KAR
Onu ilk gördüğümde üzerinde asker yeşili kapüşonlu bir sweeti ve aynı renkte bir sırt çantası vardı. Bizim masaya doğru gelirken muzip bir çocuk gibi gülümsüyordu. O an aşık olmuştum ona. Arkadaşları isa diye seslenmişti ama biz tanışmamıştık.
Birkaç gün sonra aynı arkadaş ortamında bulununca tanışmıştık ve okul çıkışı birlikte yürümüştük. Sokak lambalarının cılız ışığı altında yürürken evlilikten konuşmaya başlayıp bu konu hakkında tartışmıştık. Evliliği anlamsız buluyor olmama rağmen onun düşüncelerini çürütmek için evliliği savunuyordum. Sonradan bu tartışmanın benim hayatım olacağını tahmin etmemiştim. Yurda geldiğimde uyumadan önce tanrıya dua ettim,burada birilerine aşık olmayım diye. Korkuyordum aşık olmaktan ama ben ona ilk kez karşılaştığımızda aşık olmuştum bile. Sonraki yıllar ona olan aşkımın derin bir sevgiye dönüşmesiydi.
Ertesi akşam arkadaşlarla bir cafeye gittiğimizde o da vardı. Bir arkadaşıyla tartıştıktan sonra tek başına diğer masaya geçince ben de onun yanına gidip oturmuştum. Biraz müzik dinledikten sonra hava almak için dışarı çıktığımızda bana kendi yazdığı bir şiiri okumuştu. Şiirinin ilham perisi bir kız değildi, aşk değildi,hayatın kendisiydi. Etkilenmiştim. İçeri girdiğimizde Feridun düzağacın ‘alev alev’ adlı parçası çalıyordu. Aşık olmak istemezken çoktan aşık olmuştum,o parça benim duygularımı anlatıyordu.
Artık her gün okulda karşılaşıyorduk. Bir gün kantinde otururken satranç oynamak için telefon numaramı aldı. Ve şiirlerini mesajla paylaşmaya başlamıştı. Ben de bazen şiirlerinin devamını getirerek bazen de ikinci kişi olarak karşılık veriyordum. Her şiir beni biraz daha korkutuyor biraz daha aşık ediyordu.
Bir akşam yine arkadaşlarımızla bir cafede oturuyorduk,ben ders çalışmak için erken kalkınca o da beni yurda bırakmak istemişti. Dışarı çıktığımızda kar yağıyordu. Öyle masum düşüyordu ki beyaz taneleri ve öyle usul yağıyordu ki aşık olmaktan duyduğum korku geçmişti.
Kar yağıyordu bu şehre ve ben ilk defa onunla yürüyordum beyaz kar tanelerinin altında.
Kendimi sonu belli olmayan bir hikâyeye bırakırken kollarımı da ona bırakmıştım.
YORUMLAR
Bir defa yaşanır AŞK
Kaybedildikten sonrası
ikinci defa yakaladığın
sadece sevgidir
aşk değil
Kaçırdığın AŞK sa elbette üzüleceksin
Yaşadığını kar sayacaksın
hiç yaşamayanların tesellisi olarak
Ama!!!!
Bir daha yakalayamayacağını bileceksin
Sonrası
sevgi olacak
aşkın yerini tutmayacak
Ve sen en temiz halinle
sevginle yeniden aşkı yakalamış gibi oyalanacaksın
Aşkı yakalamışken
peşinden koşmasını
şu an öğrenmemişsen
bir daha öğrenemeyeceksin.....
Arslan Tuğrul ÖZER