Hakikat aleyhine hürriyet olamaz. -- salazar
turandas
turandas
@turandas

KONTEYNIRDAKİ ADAM

25 Ağustos 2008 Pazartesi
Yorum

KONTEYNIRDAKİ ADAM

2

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

794

Okunma

KONTEYNIRDAKİ ADAM


“Cihan ara cihan içredür arayı bilmezler
O mahiler ki derya içre deryayı bilmezler”
Hayalî
KONTEYNIRDAKİ ADAM

Adam her sabah erkenden kalkar, tıraşını olur, kahvaltısını yapar, evden çıkardı. Daha dükkânların çoğunun kepengi açılmamışken o yolda olurdu. İşe yürüyerek gider, herkesten önce işyerinde olurdu. Şimdiye kadar bir gün bile geciktiği görülmemişti. İşyerine gelir gelmez yaptığı ilk iş masasının üzerini silmek olurdu. Ardından o gün yapılacak işlerin neler olduğunu, günlük iş muhtırasına bakarak bir bir gözden geçirirdi. Her gün gözünün önünde yüklenen dikdörtgen demirden bir yığın olan konteynırlar ne kadar kesin çizgilere sahipse o da aynen öyleydi.
Yaşı otuzu geçmiş olmasına rağmen henüz evlenmemişti. Bir süre daha evlenmeyi de düşünmüyordu. Evlilik için öncelikle para biriktirmesi gerektiğini söylüyordu, çevresinde hâlâ neden evlenmediğini soranlara. Çok konuşmayı sevmezdi zaten. Birkaç kısa cevapla geçiştirirdi soruları. Yüzünde şimdiden kalın çizgiler vardı, bu çizgiler onu olduğundan yaşlı gösteriyordu, hem de ona bir ciddiyet veriyordu.
İnsanlar vardır yaşamda sadece kendi bildiklerinin mutlak doğru olduğunu zannederler. İnsanlar vardır herhangi bir doğrunun varlığını bile tartışmazlar. Yine de insanın bir doğrusu olanı daha makbuldür yaşamda. En azından kim olduğu bellidir. Doğrusu olmayan rotası olmayan gemi gibidir. Hangi rüzgârın onu nereye götüreceği belli olmaz. İşte adam birinci türden biriydi. Doğrusu olan biriydi. Fakat bu doğrular onun kesin kalıplarıyla belirlenmiş kimsenin hiçbir şekilde değiştiremeyeceği kurallar bütünü haline gelmişti.
Adam o gün işe her zamanki gibi erkenden gitmiş, yapılacak işleri kontrol etmiş, gelecek mallarla gidecek malları tek tek saymış, hesapları çıkarmıştı. Herhangi bir aksilik olmamış bütün mallar tam zamanında yüklenmişti. Her akşam olduğu gibi o akşam da erkenden uyumuştu.
Sabah uyandığında havanın kapalı olduğunu düşündü. “Herhalde yağmur yağacak.” diye içinden geçirdi. “Şemsiye almayı unutmayayım bari .” dedi. Terliklerini giydi, tıraş takımını, havlusunu aldı. Kapıya yöneldi. Kapıyı açmak istedi ama kapı bir türlü açılmıyordu. Sanki kapı bir yere dayanmıştı ya da biri arkasına bir şey dayamıştı. Tekrar tekrar denedi. Olmuyordu. Yatağına oturup neler olduğunu anlamaya çalıştı. Kalkıp tekrar kapıya yöneldi. Kapı içeri mi açılıyordu. Kendi kendine güldü: “Aklımı mı kaçırıyorum?” Yıllardır içinde yaşadığı odanın kapısını açmaması mümkün müydü? Tekrar kapıyı açmaya çalıştı. Hayır, olmuyordu, kapı açılmıyordu. İyice sinirlenmeye başlamıştı. Kapıyı kırarcasına itmeye, tekmelemeye başladı. Sonuç değişmemişti. Tekrar yatağına oturdu.
Bir süre tavana bakarak düşündü. Neler olup bittiğini anlayamıyordu. Herhalde bu bir rüya olmalıydı. Gözlerini kapayıp bekledi. Tekrar gözlerini açtığında hiçbir şeyin değişmemiş olduğunu gördü. Yine odasındaydı. Karanlık değişmemişti. Güneş doğmamış mıydı yoksa bugün? Neden hâlâ içerisi bu kadar karanlıktı? İşte bütün bunları düşündüğü sırada nasibinin peşine düşmüş martıların seslerini duydu. Martı seslerini bir şilebin çığlığa benzer düdüğü böldü. İşte hemen o sırada kalkıp pencereyi açmayı akıl etti. Pencereden görünen her zaman gördüğü sokak değil, bir konteynırın soğuk demir duvarıydı. Üstelik üzerinde başka konteynırlar da vardı.
Yiyecek derdine düşmüş martıların sesi gittikçe uzaklaşıyordu. Bir süre dışarıya baktı ölü gibi. Öylece kaldı.

Kâbil

Paylaş
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Konteynırdaki adam Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Konteynırdaki adam yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
KONTEYNIRDAKİ ADAM yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Fikret TEZEL
Fikret TEZEL, @fikret-tezel
25.8.2008
Ders çıkartmamız gereken bir öykü bu : Yaşama bazen değişik pencerelerden de bakmamızı anlatıyor.Yaşamımızı monotonluktan kurtarmamız gerekiyor.
Güzel bir paylaşım.Tebrikler.
kemal yavuz
kemal yavuz, @kemalyavuz
25.8.2008
tebrik ederim.çok akıcı bir öykü olmuş.olay psiko vajaykla birleşince daha güzel bir hal almış.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.