- 2850 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
Bir Trakya Öyküsü - ZALiMiN ZULMÜ !
Merhaba Sevgili Dostlar !
Evet yine bambaşka bir formatla karşınızdayız, her ne kadar şiirlerimizden sonra bir kaç adet,
Manilerle sizlere seslenmeye çalışdıysak da, bu yeni tasarlanan düzenlememizle…
YÖRE YÖRE TÜRKiYE diyoruz bu seferde Anadolumuzun çeşitli yörelerinden kimi zaman
Oranın lehcesiyle Karadeniz yaylaları anzerde ayderde bir ezgi türkü olacağız bazende,
Trakyadan ( Yürük ismet – Kör Satılmış – sümsük ısmayıl, Hüsmen emmi- kezban kızlı ) bir öykü ile çıkacağız karşınıza….Egeden mustafayla gönülü anlatan bir yaşam kesiti…Orta anadoludan bir kınalı kuzu cemal ile gelin ayşe hikayesi….Doğu Güneydoğudan ise ( Şehmuz - Zeynoyu ) onların iç kavuran bir sevda masalıyla, yine Batı karadenizden hemde GiZEMLiKARTAL’ın kendi öz yaşamından bir şeyler bulacaksınız orada Yurdun dört köşesinden merhaba diyeceğiz sizlere elimizden geldiğince tıpkı ömer seyffetininkiler gibi fakat tek fark bunları yazan ise GiZEMLiKARTAL’ ın ta kendisi hemde oraların O yörelerin
dili vede lehcesiyle……ve buyurun öykümüze
YÖRE YÖRE TÜRKiyE – ( Trakya )
Hikâye – Öykü
Merhhaba Sevgili Dostlar !
YÖRE YÖRE TÜRKiYE adlı bu bölümümüzde gizemlikartaldan Trakya dan bir
hikaye kısa bir öyküyle sesleneceğiz sizlere… öyleki tamamı onun kendi hayal
mahsulu olup hikayadeki isim ve karekterlerin mekanin ise
gerçek hayatla bir ilgisi yok tabii kide !
Öykünün mekanı köy kasaba karışımı bir yer işte oralarda DURUCAÖREN diye…
Taaa ki yıllar öncesinden bir hikaye…gelin oradaki karekrerleri tanıyalım önce…
HÜSMEN EMMi : Kendi halinde mütevazi bir trakya insanı
MiYESSER YENGE : Hüsmen emminin karısı
KEZBAN : Hüsmen emminin Kızı
BAYRAM Ali : Hüsmen emminin Oğlu
YÜRÜK iSMET : Yörenin derebeyi…eski kulağı kesiklerden zalimin teki
KÖR SATILMIŞ : Yörenin çıbanbaşı…hemde ateşe körükle gideninden
ABDURRAHMAN BEY : ılımlı mı…. ılımlı……….bir trakya beyefendisi….
Yine bir yaz günüydü şırıl şırıl akmaktaydı, O güzelim meriç nehri…..
Kadınlar ne eline geçirdiyse birden üşüşmüştü kenarına, kilim - gebre !....
Pantul – penye !….Atlet – gömlek !.....Ellerine ne geçtiyse işte !...
Çocuklarsa nehrin içinde hem yüzüp, hem oynamaktaydı birbirleriyle…
imrenilir biçimdendi sanki, değme gitsin keyiflerine…
Yedi kıran dört köşe zulmünü duymayan yoktu YÜRÜK iSMET’ in…
eski kulağı kesiklerden dedik ya…Aslını da sorarsan babadan kalma pek bir
şeyi de yoktu hani…..
Her ne kadar babacığı yapma oğlum etme oğlum dese de nafile !....
Ama ne varki yakmadığı can yemediği yetim malı, etmediği kötülük de kalmamıştı
millete, …Ev köy, yer yurt, tarla toprak, ne ararsan her biri küme küme üst üste !
Kahvehane yine tıka basaydı O gün, biri seslendi köşeden sessizliği bozarcasına…
Bu kör satılmışın sesiydi !
- - - BRE LÜTFÜ ŞU ÇAYI TAZELE HELE !
- - - BiR GÜNDE KIVAMINDA YAPSAN ŞUNU ÖLÜRSÜN SANKi !
- - - ŞAŞGALOZ HERiF SENDE BRE !........... TÖVBE TÖVBE ! ! ! ….
Lütfü yetişdi hemen olur ağam emrin başım üstüne der gibisinden,
…..ve uzaklardan nal sesleri duyuluyordu ötelerden, sanki bir enstrüman nidasıyla
geliyordu mübarek !......taka tak !...taka tak ! tak tak !....birden irkildi millet, sessizlik
bürüdü….
- - - -KiM OLACAK Ki ! dedi birden hüsmen emmi !
- - - -YÜRÜK iSMETTEN BAŞKASINDA CiVARDA AT VARDA SANKi !
Tam kahvehanenin önünde atın öylece dizginlenip bir duruşu vardı ki sanki
devrilecek gibiydi….Sümsük ısmayıl yetişdi hemen özenginin altında ikibüklüm
olmuşdu birden sanki yürük ismet sırtına basıp insin diye tabii ki…
- - - BAK BRE ŞU NAMUZSUZA ! diye geçirdi içinden hüsmen emmi…
YAPACAĞINI YAPTI GENE !.....Eeee ne yapsın sümsükde yaltakcılık - yalakalık
varya serde…yalanacak illede…
Yürük ismet selam verip millete lütfüye seslendi hemen
HERKESE BENDEN ÇAY YAP HELE BRE !
Radyoda bir türkü söyleniyordu içten vede derinden…..
VARDAR OVASI….VARDAR OVASI…….KAZANAMADIM SILA PARASI !
…ve ardından öbür türkü devam ediyordu hemen
MANASTIRIN ORTASINDA….VAR BiR ÇEŞME….
AMAN ÇEŞME….CANIM ÇEŞME !......
Yürük ismetin çay söylediğini duyan hüsmen emmi..
- - - -- -BEN iSTEMEM ! dedi birden…
Kör satılmış atılıp söze girdi hemen…..
- - - -NiYE Ki… LAN DERDiN NE ? ? !!!
- - - - BEN HARAM iSTEMEM dedi hüsmen
hiddet bastı yürük ismeti kızardı birden ışmar etti birden kör satılmış ağam
sakin ol der gibisinden
- - - - -HADi GÖRÜŞÜRÜK BRE ! deyip birden yerinden fırladı yürük ismet..
Yürük ismetin yürüklüğü yürüklüğü ise üst dudağının sağ tarafına aldığı bir
bıçak darbesindendi, taaa…yıllar öncesinden…
Kör satılmışla sümsük ısmayıl hiç dururmu, hemen onlarda ardı sıra yürüğün
peşinden kalktılar hemen…Kısa bir süre sonra ismetin evinde aldılar soluğu,
ismet avluda hırsından bir o yana bir bu yana gidip gelmekteydi…Tıpkı
mapustaki hükümlülerin olta atışı gibi…El göğüs ikisi birden yanaştılar yanına,
avluda aldılar birden soluğu
- - - --AMAN CELLENME BRE AĞAM YAPTI Bi EDEPSIZLiK iŞTE !
dedi kör satılmış…
- - - - ULA BRE BENDE BUNU YANINA BIRAKIRSAM O NAMUSSUZUN !
-
Dedi ismet kızgın bir şekilde…
Sümsük ısmayıl lafa girdi birden
- - - BiZDEN DUYMUŞ OLMA AMA AĞAM ÖTE KIRAN TARLASININ TAPUSU
YOK DiYORLAR HÜSMENiN !....
- - - -NE…..NE…..NE !!!....NE DEDiN BRE ! deyip gözleri faltaşı gibi açıldı birden
Yürük ismetin…..Yeterki mal mülk demeye gör yürüğe….
- - - iŞTE ŞiNCiK YAGDIM ÇIRASINI BRE ! dedi hemen…
-
Kör satılmış ateşe körükle gidip kumandana söyleyip kulağını büktürüversek şu
edepsizin dedi…..kumandanın yanına varıp kumandanım mesele böyleyke böyle
bizimde bir gururumuz var deyi yaaa… ! iki söz ediverseniz hani ! olur dedi
kumandan asker saldı hüsmene gelsin diye… !
Hüsmen kahvehaneden kalkmak üzereydikin asker yetişti kumandan çağrıyor dedi
Mehmet dayı atıldı hemen
- - - AHA DA HÜSMEN ŞiNCiK ALDIN BAŞINA BELAYI…
- NE VARDA TUTMAZSIN Ki ŞU KOPASI ÇENENi !
Bırak hüsmen dedi kumandan zaten kaç kişiyiz ki, şu mekanda iyi hoş geçinip durun
işte, diye devam etti….
Tamı tamına 4 evlilik yapmışdı yürük ismet, hiç birinden de çocuğu yoktu..
Vermeyince mevlam vermiyor işte…..
Herkesin niyetine derler ya hani bilmem öyle belkide….
Vilayete varalım dedi ismet, siz bir kaç kişiden imzalı kâğıt alın, şahitlik için,
gerisini bana bırakın…Ötekıranı kapalım gitsin elinden…Ve uzun bir uğraştan sonra
tarlayı aldılar hüsmenin elinden…Hüsmen şüphelenip duruyordu eve vardı seslendi
karısı miyesser’ e, bre avrat nerde bu kız kızan….beri gelin hele bre…
Burdayız buba deyip yetişti kezbanla bayramali hemen…
Bakın dedi, mala davara göz kulak olun bu aralar, ne yapacağı belli olmaz bu ismet
belasının, ona göre dedi sallanıp durmayın, gözünüzü açın….tamam dediler o an,
Sümsük ısmayılında gözü yok değildi hani kezbanda….her ne kadar kezban oralı dahi
olmasada o yalanmaktaydı yine…
Ne kadar dikkat etselerde nafile, garibim hüsmende ne ev kaldı, nede bark, ne mal kaldı,
nede davar, ne samanlık bıraktılar, nede ahır, ilklerini söktüler garibin, iliklerini…
Yaz güzde bitip kış ortası olmuştu zaten….Ava meraklıydı yürük ismet bir gün tam domuza nişan almıştı ki ANAAAAMMMM ! diye bir çığlık attı ismet, hemen yetişti körle sümsük, birde ne görsünler, yaklaşmak ne mümkün, tanınmaz haldeydi bedeni suratı eşgalini belirleyebilene aşk
olsun…ve bayağı ötelere doğru koşarak uzaklaşmaktaydı heybetli bir şekilde, iri cüzseli bir ayı,
ismet ölmüş, çoluk çocuğu olmadığından, hanımları da uğraşamadığından satmışlardı ne varsa
Malların yeni sahibi abdurrahman bey diye biriydi…..Bir araba durdu kahve hanenin önünde acı
bir fren sesiyle şoför kapıyı açmaya yeltenmekdeydi ki, sümsük ısmayıl ondan önce davranıp,
Hoşgeldin buyur ağam…. deyip yetişdi hemen….
Hüsmense yine, öylece tebessüm etmekteydi içinden….
Temiz giyimli, mütevazi iyi birine benziyordu, hadi hayırlısı dedi millet….
Hoş beşden birde çaylar içildikden sonra, o ara ezan sesi duyuldu birden, doğrulup cami ne tarafta dedi Abdurrahman bey, kör satılmışla sümsük ısmayıl atıldı hemen…..
Buyur ağam şöyle buyur bu tarafdan…orası bizim beş vakit mekânımız zati…!!!
Hüsmense iç geçirip bakakaldı onların ardından öylece…… !!!!!!
…ve hikâyemiz de son bulmakda böylece…..
Evet Dostlar !
Sizlere neyi anlatmaya çalıştık bu öykümüzde bilemem şu da bir gerçek ki
Bir ayıyı şu talihe bakın ki yine bir ayı parçalayıvermiş di yine….
Varın birazda siz düşünüp, siz karar verin gerisine…..
Ve dostlar öbürkü öykümüzde kimbilir güzel yurdumuzun hangi köşesinden olacak,
Belki orta anadoluda kapadokya diyarı avanosun güllüce köyü diye bir yerlere götüreceğiz sizleri anasının kınalı kuzusu CEMAL ile AYŞE
GELiN ‘ in öyküsüne, kimbilir belki egeye Mustafayla Gönül e gideriz belkide, veya karadenizdeki pazarcı nine ye belkide ve yahutta Doğu – Güneydoğu ya uzanır…
Şehmuzla Zeynoya misafir oluruz belkide…. bir defaki sefere O hikayelerden birinde buluşmak Umudu dileği vede temennisiyle…..
Hepinize….Sevgilerle…
Yazan – Tasarlayan – Hazırlayan : Gizemlikartal
ŞiiR ÖTESi BiR YAŞAM BiÇiMiYLE ÖYKÜ TÜRÜNDE BiR HAYAT TARZI iŞTE ONUNKiSi !