşte dostlarda ,bu kıyılarda yer alan en güvenli limanlarmış.
Bunca gürültü,patırtının içerisinde sakince dinlenebileceğiniz ender yerlerdir.bu limanlar. Sayıları da başta da dediğim gibi fazla değildir.Bu yüzden onları zamanından önce kaybetmemeye bakalım.Değerlerini bilelim, olmaz mı ?
Dostlarımı yakınlarımı sevdiklerimi ebediyete uğurlarken,her defasında bunları yeniden yeniden düşünürüm. Yaşanan ufak tefek pürüzlerde,anlaşmazlıklarda,hemen kırıp dökmelere,darılmalara gerek varmıydı ?
Cenaze törenleri bizim için;bir görev olduğu kadar,hayatlarımızın bir muhasebe ve mukayesesinin de yapılabilecegi ,bir mihenk taşı,bir ölçü terazisi ya da bir boy aynası da değil midir aynı zamanda?
Ne mutlu bu aynalarda kendi boylarını da görebilenlere .Bu terazilerde kendilerini de tartabilenlere.Ve bu hesaplardan yüzünün akıyla çıkabilenlere.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.