Hasrete Gide(meye)nler
.............................................................. Ben
.............................................................. Hasrete gittim ya ben
.............................................................. Bugün
.............................................................. Vermesem bile sana
............................................................... İki atlet bir gömlek aldım
.............................................................. Seni düşünmemeye dayanamadım.
Saçlarını yıkarken kanatırcasına tırnaklıyor ama kumları temizleyemiyordu. Köpüklerin ardında onlarca çift alaycı-üzgün-kınayan göz yerine kum dolu avucu havada bir adamın onlara kibir karışık şirin, kedine alaycı gözleri vardı..Akındığı adamın gözleri ... Ne güzel, adamlar hoşlanmadıkları bir tutum olduğunda anında çekip gidiyorlardı. Kadın ille de yüreğinde tartacaktı. Yaradan böyle mi buyurmuştu? Kaldıramam, olmaz diye iç sesiyle isyan etti.
Deniz dönüşü yol kenarındaki demir parmaklığa çantasını dayamış bir kadın, yattığı adamın bıraktığı paraya bakıp; isyankâr ve ağrılı bir yürekle bağırıyordu. Çöp bacak adam, çırpı gibi –uzun kirli saçları, iğrenç- pis suratıyla kadının üstüne eğilmiş mırıldanıyordu. Neydi bu? Bugün tanık oldukları neydi?
Kumcu:
- Bak gördün mü? Dedi.
Ne demekti bu? Bu saygısız ne anlatmaya çalışıyordu? Adamın yüzüne gönlünden geçenlerle baktı. Adam kızardı ve dokunarak özrünü belirtti. Daha da sinirlenerek saçlarını hırpalacasına duruladı ama boşunaydı. Su gidiyor kum saçlarına dolanıyordu.
Kulağı ve gözleri iki acımasız sorgucu gibi aynı gözler ve sözleri tekrarlayıp durdu. Kadın :
- Benim değerim on lira mı, sonra beş lira daha olduğunu farkedince tekrarlayarak on beş lira mı? Yirmi lira dedim ben… Ben Nataşa mıyım? Görürsün sen . Beni bir daha zor bulursun. Seninle bir daha yatar mıyım? Gö r ü r s ü n…
Diye bağırıyordu. Güzelce ama yorgundu. Süssüz ve sade yazlık bir elbisesi vardı. Lanetli duygular içinde hızla uzaklaştı. Çöpbacak peşinden koşarcasına yine birşeyler mırıldanıyordu.
Olaydan başka çevrenin- kalabalığın kayıtsızlığına da şaştı. İnsanlar, acıları, çirkefliği bu kadar mı kanıksamıştı? Yoksa birlikte ağlamayanlar birlikte gülmeye mi başlamışlardı? Yirmi lira demiş. Yirmi lira onbeş liradan ne kadar çok ki?!... Düşündü ama sonra bulduğu cevap canını yaktı. Yirmi lira kadının o günkü acil ihtiyacıydı. Hastası mı var acaba-ilaç için mi? Çocuğuna yemek mi?!... İnsan olana kibir, sevince gurur nek gerekti . Adeta giysileriyle kavga ediyordu. Saçlarını düzeltti. Halâ kum vardı ya da öyle sandı. Onursuz olmaz diye diklendi. Onursuz olmaz… Onursuz…
Böyle durumlarda kimin gittiğinin önemi yoktur. Yürekte yer bulunamamışsa önemsizdir. Hasrete dönmemek üzere gidilir.
. Ve kocasından dayak yiyen, sevdiği adamca aşağılanan-kullanılan ama yinede birlikte yaşamaya devam eden kadınlar adına Düriye’ nin çaresini hatırladı. Sahipsiz Yurttaş Düriye :
- Onlarca adama paspas mı olayım. Bunu çekiyorum. Işte!.. demişti.
Artık hep kadınların yüzlerine-üzgün yüzlere bakacaktı Bunca kötülüğe rağmen hasrete bile gidemeyen kadınların yüzlerine… İmkânsızı kendinde, ağrılı kadınların
YORUMLAR
Evet Sevgili Arzu, kadın soyumuzun devamıdır ve de Tanrı kuludur da gelde babalara-abilere-kocalara-yöneten yönetilen erkeklere anlat...
Ve Göktürkmen, çöpçü deyip geçmeyelim. İnsan şaşırtıcı bir yaratıktır. Bir Kanada'lı yazarın öyküsünde okudum(yazarı hatırlayamadım ama)
Bir kasabanın çöpçüsü yalnız yaşayan bir kadına aşıktır. Kadın çöpçüyü küçümsemektedir. Bir gün dayanamaz ve kadına düşük bebeği çöpten bulduğunu söyleyip " Ben sizin hayatlarınızı topluyorum. " der.
Yazdıklarıma gösterdiğin samimi ilgi için teşekkürler.
Önce kendime geldim yazabilecek gücü toparlayarak ellerimde.Sorguladım kendimi defalarca,hasrete gidemeyen kadınların ızdırabında.Susutum ve düşündüm...
Ne kadar zor ve onurludur kadın olmak,sadece yüzler değişir hayatlar birbirine paralel.Mevki makam, varlık darlık,güzellik ya da güzeliz ya hepimiz bakımsızlık...Ama duygularda bağımsızlık?
Düşündümde bir kırbaçtır şaklayan kaderlerde.Alın yazısı mı?Oysa alınlar ak,emeller kirli olan.Kadınsın ya tüm hayatın bacak arası sanan zihinlerde.Doğarken veriliyor hükümler.
Bilmiyorlar çok şey demek kadın.Soy demek,hayat demek,toprak demek.Yazabilmek gözü pek yürek demek.
Sevgili Ildız,sayfanda bu kadar kaldım okumalıydım, doymalıydım.Ben giderim satırlarım kalır.Tıpkı sel giderken kalan kum gibi...
Kutlu/yorum