- 611 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
AN VE ÖLÜM-6
Ölüm benim için yeni bir başlangıç,kaybettiklerimi yeniden kazanma fırsatı,yeniden var olma şansı gibi olmuştu.İçimden geçen bu düşünceleri yaşlı kadının nasıl okuduğunu ve neler düşündüğümü, nereden bildiğini bilemiyorum.Düşüncelerimi okuyabiliyordu.
-Sen kaybettiklerine üzülüyorsun.Ne yazık! Üzülmek çaresizliğin ifadesidir.Sen an ve ölümün gölgesinde evrenin bütünlüğüsün.Evrende kaybetmek üzüntünün değil,yeni bir başlangıcın harcıdır.
Şaşkınlığım daha da artımıştı.Yaşlı kadın ne anlatmak istiyordu böyle.Kendimi tutamayarak:
-Neler saçmalıyorsunuz,sen de kimsin? Bana ne olduğunu,nerede olduğumu söyle.
Acı bir tebessümle gülümsedi.
-Sen gerçek olanla,sahte olanın arasında hep bocalandın kararsızlıkların tümü kişiliğinde derin kayıplara neden oldu.Evreni ve doğayı anlamamanın getirdiği sıradan yaşam zaten her canlı için ölümdür ve sen ilkin bu ölümü yaşadın.Şimdi de anın yargısından geçebilirsen yeni bir başlangıca varabileceksin.Doğa birliği olan bir bütündür.Bu bütünün bir parçası ve kendisi olarak var olmaya devam edeceksin bu sonsuza denk devam edecek.
-Evren her anında yetkindir.Bizler bu yetkinliğin parçalarıyız.Aslında yok olan değil organik birliğiz.Doğa da tek tek varlıklar olarak doğar,serpilir,sonunda solup gideriz.Bizler başlangıçta yetkin değil yavaş yavaş olgunlaşan,ancak kendi bireyselliğimiz de anlam kazanan yeni bir başlangıcın tohumları olabilen bütünün yetkin parçalarıyız.Bunu başarmak bir savaşımdır.Ölüm bu başarıya ulaşamamanın,bu savaşı kazanamamanın korkusudur.Yoksa ölüm bildiğiniz gibi bir son değil doğanın yetkinliğinde yeni bir öze ulaşmaktır.
An
Var olma bilincindir.Doğanın ve evrenin tüm niteliği insanın muhtevasıyla birleştiği ve insan olma yaratıcılığının kendini tanrısal bir nitelik olarak gerçekleştirip üretime yönelmesidir.Bu nitelik evreni anlamlaştırır.İnsan doğanın bilincinde kendine ulaşır.Artık yetkin bir insandır.Tanrı ve bilimin monatı ve anlamıdır.
Ölüm
Tanrı etkinliğini güçlü barındıran,doğadaki dönüşümün sıçrayış anıdır.Doğa ile insan arasındaki zıtlıkların ve karşıtlıkların güzel bir birlik içinde uzlaştırılmasıdır.Doğa ve doğada var olan tüm varlıklar bu birlik içinde Tanrısal özü oluştururlar herşey özü bakımından Tanrının kendisidir,onun bir aynası ve yansısıdır.
Ben anda olduğmu biliyordum.Yaşlı kadın ise bendeki monatın bir yansısı ve benliğimin andaki yargıcıydı.Ölüm tenime dokunan hafif bir esinti gibi geçip gidiyordu. Ben tüm korkularıma ve kaygılarıma el sallıyorum.Yaşadığım belirsizlikler bir film şeridi gibi gözümün önünde başa sarılıyordu.O sisli ormandan,yazılarla dolu sokaklara ve yerde uzanmış olan bedenimin üzerine geri gelmiştim.Ölüm beni korkutan bir son değil, bir yaprağın doğanın esintisine kapılarak savrulması gibi hafif bir kayboluştu.
Üzerime toplanan kalabalıktan ve cesedimi almaya gelen ambulanstan uzaklaştım.Rüzgarın yelkenine kapılmış gibi ruhumun esintisiyle uçuyordum.Bir varoş semtinin kıyısındaki baraka bir evin içinde oturan bir ananın gögüslerinden süt emen minnacık bir bebeğin avuçlarına sızdım.
Artık yeni bir zamana aydınlanıyordum.Çocukluğuma dönme bilinci silinmemişti zihnimde.En eski makarangi inancı ve ruhsal bilinci bende kendini sürdürüyordu.Sonsuzluğa denk devam edecekti.
SON
Şevket // Tuğba
YORUMLAR
değerli dostum,
An ve Ölüm'ün esin kaynağını senden duymuştum,çok etkilenmiştim.
ama,anlatı-öykü tarzındaki bu betimlemelerinde daha
bir değişik olmuş;insanın iç dinamiklerine nüfuz eden
bir duygu yoğunlukta.
ve,yazının didaktikliği önemsediğim en can alıcı tarafıdır.
yüreğinin felsefi hislerle yoğurulmuş sesini kutluyorum
sağlıcakla kal dostum