- 784 Okunma
- 3 Yorum
- 0 Beğeni
Kral aranıyor!
Zifiri gecelerde kırılan hayatlar ve aşklarla birlikte, varlığımı sürdürdüğüm bu dünya hayatında, binbir umut doğuran yüreğimle birlikte güneşe uyandım..
Ülkemin haber merkezleri sanki kocaman bir ağız olmuş, içinde yaşamaya çalışan biz insan denen canlıların kulaklarına, hep bir ağızdan, avazı çıktığı kadar bağırıyorlardı..
Yoksa siz, hala, duymadınız mı?
Varalım o zaman ’’Sağır Sultan’’ımıza da olanı biteni, bir de ondan dinleyelim derim.. Sonra mı? Yok olmaya çeyrek kalmış insanlığıma, ağlayarak, yanarak, gevelerim duymak istemediklerimi..
Sökülünce kaderler birbiri ardına, evlerine doğru değil de ya cennete gitmek istemişlerse meleklerle?
Oysa! Yangınlar yandı ruh evlerimizde çığlıklar çınladı can evlerimizde..
Çaresizlik içinde, ana gibi, yar gibi, kundak gibi, kefenledim durdum bende kendimi bebelerle..
Sevdalı kamburumu da sırtıma attığım gibi, kan kırmızı akşamlardan zifiri gecelere doğru,
yürüyerek yüreğimin kıyısından, sürünerek aklımın köşesinden, nasip olan yar gücümle yola koyuldum.
Hiç unutmayacağım!
Dünyadaki her şey, ikiye bölünmüştü o gece.. Dünya bir yana, dünya bir yana olmuştu. İyi ve kötü diye, ikiye bölündü birbiri içinde..Mehtabı arkama alarak, iki ayrı geceyle de sırt sırta verip, son kez dünyanın gözüyle yıldızlara baktım..
Şeytan bunlar!
Bizlerin gözle göremeyeceği uzaklıkta, taa öteki uçta, işini yapmış olmanın verdiği yüz ifadesiyle, sırtlanlar gibi sırıtıyor ve sevinçlerinden bir birlerinin sırtlarını sıvazlıyorlardı.
Kimsenin etlisine sütlüsüne karışmayan masum hayatlar ve yaşanılmamış aşklar, boynunu büktü o geceden sonra, beli kırıldı bütün umutların.. Yaşadığımız günler boyunca, düşlerimizi uyuttuğumuz sabahlara uyandık daima..
Şimdi, arkamıza yaslanmadan ve öylesine uzaktan, seyrediyoruz giden insanlığımızı.. Ve ardından, sanıyoruz ki ruhumuz, Anka gibi uçacak yarınların arkasına.
Ve biz, hayat sana güle güle mi diyeceğiz?
Bence duyduyduk duymadıydık demeyelim, vicdanımızın sesini dinleyelim..
Bugünden evvel, yarından önce, ülkemizin ve halkımızın başına yeni bir Kral seçilecekmiş..
Cahilliğimin demesi şudur ki!
Vatanımızın, Bayrağımızın, Atalarımızın, Şehitlerimizin, Gazilerimizin, dul ve yetimlerimizin hakkı için, insanlığın geleceği için, alalım yolları cümle yolsuzluklarıyla ve tabii ki türlü pişmanlıklarımızla, çiğneyelim onları ayaklarımızın altında.
Bundan böyle kim tutar beni ?
Yürü be dedim Sabiş , yürü..
’’Hak’ça, Hakk’ın yolunda ve sonsuz bir huzura doğru yürü!’’
Tarihin ne önemi var? ’’ Mühim olan insanlık. Ama! Uygarca insanlık.’’ Tarihi cesurlar yazarmış
( Onyedi sıfırdört ikibinyedi ) bu günkü dünya günü. Yani, anladınız siz onu :)
Okuduğunuz için teşekkür ederim.
Yedi düvel gönüllere Beyaz Düşler paylaşımıdır!
Sabiha Rana