- 1067 Okunma
- 27 Yorum
- 0 Beğeni
BİR MUCİZE
Hemen herkesin belleğindeki insanlık tarihi açısından unutulamıyacak bir vahşetin,bilmem kaçıncı günüydü.
O yıl ,(2003) 21 Mart sabahına insanlar televizyonlarda korkunç bir ’ŞOK VE DEHŞET ’ adıyla bilinen Irak’ı işgal savaşının başlangıcıyla uyandılar.Gecenin içinde Bağdat’a uzun menzilli füzeler, gökten ateş topu gibi yağıyor ve büyük bir şaşmazlıkla hedefini buluyor, ortalık bir anda şimşek çakmışçasına aydınlanıyor, her düşen füzenin ardından savaş muhabirleri (CNN TV) nerenin vurulduğunu tesbite çalışarak, sanki bir normal olaylar zinciriymiş havasında anlatımlarını sürdürüyorlardı.
Beklenen son gelmişti.Günlerdir, aylardır, yıllardır ’...Çekiç Güç...Otuzaltıncı Paralel ve Kuzeyi...Kitle İmha Silahları...Diktatör Saddam Hüseyin...v.b...’ başlıkları altında sürdürülen propaganda, nihayet perde aralanarak gerçek yüzünü göstermişti.Bir ulusun kaderi ile ancak bu kadar oynanabilir, masum ve zavallı, savunmasız bir halk ancak bu kadar acımasızca katledilebilirdi.Tüm dünyanın gözü önünde, insanlar sanki bir sinema çevriliyormuş da rol icabı ölüyorlarmış gibiydi, ama tüm gördüklerimiz acımasız bir gerçekti sadece; SAVAŞIN KORKUNÇ YÜZÜ!
Daha ilk bombalar, füzeler Bağdat üstüne yağarken , gayri ihtiyari gözlerim yaşarmış, bir ağıt dökülüvermişti dilimden...O an Fırat ve Dicle nehirlerinden keşke su yerine petrol aksaydı da ben de o nehirlerin içinde yanarak düşmanın üstüne aksaydım diye düşler geçti içimden..
Sular ateşi taşır mı
Buş buşt başını kaşır mı
Savaşanlar yanar iken
Şehit düşen er üşür mü
Haydi Dicle haydi Fırat
Sularında destan yarat
Akın koynundan petrolü
Boğ düşmanı yak öldür at
Su düşmana haram olsun
Kapanmayan yaram olsun
Dayan Irak halkı dayan
Çölün buram buram olsun
Haydi Dicle haydi Fırat
Sularında destan yarat
Akın koynundan petrol
Boğ düşmanı yak öldür at
Hasan, Hüseyin aşkına
Hazreti Muhammed ışkına
Can yoluna feda olsun
Varalım cennet köşküne
Haydi Dicle haydi Fırat
Sularında destan yarat
Akın koynundan petrol
Boğ düşmanı yak öldür at
Daha ne ağıtlar yakacaktım, daha ne korkunç insanı ağlatan, üzen insanlık dışı korkunç olaylara tanıklık edecektim belirsizdi...Bir yandan savaşın akıllara durgunluk veren dehşetini , bir yandan silahların korkunç yıkım gücünü, bir yandan dünyayı, bir yandanahireti düşünüyordum. Ey ulu tanrım; hani adalet, hani insanlık,hani merhamet,hani vicdan; ey insanlık neredesin?
Mazimize dalıyordum; cephelerde kağnılar, Kara Fatma’lar, Nine Hatun’lar, kadın kız çoluk çocuk demeden yollara düşüp cepheye koşanlar geçiyordu gözlerimin önünden...Ah diyordum; Atatürk olsaydı karşınızda sizin , görürdünüz günüzü demek geçiyordu içimden...Elimde mavzer, düşlerimde düşman avlıyordum, tek tek armut gibi indirirdim sizi yere diyordum . Bir yandan Genel Kurmay Başkanımız sayın Hilmi Özkök açıklamalar yapıyor...bu savaşın milletimizi derinden yaraladığına, ancak bunun bizim savaşımız olmadığına ilişkin beyanatlar veriyordu, bir nebze olsun insanımızın acısı diner miydi acep?
’
Ne yapabilirdim; işimi gücümü bıraktım, günlerdir savaşı izliyordum, neler hissettiklerimi düşüncelerimi, insan olarak bana da bir görev düştüğünün bilinciyle, yapabileceklerimi irdeliyordum, yazıyordum, yazdıklarımı belirli siyasi partilerin genel merkezlerine, köşe yazarlarına, basın yayın kuruluşlarına faks ile iletiyordum.
AMA YAPTIKLARIM YETMİYOR, YETMİYOR, YETMİYORDU...
YOLLARA DÜŞTÜM ÖYLECE ÇARESİZ.BİRAZ İÇİM AÇILIRDI BELKİ,HİÇ DIŞARI ÇIKMAMIŞTIM GÜNLERDİR.İKİ HAFTA MI GEÇMİŞTİ NE, SAVAŞ BAŞLAYALI BERİ? DENİZİN KIYISINA GELDİM.ANTALYA KÖRFEZİ’Nİ, DAĞLARI ŞÖYLE BİR SEYRETTİM; BAŞI DUMANLI DAĞLAR... GÜZEL YURDUM;BİR GÜN DÜŞMAN ÇİZMELERİ ALTINDA KALACAĞINI HİÇ DÜŞÜNMEK BİLE İSTEMİYORDUM...AMA KALMIŞTI, NE SAVAŞLAR GÖRMÜŞTÜ ANADOLU TOPRAĞI.
Ağır ağır falezlerden aşağı doğru yürüyerek çocukluğumda yüzdüğüm kıyıya geldim.Sular hafiften esen bir rüzgârla, yastık gibi nazlı nazlı sallanıyordu.
SU KIYILARDAKİ ÇAKILLARI YIKAMIŞ, BERRAK, ÇAKILLAR TERTEMİZDİ.O AN BÜTÜN GÜCÜMÜ TOPLAYARAK , TANRIMA O KADAR İÇTEN YALVARIP YAKARMAK GEÇTİ Kİ İÇİMDEN.EY YÜCE TANRIM, SEN İSTERSEN BU ZALİMLERİN HAKKINDAN GELİRSİN, BANA GÜÇ VER DİYE YALVARDIM, TÜM DUALARIMI HAVAYA ,SUYA ,TOPRAĞA GÖNDERDİM.
DOKUNMAK İSTEDİM SUYA; DAHA AVUCUMA ALIR ALMAZ , O ANA KADAR SAKİN OLAN DENİZ, SANKİ ÜSTÜME YÜRÜDÜ, BAŞINI OKŞAYINCA NAZLANAN BEYAZ BİR BİR KOÇ KADAR TEMİZ VE HEYBETLİ ...SUYUN SEVİYESİ BİRDEN DİZİME ÇIKTI.DOĞRULDUM İNANAMADIM, TEKRAR EĞİLDİM SUYA DOKUNMAK İÇİN; YİNE BİRDEN KABARDI DENİZ.TANRIM DEDİM BU BANA BİR SESLENİŞİN Mİ; BİR DAHA EĞİLDİM SUYA YİNE DİZLERİME ÇIKTI SU! ÜRPERDİM!
GERİ ÇEKİLDİM; TEFEKKÜRE DALDIM BİR SÜRE.ADIM ADIM YUKARI TIRMANIRKEN FALEZLERİN, TAM ÜSTÜMDEN GÖÇMEN KUŞLAR GEÇTİ SÜRÜSÜYLE VE ÖTÜŞEREK...SANKİ BANA SESLENİYORLARDI...DEDİM ,SİZ KUŞLAR, ALIN GÖTÜRÜN DUALARIMI IRAK İÇLERİNE...
...
ARADAN İKİ GÜNE YAKIN BİR ZAMAN YA GEÇTİ YA GEÇMEDİ,TELEVİZYONLARDA IRAK’TA MÜTHİŞ ÇÖL FIRTINASI HABERLERİ GELİYORDU VE İLERLEMEKTE OLAN AMERİKAN GÜÇLERİ KUMDAN BÜYÜK HASAR GÖRMÜŞLERDİ...KUŞLAR GELDİ AKLIMA ,ÜSTÜMDEN ÖTÜŞEREK GEÇEN...
İNANAMIYORDUM BÖYLE BİR MUCİZE, DÜŞLER GERÇEK OLABİLİR MİYDİ?!........???
21.10.2008
YORUMLAR
DOKUNMAK İSTEDİM SUYA; DAHA AVUCUMA ALIR ALMAZ , O ANA KADAR SAKİN OLAN DENİZ, SANKİ ÜSTÜME YÜRÜDÜ, BAŞINI OKŞAYINCA NAZLANAN BEYAZ BİR BİR KOÇ KADAR TEMİZ VE HEYBETLİ ...SUYUN SEVİYESİ BİRDEN DİZİME ÇIKTI.DOĞRULDUM İNANAMADIM, TEKRAR EĞİLDİM SUYA DOKUNMAK İÇİN; YİNE BİRDEN KABARDI DENİZ.TANRIM DEDİM BU BANA BİR SESLENİŞİN Mİ; BİR DAHA EĞİLDİM SUYA YİNE DİZLERİME ÇIKTI SU! ÜRPERDİM!
GERİ ÇEKİLDİM; TEFEKKÜRE DALDIM BİR SÜRE.ADIM ADIM YUKARI TIRMANIRKEN FALEZLERİN, TAM ÜSTÜMDEN GÖÇMEN KUŞLAR GEÇTİ SÜRÜSÜYLE VE ÖTÜŞEREK...SANKİ BANA SESLENİYORLARDI...DEDİM ,SİZ KUŞLAR, ALIN GÖTÜRÜN DUALARIMI IRAK İÇLERİNE...
...
ARADAN İKİ GÜNE YAKIN BİR ZAMAN YA GEÇTİ YA GEÇMEDİ,TELEVİZYONLARDA IRAK’TA MÜTHİŞ ÇÖL FIRTINASI HABERLERİ GELİYORDU VE İLERLEMEKTE OLAN AMERİKAN GÜÇLERİ KUMDAN BÜYÜK HASAR GÖRMÜŞLERDİ...KUŞLAR GELDİ AKLIMA ,ÜSTÜMDEN ÖTÜŞEREK GEÇEN...
İNANAMIYORDUM BÖYLE BİR MUCİZE, DÜŞLER GERÇEK OLABİLİR MİYDİ?!........???
içten gelen her dua yüce makamda kabul görürmüş böyle öğretti bize büyüklerimiz etkileyiciydi dizleriniz ağıt ayrı bir güzellikte zaten kutluyorum kaleminizi
saygımla
Yürekten edilen dualar kabul görürmüş, sizinki de öyle oldu sanırım,Allâh haklının yanındadır her zaman ve ergeç adalet tecelli edecektir.Duyarlı insan olmak bu daha doğrusu insan olabilmek ve haksızlıkları derinden hissetmek...
Bir gün güneş doğrular için doğacaktır, güzel günleri de görceğiz hep beraber inşallah...
Sevgi ve saygılarımla...
Sevgili dostlar; tekrar teşekkür ederek şunu anlatmak isterim;
Öyküdeki olay bir kurgu değil gerçeğimdir.Çaresizliğimiz arttıkça düşlerimizin sınırları da o acıyla birlikte genişlyerek artar.Söz konusu çöl fırtınasından sonra, ertesi günü gazeteler '' EBABİL MUCİZESİ '' nden sözediyorlardı.Ama ben daha savaş başlamadan ...Irak'ın üstüne yağacak bombaları görmüş ve
MEZOPOTAMYA adlı şiirimi yazmıştım AYKIRI SANAT DERGİSİ'nde yayınlanmıştı bile (savaştan önce).
Bu şiiri aşağıya alıyorum.Saygılarımla.
.......................................................................................
MEZOPOTAMYA
Ruhsuz kuşlar uçuyor mavi göğün altında
Gagasıyla taş bırakan
Ebabil Kuşu değil bunlar
Yuvaları yıkan,çocukları yakan
Cehennem saçan hayalet uçaklara teslim dünya !
Ezilen insanlık onuru
Ezenlerse Haçlı torunu
Petrolü uğruna damar damar
Kan ağlıyor Ortadoğu
Bil ki zalim adam
Suratında patlayacak son şamar
Çalıyı tepesinden sürükleyen
Yangına körükle giden
Kazanmış mı zulmeden;tarihe bak !
Burası Mezopotamya
İki nehir arası
Sümer,Hitit ,Asur , Elam
Musul,Kerkük;kapanmaz yarası
Bir kelama bin selam
Çölde unutulmaz bir destandır
Hasan,Hüseyin;Kerbela’m
Sende ne merhamet ne hayır
Tıkanır boğazına insan eti
Yanarsın elbet cayır cayır(*)
Kartal payı gökteyse,sofra yerde
Hakka secde edilen toprak, vatan olmaz namerde !
Şaban AKTAŞ- 01.02.2003
(*) Aykırısanat Dergisi’nde yayınlanmış olup
Şiir Dergiye fakslandığından bir kaç saat sonra
Kolombiya Uzay Mekiği atmosferde parçalanmıştır.
Şaban Aktaş tarafından 10/22/2008 8:40:21 AM zamanında düzenlenmiştir.
Abi öyle bir konuya el atmışsın ki sayfalarca yazılsa bitmez ve bu tür yazılar günden güne kirlenen dünya, kaybedilen insani değerler çoğaldıkça da yazılmaya devam edecektir. Adı ne olursa olsun. Savaş ve ve savaşın çirkin yüzünü, ister siyasi olsun ister politik olsun görmeye devam edeceğiz. Bu savaşları önleyecek kan dökmeyen tek silah halkın elindeki silahtır. Mucizeler her zaman olmayabilir. Yürekten kutluyorum sevgi ve saygımla..
ozzy tarafından 10/22/2008 5:56:41 AM zamanında düzenlenmiştir.
Kıymetli arkadaşım,
Her zamanki gibi doğruları dile getirerek, umut aşılamaya gayret ediyorsun da, bilmiyormusun ki "yitik"lerin gafletten kurtarılamayacağını?
Bunca mucize sadece övünmemize yetiyor bizlerin!
Elbette ki vazgeçmemiz söz konusu olmayacak davamızdan, dönmeyeceğiz doğrularımızdan ve satılmayacağız "birilerinin çocukları" gibi menfaate...
Kendimiz söyleyecek ve yine biz dinleyeceğiz "büyüklere masallar"ı uzun süre.
Emanetlerine ihanet edilen ceddimiz bizden hesabı soracaktır öte tarafa kalmadan hemde, fakat bizlerin değil de asıl korkması gerekenlerin sorunu olacak bu da.
ATAMIZIN bizlere öğretemediğim dediği uşaklığı yapanlar elbet bizlere de hizmet edeceklerdir yakında ve bu mucize olmayacaktır inanıyorum Gönül'den.
Doğrular çok olabilir fakat, gerçek tektir.
O da, iyiliğin ve haklının sonunda kazandığıdır.
Saygılarımla.
Daha ilk bombalar, füzeler Bağdat üstüne yağarken , gayri ihtiyari gözlerim yaşarmış, bir ağıt dökülüvermişti dilimden...O an Fırat ve Dicle nehirlerinden keşke su yerine petrol aksaydı da ben de o nehirlerin içinde yanarak düşmanın üstüne aksaydım diye düşler geçti içimden..
+1 dedim...
Bence siz hep yazın dost...bazı olayları dehşetleri sık sık hatırlamakta hatırlatmakta fayda var diyenlerdenim....
gönül sesiniz susmasın...
benden tam puan...selamlar gönderiyorum...
Şaban bey ;
duyarlı ve yanan yüreğinizden çıkan yazı ve şiiriniz anlamlı ve güzel.Keşke bu yazıyı ve şiirinizi yazmak zorunda kalmasaydınız.Bizde okumasaydık.Ama gerçek ne yazık ki.
Irakı ıraklıların azim ve fedakarlığı kurtaracaktır.Başka bir kurtuluş yolu göremiyorum ben.Tıp ki bizim kurtuluş savaşında gösterdiğimiz azim ve fedakarlık gibi.
Bir Atatürkleri olsa keşke.Atatürk çıkmaz onlardan da,dua edelim Atatürk'ümüzü örnek alan biri çıksın.
Bir haçlı savaşı sonrası düşman ağır kayıp verip yenilmiştir.Hüdavendigar vezirlerini gönderiyor savaş alanını gezin gelin bana bilgi verin.Ölenlerin arasında gezip geliyorlar ''Hünkarım içlerinde hiç bir ak sakallıları yok hepsi genç ve toy delikanlılar.İçlerinde ak sakalllıları olsaydı bu hale düşmezler di zaten der Hüdavendigarımız.Mekanı cennet olsun.
Iraklılarında başlarında bilge ve akil adamları olsaydı düşermiydiler bu duruma.
Dileyelim bir kahramanları çıksında halkını kurtarsın bu puştların elinden.
Mucizelere inanırım.Halis ve imanlı bir yüreği olan denizden yürüyerek geçer mi?Geçer.
Bir mucize göster yarab ıraklı kardaşlarımızı tez zamanda kurtar içteki ve dıştaki hainlerinden.
AMİN.
Yazınız bunları yazdırdı bana.
SAYGILARIMLA.
Yazınızı okuduğumda çocukluk yıllarıma döndüm ve gözlerimden akan iki damla yaşı durdurmakta zorlandım.
Bilmem hatırlar mısınız? 1970’li yıllardı. Bizim köyümüz kasabaya bayağı uzak dağ başında bir köydü ve o dağlarda ( o zamanlar bize eşkıya diye söylerler ve çocukları korkuturlardı) kaçak kişiler dolaşırdı.
Dağ başında bir tarlamız vardı ve tarlanın kenarından çocukça gözlerimiz ile baktığımızda kocaman dere akardı. Küçükbaş hayvanlarımızı o derenin kenarında otlatırken yanımıza sırtında kocaman silahı, yüzü gözü sakaldan görünmeyen orta yaşlı biri yaklaştı. Korkudan tirtir titriyorduk. Dilimiz tutulmuş, dizlerimizin üstüne çökmüş, " amca bize bir şey yapma ne olur" diyebiliyorduk yalnızca. O yanımıza yaklaştı ve " korkmayın çocuklar. Size ne yapabilirim ki, azık torbanızda biraz ekmek varsa onu bölüşelim mi" dedi ve biz hemen sırtımızdaki torbayı çıkartıp ona uzattık. O kalan ekmeğimizi yemiş ve bir sığara yakmış bize gülümseyen gözlerle bakıyordu. Neden korktuğumuzu sorduğunda " sen eşkıya mısın amca" diye soruvermiştik. "Köydekiler öyle mi diyorlar " dedi. " Evet " dedik.
Biz eşkıya değiliz çocuklar, ama hani şu devleti yönetenler var ya işte onlar bizi sevmedikleri için bizi şehirlere almıyorlar biz de dağlarda yaşıyoruz. o kadar" demişti. Biz bir daha eşkıya sözünden hiç korkmadık ama köydekilere de dağda eşkıya gördüğümüzü hiç söylememiştik. Bize tembihlemişti çünkü.
Hikâyenizi okuduğumda o yıllara döndüm ve içimde yanan ateşi söndürmekte zorlandım inanın bana
Öylesine güzel ve öylesine düşündüren bir öykü ki ne demem gerektiğini bilemedim bir an ve o nedenle bu küçük anımı paylaştım sayfanızda.
Anlattığım hikâye bir mucize midir, yoksa başka bir şey mi onu bilmiyorum tabi ki. Mucize olan benim için Eşkıya denen kişinin bizi kaçırmaması ve öldürmemesi. ( bize büyükler öyle söylemişlerdi çünkü)
Kutluyorum kaleminizi ve teşekkür ediyorum paylaşımınıza. Saygılar yüreğinize
Peki bütün bunlar olup biterken insan hakları mahkemesi nerede işlevsel onu merak ediyorum.abd kendini adamdan insandan sayıyor da geri kalan müslüman ülkeler mi insan değil ki bütün gücünü onların üstünde gösteriyor.Saddam dünya medyası önünde idam edildi ve ikiz kuleler olayından sonra abd nin bütün savaş filosu Afganistan semalarındaydı.
Peki ölen bunca Türk askeri varken apo neden besleniyor?Çünkü insan hakları kolluyor insan olmayanı ve Irak'ta kurşunlanan Filistin'de delik deşik edilen onca çocuk ve kadın olar insan değil mi?Bu savaşların biteceği yok gibi benmerkezci ülkelere boyun eğildikçe...
Dur diyebilecek gücümüz olmasına rağmen ki Kurtuluş Mücadelemiz dillere destan bir yaşanmışlıktır,biz hala abd gibi kaypak bir ülkenin kolları altına sığınıp saçlarımızı okşadığını sanıyoruz.Oysa tutam tutam yolmaya çoktan başlamışken bizi.Hayırlısı bakalım ne olacak bu milletin hali.
Savaş karşıtı ve Atatürk'çü bir Cumhuriyet Kadını olarak saygılar yolladım kabul buyurun Sn.Aktaş...
Kutlarım ŞABAN by şiir sayfasında ki özgün kaleminizi düz yazıda başarılı kullanmışsınız.İnsan hayatında öyle anlar vardır ki,manevi duyguların yaradanla iletişim anıdır ...Gönülden inanarak istenilen kalple ikrar edilen,herşey yüce Alah'ın huzurunda kabul edilir.Yeter ki istemesini bilelim...Eğer biz ,Dünyayı parmaklarında oynatan lara karşı dimdik ayakta durabiliyorsak.halisane iman gücümüzün sayesindedir.İşte bu anı siz telepatiyle yakalayabilmişsiniz.Şunuda unutmamak gerekir ki..hiçbir şey karşılıksız kalmaz..Yeter ki bizler maşa olmayalım,yeter ki kalplerimiz birlikte kenetlensin...Kutluyorum sizi....kutluyorum,kaleminizi saygıyla kalınız...Dualarla...Eda
aşiyan052 tarafından 10/21/2008 11:03:59 PM zamanında düzenlenmiştir.
Önce Irak'ın işgali üzerine gösterdiğiniz bitemez hasasasiyetten dolayı kutluyorum.Bununla ilgili özel bir yer ayırdınız dünyanızda her zaman bu önemli bir ayrıntıydı benim için.Aslında Irak'ın işgali sadece Irak'tan ve ıraklılardan ibaret bir olay değildi,Tüm orta-Doğu'lu milletlerin talihini ve tarihini yakından ilgilendiren menfi bir hadiseydi.Saddamın acımasızlığının arkasına gizlenerek bizi cambaza baktırdılar ve yapacaklarını yaptılar demiyorum,halen yapmaya devam ediyorlar.Çok acıdır ki,bunu hala anlamış değiliz...Anlamaktada direniyoruz.Bir kilo muza razı olanlarsa bir gün aldandıklarını anlayacaklardır sanırım.Amerikadaki kriz çıkmadan önce emperyalistlerin sömürüden başka şanslarının bulunmadığını söylemiştik.Irak bu devasa çarkı döndürmek için çare olur diye işgal edildi ama,olmadığını gördük.Demek daha başka felaketlerde kapımızda. Çok uyanık bulunmalı toplumumuz...Değerli yazını ve emeğini yürekten kutladım efendim.Selam,saygı...
SUÇLU OLMAZ OLUR MU HİÇ SAYIN ROMANTİK
O GÜNÜN ANA MUHALEFET PARTİSİ alterNATİF POLİTİKA ÜRETMEKTE ADETA TIKANMIŞ( BELKİ DE İŞLERİNE ÖYLE GELİYORDU),
BENİM GÜNDEM YAPIP, GÖNDERDİĞİM YAZILAR ANCAK BİR KAÇ GÜN SONRA DİLE GETİRİLEBİLİYORDU.
HERKESİN BELLİ Kİ UĞRAŞACAK BAŞKACA İŞLERİ VARDI.TESKERE OYLANMASI KONUSU GÜNDEME GELİNCE, YİNE YETERİNCE SES ÇIKMIYORDU, UYUYORDULAR VE UYANDIRMAZSAN UYANACAK HALDE DEĞİLDİLER...
SAYGIMLA SAYIN ROM@NTİK...
Şaban Aktaş tarafından 10/21/2008 11:12:47 PM zamanında düzenlenmiştir.
Daha ne ağıtlar yakacaktım, daha ne korkunç insanı ağlatan, üzen insanlık dışı korkunç olaylara tanıklık edecektim belirsizdi...Bir yandan savaşın akıllara durgunluk veren dehşetini , bir yandan silahların korkunç yıkım gücünü, bir yandan dünyayı, bir yandan ahireti düşünüyordum. Ey ulu tanrım; hani adalet, hani insanlık, hani merhamet, hani vicdan; ey insanlık ...
****************************************************************************İNSANIN EVRENSEL ÖLÇÜDE SOYSUZLAŞMASI MÜMKÜNDÜR. BUDALA TOPLUMCULARIN ÜLKÜSÜ OLAN BU " GELEÇEĞİN İNSANI"NA DEK DÜŞÜŞ; İNSANIN SÜRÜNÜN KUSURSUZ HAYVANI HİZASINA (YA DA ONLARIN DEDİKLERİ GİBİ:ÖZGÜR TOPLUMUN İNSANINA) DEK BÖYLE KÜÇÜLÜŞÜ; İNSANIN EŞİT HAKLATLA EŞİT İDDİALARA SAHİP PİGMA - HAYVANLAR DERECESİNE DEK İNEREK BÖYLE HAYVANLAŞMASI MÜMKÜNDÜR KUŞKUSUZ! FAKAT BU OLANAĞI EN SON NETİCESİNE DEK İZLEYYEN KİMSE İÇİNDEN BAŞKALARININ BİLMEDİKLERİ BİR TİKSİNTİNİN VE BELKİ DE YENİ BİR GÖREVİN YÜKSELDİĞİNİ DUYAR.... İŞTE SEVGİLİ ŞABAN AKTAŞ DA BUNLARI ANI ÖYKÜ TARZINDA YAZMAYA ÇALIŞIRKEN BİR NEVİ GECMİŞİ YAŞAYARAK DİLE GETİRMİŞ...SÖZÜM ONA ÜLKELERİN İKİ YÜZLÜLÜĞÜNÜ DİLE GETİRMİŞ... ASLINDA YAZILACAK ÇOK ŞEY VAR ŞAİR DOSTUM AMA .......YÜREĞİNE SAĞLIK
HASAN UĞUR TAŞÇI tarafından 10/21/2008 10:21:17 PM zamanında düzenlenmiştir.
HASAN UĞUR TAŞÇI tarafından 10/21/2008 10:23:07 PM zamanında düzenlenmiştir.
Şimdi herkes bu yazıyı okuyunca kahrolsun abd... bilmem ne abd... işte şu, işte bu diyecekler...
Peki... bizlerin " Ülkenin vatandaşları olarak " yani hepimizin bunda suçu yok mu ?
Katılımcılar bu soruya cevap verirlerse yazıma devam edeceğim.
Ama özellikle bu cevabı sitede İslam dinini kimseye bırakmayanlardan rica ediyorum...
Saygılar
Mucize, bir ulusun direnç gösterme iradesinden sonra olabilerek, başlayacaktır.
Attila İlhan Usta'nın ilginç bir anlatısı vardı. Bilmem ne kadar doğru ya da yanlış; Batı'lı yazar/şairlerden (ya da) tarihçi olabilir biri ile konuşuyormuş sanırım...
Ya demiş biz 1918-1922 şartlarını askeri,sivil, ekonomik neyse işte, bilgisayara yükledik, sonuç: Siz Türklerin bilmem kaç binde bir ihtimalle kazanacağınızı veriledi !..
İnanılmaz (mucize) bir şey olmuş tarihsel olarak ve siz kazanıp, yenmişsiniz !..
Sanırım muhatabının sözlerini şu cevapla bitiriyor değerli Attila İlhan:
-İşte biz Türkler olasılık hesaplarına filan sığmayan bir ulusuz !..
Bu hatıraldığımı Başta Irak'lı kardeşlerimize ve emperyal sömürgeciliğin zülmünden mustarip tüm ezilen ulusların, kurtuluşlarına sebep olması amacıyla ve resmederek anlatmış bulunuyorum.
Mazlumlar, zalimleri eni sonu mutlaka yeneceklerdir diyen Atatürk'ü saygı ve özlemle anarak tabi ki?!
Güzel yazınızı bu hislerle okudum.
Saygılar değerli ağabeyim, ustam..
Göktürkmen tarafından 10/22/2008 12:14:19 AM zamanında düzenlenmiştir.
Atatürk olsaydı sözlerin ilk aklımda kalan sözler dost..
Yurtta sulh,cihanda sulh..Atatürk'ten sonra hiç bir devlet adamından böylesine evrensel değerler taşıyan bir özdeyiş ve politikalar oluşmadı..
Savaş ustaları sürekli üretiyorlar ,para için herşey..
yazı ustaları barışı sevgiyi yazıp,çiziyorlar hergün..
yaşam ustaları çocuklar umutsuz büyümesinler diye siz yazıyorsunuz duyarlılığınızla ve kaleminizle, Hepimiz UMUT ustası oluyoruz daha güzel BARIŞ VE SEVGİ DOLU gelecek için..
Çok teşekkürler Dost,duyarlılığına ve emeğine..paylaşımına.
Hem subjektif hemde objektif anlatımın ,betimlemen ile nitelikli öykü okudum..
yüreğine sağlık..sevgiler,selamlar.
Emperyalizm olgusunun farkına vardırabilmek adına da kutlarım..
EY YÜCE TANRIM, SEN İSTERSEN BU ZALİMLERİN HAKKINDAN GELİRSİN, BANA GÜÇ VER DİYE YALVARDIM, TÜM DUALARIMI HAVAYA ,SUYA ,TOPRAĞA GÖNDERDİM.
DOKUNMAK İSTEDİM SUYA; DAHA AVUCUMA ALIR ALMAZ , O ANA KADAR SAKİN OLAN DENİZ, SANKİ ÜSTÜME YÜRÜDÜ, BAŞINI OKŞAYINCA NAZLANAN BEYAZ BİR BİR KOÇ KADAR TEMİZ VE HEYBETLİ ...SUYUN SEVİYESİ BİRDEN DİZİME ÇIKTI.DOĞRULDUM İNANAMADIM, TEKRAR EĞİLDİM SUYA DOKUNMAK İÇİN; YİNE BİRDEN KABARDI DENİZ.TANRIM DEDİM BU BANA BİR SESLENİŞİN Mİ; BİR DAHA EĞİLDİM SUYA YİNE DİZLERİME ÇIKTI SU! ÜRPERDİM!
GERİ ÇEKİLDİM; TEFEKKÜRE DALDIM BİR SÜRE.ADIM ADIM YUKARI TIRMANIRKEN FALEZLERİN, TAM ÜSTÜMDEN GÖÇMEN KUŞLAR GEÇTİ SÜRÜSÜYLE VE ÖTÜŞEREK...SANKİ BANA SESLENİYORLARDI...DEDİM ,SİZ KUŞLAR, ALIN GÖTÜRÜN DUALARIMI IRAK İÇLERİNE...
...
ARADAN İKİ GÜNE YAKIN BİR ZAMAN YA GEÇTİ YA GEÇMEDİ,TELEVİZYONLARDA IRAK’TA MÜTHİŞ ÇÖL FIRTINASI HABERLERİ GELİYORDU VE İLERLEMEKTE OLAN AMERİKAN GÜÇLERİ KUMDAN BÜYÜK HASAR GÖRMÜŞLERDİ...KUŞLAR GELDİ AKLIMA ,ÜSTÜMDEN ÖTÜŞEREK GEÇEN...
İNANAMIYORDUM BÖYLE BİR MUCİZE, DÜŞLER GERÇEK OLABİLİR MİYDİ?!........???
saygıdeğer hocam
ne anlamlı bir yazı düşünülesi...herşey mucize aslında...yeter ki haklı olalım ve yürekten isteyelim...
sonra da ve ne kadar şükretsek az...
kutlarım değerli yazınızı yürekten...
sevgim saygım her daim..
Merhaba,site de yeniyim.
Dün bir yazı eklemiştim.Vatan Haini Obama adlı.4 Kasım seçimleri neler getirecek bize ve bölgeye diye de sormadan edemedim açıkcası.
Savaş hep çirkindir.Oysa o çirkinliği seven büyük devletler gerçek yüzlerini de gösteriyorlar bizlere.
Binlerce müslüman Balkanlar da Sırplar tarafından katledilirken dünta izlemişti.Hem de medeniyet dedikleri yerin tam da göbeğinde.Yetmedi.Biraz daha ilerlemeliydiler.Irak'a tekrar uğrayalım dediler.Terör,terörist,petrol vs... derken bir de baktık ki ne terör ne terörist aradıkları şey tam da petrolmüş.Aldılar elbette.
Bir de ellerinde amerikan bayrakları ile alkış tutan o işbirlikçi satılmış insanlar yok mu.İşte o sahne gitmez gözlerimin önünden.
Tebrik ederim sizi beyefendi.Güzel bir yazı.
Saygılar
Şiir güzeldi. Duygulu bir yazı. İnşallah zalimlerin ceza çektiğini bu dünyada da göreceğiz.