- 486 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
MİŞA’LI GÜNLERİM…Perde : 2
Olayın geçtiği yer : misafir yatak odası
Oyuncular : Labrador Mişa, anne, evin kızı
Herkes birbirine bakıyor, soran gözlerle. Soru şu : “şimdi ne yapıcaz?”….
Anne ve evin kızı 24 senedir birbirlerini tanıyorlar. Burada bir sorun yok…sorun her ikisinin Mişa yı , Mişa nın da onları tanımıyor olmasında…
Çözülmesi gereken çok sorun var. Ama çıkış noktası ne? Hangisinden başlamak lazım?
Tamam, önce mişa ya evi gezdirelim. 3 oda+ 1 salon+ mutfak..mişa evle tanışıyor…mutfak yasak bölge. Bir de salonda yemek masasının durduğu taraf kesin yasak. Anladı mı mişa? Yaşayıp görücez…( tanrım bu kabus gibi )
Mişa henüz bebek. Anne bebeklere alışık. 2 tane büyütmüş. Ama bu insan yavrusu değil. Yiyecek..bu kolay..tasın içine koy hazır mamayı, yesin..
İçecek,..bu da kolay..2. tasın içine de suyu koy, içsin..
Aman tanrım !!!! tüm bunlar bir şekilde dış dünya ile buluşacaklar..yenilenler ve içilenler..napıcaz?
Aha ! evin kızı bu işi çözdü bile…
çözüm : İNTERNET……
İlla ki yardımcı olacak bir şeyler bulunur..bir başlansa..gerisi gelecek ama…
Petarkadaş.com….
İşte mucize site…
Soru : mişa nın tuvalet ihtiyacı için ne yapmamız lazım..?
Cevap : odanın birini o’na ayırın…yerleri gazete ile kaplayın..
Tamam, çok kolay..hemen eski gazeteler toplandı ve odanın zemini kaplandı…
Mişa istediği gibi odanın içinde gezinmeye ve doğal ihtiyaçlarını karşılamaya başlıyor..
Kucağımıza alıp sevmek istiyoruz ama feci kokuyor….dayanılacak gibi değil…sigara bile içemiyorsunuz…koku o boyutta…
Veteriner, kulakları temizleninceye kadar bu kokunun gitmeyeceğini söyledi..sabır…
Evet, gün bitti….hava karardı…yatılacak….
Yatılacak da nasıl?...
Sor bakalım sihirli kutuya…
Cevap : kapısını kapatın ve yatın…
Hadi ya? Bu kadar basitmiydi? Tamam, iyi geceler..
Evde derin bir sessizlik…havaya dikilmiş 6 adet kulak…farklı odalardan gelecek sese odaklanmış…sonunda yorgunluk galip geliyor ve kulaklar düşüyor..uykuya dalınıyor…
Hav..hav..hav…
Biri şu sokak köpeğini sustursun..
Hav..hav..hav..hav..
Ses yakından geliyor…hatta yan odadan…mişaaaaa……….
Ve zaman geçiyor…günler birbiri ardınca dün olmaya devam ediyor…
Elm sokağı nın kabusu filmini izlemek gibi…
Fredy kruger isim değiştirmiş mişa olmuş…
Her şey yavaş yavaş rayına oturuyor…
Mişa odadan çıkıyor..artık bir kafesi var ve ablası ile yatıyor..
Gazete tek e iniyor…mişa ihtiyacını sokakta gidermeye başlıyor…
Sabah akşam 1-1.30 saat geziyoruz mişa ile..aslında 3 kez olmalı ama çok sıcak..
Fark ediyorum ki; 2 insan grubu var…
1- köpeği olanlar
2- köpeği olmayanlar..
Köpeği olanlar kendilerini suçlu gibi hissediyorlar..insanları rahatsız etmemek için kenardan dolaşıyorlar…
Soruyorlar : saldırır mı?
İçimden hep şunu demek geliyor :
- Evet, saldırır..bakmayın 4 aylık olduğuna..elimde tuttuğum tasma da süs aslında..ve ben bir sapığım..belki köpeğim saldırmaz ama benden korkun…
Bu çok ilginç bir duygu..sanırım sahiplenme duygusu..çocuğunuz varsa çok iyi bilirsiniz..hani biri çıkar da çocuğunuzla ilgili negatif bir cümle kurar..hissettiğiniz duygular değişkendir…kızarsınız..öfkelenirsiniz..çeşitli sıfatlar sıralarsının, içinizden..ama yüzünüz de güleç bir ifade ile “ hıııı “ dersiniz…
İşte öyle bir şey…
Kabus bitti…ve evimizde mişa keyfi yaşanmaya başlandı…
Tv izlerken yanımda yatıyor…elim üstünde…sürekli tüylerini okşuyorum…dokunuyorum…
Düşünüyorum…
Yakın bir tanıdığımda köpek olsaydı ve ben onun yaşadığı zorlukları görseydim yine de köpek alırmıydım? HAYIR…
Tamam..
şimdi mişa yı geri gönderirmiyim? HAYIR…
Mişa siyah..kömür karası bir labrador..
Büyüdükçe farklı sorunları çıkıyor..tıpkı insan yavrusu gibi..ama artık çözümü kolay..çünkü biz alıştık..
Çocuklarımla nasıl konuştuysam onunla da öyle konuşuyorum…dinliyor…
Kızım bu halime baktıkça sabrıma hayret ediyor..
Diyorum ki, çözüm bu işte..baştan beri de buydu..mişa ya insan gibi davranmak…
Bir akşam evde yalnızız.mişa koridorda en sevdiği yerde derin uyuyor..
Nette okey oynamak için odama giderken ayak sesimi duyuyor..hemen kalkıyor..patilerini dizime koyuyor…ellerimi yalıyor…
Başını ellerimin arasına alıyorum…gözlerime bakıyor..ben de ona bakıyorum ve seviyorum…
Yalnızlığımın kraliçesi…
Mişa ile daha çok öykü yazıcaz, öyle görünüyor…günlerimiz değişken…karşılıklı duygularımızı saklamıyoruz…
Sadece kullandığımız dil farklı..
Ama birbirimizi dinliyoruz..
Çünkü ikimiz de biliyoruz ki, artık yaşam şeklimiz bu…
Kabul…ne kadar önemli…
Mişa ile hayatı sil baştan anlamaya başlıyorum…
Anladıkça “keşkeler im” çoğalıyor…
Ne kadar yanlış yaşamışım…pek çok şeyi…
Mişa bana hayatı öğretiyor…
Ben de o na insan dünyasında yaşamayı öğretiyorum…
Öğretmeyi seviyorum…
Ama öğrenmek daha zevkliymiş…
Özellikle hayatınız bir viraja girmişse…
Yalnız hissediyorsanız bir köpek alın..ya da kedi…ya da kuş..kendinizi en çok hangi hayvana hazır ve yakın hissediyorsanız….
Boşuna o derin boşluğu yaşamayın..YALNIZLIĞI…
( aman tanrım !!! bunu ben mi söylüyorum? insanlığın evrim i tamamlanmamış, belli..ya da benim evrimim hala devam ediyor…)….22.07.2008…23.27
Eser Aslanlı
izmir
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.