BÜYÜK SÖZÜ DİNLEMEK
Hatırlıyorum bundan yıllar önce ortaokul yıllarımdı.Okullar yeni açılmış yeni kayıt yaptırmış ve yeni arkadaşlar ve yeni bir ortama girecektim çok sevinçliydim.O yıl babam bana bir bisiklet almıştı vitesli falan degil şimdilerin tabiriyle çift kadro koca adam bisikleti ama olsun taş gibi bisikletti,okula onunla gidip geliyorum.Günlerden cuma ögle arası eve geldim yemek yiyip cuma namazı kılmaya oradan okula gidecegim, babam o gün çok kaliteli bildigim ve çok şık bir saati vardı evde bırakmış ee ben de aldım okulda arkadaşlarıma göstereyim dedim,fakat annem oğlum ne yapacaksın düşer kalkarsın çaldırırsın bırak babanın saatini dedi.Bende birşey olmaz dedim atladım bisiklete gittim.Akşam eve dönerken benden yaşça büyük bir bisiklet sürücüsü bana öyle bir çarptıkı bisikletle ben bir tarafa çantam bir tarafa gitti,dizlerim kanamaya başladı ama ben onları kaale almadım hemen saate baktım birşey olmuşmu diye,heyhat o güzelim saatin camı parçalanmış içi dagılmış haşat olmuş ben kendimi degilde annemin sözünü dinlemeyip saatin başına iş açtım diye ne cevap verecegimi düşünerek eve vardım.Annem hem canına birşey olmamış çok şükür cana gelen mala gelsin derken anne sözü dinlememenin başıma neler açabilecegini anlatmaya çalışıyordu ki benim anlayacagım dille ...Masum HATTATOĞLU