VATAN!
.....Vatan Baki Kalsın Bir de Sen .....
Neden insanın doğup büyüdüğü yerler özlem yaratır insanda?
Her hatırlayışında, günümüz dünyasının en güzel içeceklerine bile taş çıkartan ayranın, aşurenin farklılığı nedir?
Gün gelip gurbet diyarlarına giden birinin sinesine çektiği; ömrünce peşini bırakmayan, taşıyla toprağıyla kokladığı havası, çamuru, yağmuru, kargaşası, güvensizliği ama yine de saatin en dibinde, gecenin en köründe bile anadilinle avaz avaz bağırabileceğin, insanlara ulaşabileceğin en anlaşılabileceğin bir yer. (Vatanın).
Nedir Vatan?
Geri dönerim diye çıkılan seferler de, yıllarını heba eden, yalanın, talanın, cirit attığı izbe mekanlar da, dev gibi göz boyayan içi kof, sonu hüsran ecnebi diyarlar da; ar ve "haya"yı koltuk altında uyutan beldeler de, gurbetin yalan doyurucu mekanlarında özlenen, illa da Vatan dedirten, çıldırtırcasına belliklere kazılan nasıl bir sevda?
Ukteler içinde geçirdiğin onca kaybedilmiş yılların ardından boş gözlerle iç geçirmekte var.
Agaçlar, yeşiller içindeki evlerle dolu sokaklar da yaşarken, kıymetini bilmediğin çağların, burundan iliklere işleyen pis kokusuyla ve aksine buna ragmen, burnunun direği hala özlemle sızlıyorsa, açmıyorsa ecnebi diyarların göz boyayan şaşalı yalanları seni, içinde yeşerttiğin o dağlara sığmayan sevdanla haykırmalısın.
Ötesi yok, cimi yok bu işin. Seni farklı kılan bir şeyler var.
O nedenlerin ve sebeplerin bile sebebi var.
Ömrünce içinden atamayacağın, satamayacagın, alıştığın: ta içine karıştığın sana has bir kültürün var. Odur seni böyle mahzun kılan tedirgin eden ve başka milletlerin insanlarından farklı kılan.
Sokaklarımızın çamurlarını, soğukta beklenen durakları, tıkış tıkış doldurdukları otobüsleri, yelini, ayazını, olmazını, onmazını odur özleten sana.
En olmaz anda efkara daldıran, odur uykusuz bırakan seni.
Sanki gözler de şeytan’dan bir ilham kıvılcımıdır bu: Seni bir an adeta şair kılan.
Öyle ya Vatan sevdası budur işte. Farkına varmadan çocukluğundan edindiğin bir yüce Milletin edebi, adabı, hasletleri, sevdaları var ruhunun derinliklerinde. Gurbetten vatana uzayan bu gelişler, gidişler tedavisi mümkün olmayan hastalık gibi gelir sana.
Gittiğinde gördüğün eksiklikleri, yanlışları, vergi dairesi kuyruklarını, haksız faizleri, kornaları gürültüleri, ne güzel de çekersin sinene, (kalmasın eksik bir yanım, yaşayayım doyasıya) diye.
Bir koskoca Millete yapılmış büyümüdür bu?
Neden hasletlerimiz, dertlerimiz ve sevdamız büyüktür bu kadar?
Uzağında yaşasanda memleketinin, tüylerini diken diken eden, gözlerinde buğu ve her derdinde sanki yurdundaymış gibi hissettiren, nedir bu gizli sihir?
Onmaz bir Aşk!
Kaldı ki gecenin bilmem ne yarısında çıldırtsa da gurbet: biz hepimiz böyleyiz işte.
Yarı melankolik, yarı özlemlerden, acılardan zevk edinen Millet.
İnsan bağrında beslediği sevdanın kıymetini bilmeli.
Takılmamalı hayali bir ucubeye, onmazlara, girdaplara.
O girdaplar ki insanın karşısına entel bir ucube, kendisi çıkmazlarda bir şarlatan gibi tatlı gelse de sana.
Dudağımızda tutturalım ince bir Türkü ve haykıralım gurbetteki bizler
( şimdi siz oradakiler! bizler için ince belli bardaklarda bir çay için, bizim gibi burda olanlara da hayalini kurmak kalsın.)
Vatan baki kalsın, herkes muradını alsın.
(Yıl 1983 Not defterimden)
..................
K. Kurultay