ZENGİNLİK KALPTEDİR (amatör kitabımdan)
Dünya gelip geçici, ama Allah’ın verdiği ömrü
tüketirken bu kubbede hoş bir seda bırakabilme çevrede
sevilen bir insan olarak anılmak sevmek ve sevilmek
ten ve dürüstçe yaşamdan geçer benim bildiğim. İşte bunun içinde yaşam boyunca her ne kadar hayatımızı idame ettirmek için çalışmamız muhakkaksa da bu çabalarımızın dürüstçe sevgi ile kimseyi kırmadan kimsenin kalbini incitmeden olmasına dikkat etmek elbette insanlık görevlerimizden en başta geleni olduğunu unutmamamız gerekir diye düşünüyorum.
İşte bu düşünceme ve bu hayat düsturuma uyan bir kıssadan hisseyi okudum bir dergide. Sizlere de nakletmek için bu kitabıma almaya karar verdim.
Zengin parasının, pulunun, malının, mülkünün
hesabını bilmeyen ve bu serveti ile böbürlenen hatta bu servete sahip olmasından dolayı yapamayacağı hiç bir şeyin olmadığını her sözünde çevresine söyleyen bir adam varmış. Bu zengin adam bir gün yolda yürürken
nur yüzlü bilge bir ihtiyara rastlamış Nur yüzlü bilge zengin adamın dikkatini çekmiş. Bilge ihtiyar fakir ve yoksulmuş ama haline şükreder eşin dostun yardımı ile
geçinir gidermiş. Zengin adam malıyla servetiyle övün-mek için bilge ihtiyara;
-Hadi söyle bakalım ihtiyar sen fakirsin ama
bilgilisin bense çok zenginim istediğim her şeyi satın alabilirim. Her kes senden bahsediyor bende sana yardım etmek istiyorum ben sana yardım edeyim sende bana bir şeyler öğret. Deyince bu laflara bilge ihtiyar içerler ama belli etmez ve bu zenginlik ukalası insanlık
tan nasibini
almamış olan adama bir ders vermeye karar verir. Der ki oğlum paranla her şeyi satın alabilirsin belki ama paranın servetin de işe yaramadığı satın alınamayan
şeylerin de olduğunu sakın unutma. Der bu söze zengin
adam kızar ve azarlarcasına ihtiyara bağırır.
-Sen ne diyorsun ihtiyar sana söz veriyorum hadi söyle bakalım ne istiyorsun ne istersen vereceğim benim elde edemeyeceğim yapamayacağım bir şey yoktur.Deyince ihtiyar ermiş bilge;
-Peki hadi bakalım şu tası altınla doldur da görelim öyleyse. Deyince adam sevinir istediği maddi-yat olduğunu sanır ve kendisi için bunun çok kolay olduğunu tasında zaten çok küçük bir tas olduğundan bir avuç altınla nasıl olsa dolar düşüncesi ile;
-Be ihtiyar bende çok zor bir şey isteyeceğini
sanmıştım. Buysa senin istediğin kolay benim altınları-
mın yanında bu bir avuç altının lafı bile olmaz. Diyerek yanındaki yamaklarına emir verir.
-Doldurun ihtiyarın tasını altınla bakalım. Diye
böbürlenerek bağırır. Fakat zengin adamın yamakları tasa altın koydukça kaybolmakta tastan altınlar sanki uçup gitmektedir. Bunu gören zengin adam hiddetlenir
-Bu nasıl iş ne dolmaz tasmış hadi doldurun çabuk altın kalmazsa mücevherlerden koyun çabuk dolsun. Gibi şaşkın sözlerle emirler vermektedir. Ama
ne koyarlarsa koysunlar hepsi yok olmakta tas dolma-maktadır. Bu durumun üzerine ihtiyar bilge bu oyuna
bir son vermek ister ve yeter der.
-Bırakın artık siz bu tası dolduramazsınız senin
bunu doldurmaya servetin yetmez onun için artık sözü-
nü tutamadığını kabul et te sana öğrenmen gerekeni hiç
bir karşılık beklemeden sana söyleyeyim. Der ve zengin
adamı yanına oturtur. Zengin adam şaşırmıştır. Ne diyeceğini bilemez kekeleyerek;
-Peki ihtiyar peki kabul ettim ama ne olur bunu
bana anlat sırrı nedir söyle. Diye yalvarır. İhtiyar ermiş
söze başlar.
-Bak evladım hayatta insan çok büyük servet sahibi olabilir ama bu servetini iyi yönde toplumun fay-
dasına kullanırsa o insan tam olgun insan sayılır. Yoksa
bu senin yaptığın gibi diğer insanlara karşı böbürlen-mek ve insanlara sevgisizce yaklaşıp onlara tepeden bakanların servetleri zaman gelir kendilerine bile zarar verir.
Gelelim şimdi tasın neden dolmadığına; sen bu tasın içine hep altın ve mücevher koydun eğer onlarla birlikte kalbinin bir köşesinde olsaydı da bir tutam sevgi koyabilseydin tasın dibindeki huzursuzluk deliği sevgiyle kapanır koyduklarınız da boşa gitmezdi. Deyince zengin adam hatasını anlar ve bir daha ağzından zenginliği ile ilgili tek söz duyulmaz.
İşte dostlar bu kıssadan hissede de anlatıldığı
gibi sevgisiz hiç bir şey işe yaramaz servetin bile içinde
sevgi varsa hem helal hem hayırlıdır.
Hayrettin Tarhan
02.07.2001