- 617 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
AN VE ÖLÜM-5
Artık öldüğümü anladım.
Ölen bendim ve yaşamın tam ortasında öncelik ve sonralık denkleminin bir bilinmezi gibi kendimle bir savaşım içindeydim.Yenilmiştim bu savaşta.Kaybeden olmanın ağırlığı yüreğimi eziyordu.Zoruma gidiyordu açıkçası.Neden vazgeçmiştim o küçük kızı kurtarmaktan?
İnsanı kendi kaderine terk etmek ona yapılan en büyük kötülüktür. Böyle bilirdim.Kader bilinmezliktir,insan iradesinin hiçe sayıldığı ve insanın teslim alındığı durumu ifade eder.Bundan dolayı hep kaderden nefret etmişimdir.Asla inandığım bir şey değil ama o yaşlı kadının bana:
-Neden o küçük kızı kaderine terk ettin? değişi sürekli kulağımda çınlayan bir ses olmuştu.Bir türlü çıkmıyordu bu çınlama sesi kulaklarımdan.
Küçük kıza bu kadar büyük bir kötülük yaptığıma bir türlü anlam veremiyordum.Onların ardından gitmek,var gücümle küçük kızı götüren adamla mücadele etmek,kavgaya tutuşmak ve ne pahasına olursa olsun o küçük kızı kurtarmak istiyordum.Bir yandan da çok geç olduğunu biliyordum.Her şey an da var oldu ve silinip gitti.O anı tekrar yakalama imkanı yoktu.Artık bir bilinmezin tam ortasında kendi duygularımın savaşımı içindeydim.
Duygularla savaşmak ne kadar zordur bilir misiniz? Neyi kazanıp,neyi kaybettiğinizi tam olarak bilemezsiniz.Kazandığınızı sandığınız anda en çok kaybettiğiniz ve yenilgiye uğradığınız bir kararın içinde bulursunuz kendinizi.Pişman olursanız dahi o pişmanlık artık bir şey ifade etmez.Şu an benim yaşadığım pişmanlığın hiçbir şey ifade etmediği gibi.Kaybederiz, kazanmalarımız kaybettiklerimizin yanında deveden kulak gibidir.Bütün yaşamımız kaybetmelerle örülüdür.Farkında mısınız bilmiyorum ama ömrümüzden katbettiğimiz en büyük şey çocukluğumuzdur.Bir türlü çocukluğumuzu doyasıya yaşayamayız.Bu yüzden çocuksu ruh hali benliğimizi terk etmez,her daim bizi çocukluğumuza çeker,özletir,aratır.Bir kürt ozanının dediği gibi"Xazıl disa zarbuma"
"Sabah erken uyansaydım
Ayakkabısız,donsuz olsaydım
Sokaklarda oynayıp,koşsaydım
Keşke çocuk olsaydım."
Bu dizeler kaybettiğimiz ve yaşamadığımız çocukluğumuzun en derin özlemini dile getirir.Ama kaybedilen anın gizeminde ve sonsuzluğunda kayıp gitmiştir.Bir daha yaşamak ve geri getirmek mümküm değildir.Benliğimizde kalan bir özlem olur.Yürek burukluğumuz ve bazen de bir iç serzeniş olur.
Ben neyi kaybediyorum? Ölüm benim için yeni bir başlangıç,kaybettiklerimi yeniden kazanma fırsatı,yeniden var olma şansı gibi olmuştu.Ama ben yine kaybettim.Çocukluğumu yeniden kazanma fırsatını kaçırmıştım.Küçük kız benim küçüklüğümdü ben onu yine kaybettim...
YORUMLAR
dostum başka öykülerini daha önceleri okuduğum için yazımdaki o güzel anlatım,kurgu ve betimlemelerin olağanın dışında oluşu tuhafıma gitmedi.
AN VE ÖLÜM başlığın seçimi kurguyu ve hata temanın etrafında ustaca yerleştirdiğin kimi episotlarıda bir bütünlük yelpazesine almiştir."An ve Ölüm"aslıda bir kırılma zamanıdır bir dizi öykünde betimlediğin..
bu kırılma anı aslında "Büyüme" büyüme olayıdır.
büyümek korkaklıktır,
büyümek iç güdüsel ölümdür,
en önemliside büyümek akla sarılmaktır..
öykünden edindiğim ....