Kötülük etmeden pişman olmanın en iyi şekli, iyilik etmektir. bretonne
Ta
Talet güler

DEMEK GİTTİ

Yorum

DEMEK GİTTİ

0

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

690

Okunma

DEMEK GİTTİ

Yağmur bardaktan boşalırcasına yağıyordu, ağaçlar ellerine açmış Allah şükür ediyorlardı. Köklerine kadar suya doymuşlar, temizlenmeyen yerleri kalmamıştı, ırmaklar sakinliklerini kayıp edip çoştukca coşuyor, önüne neyi aldıysa Fırat ‘a götürüyordu. Şehrin evleri yolları yıllık temizliğini yapmıyordu, insanlar gelen rahmetten mutlu, ekinler bu senede bereketli diye bayram ediyorlar. Yıllın ilk yağmurları yağıyordu. Yağan yağmurların bazı damlaları özel hastanenin ikinci katında bulunan yirmi üç numaralı odanın camına da vuruyor. Camın arkasında bekleyen, gözünü yoldan ayırmıyor, beklediği bugünde gelmedi diye geri dönüp yatağına yattı. ‘‘Neden gelmiyordu, nerelerdesin.’’Tam üç ay olmuştu Serkan’ı görmeyeli, yaranın biri kapanmış, diğeri ise kan kıran olmak özeriydi

Haydar bey ve İlyas da içeriye girdiklerinde karşılaştıkları manzara artık yeter cinsindeydi, İlyas, haydar beyi ve hasan amcayı dışarıya çıkardı, beraber bahçeye indiler, İlyas, bu işin bu şekilde gitmeyeceğini, Esra ya her şeyi anlatmaları gerektiğini söyledi
H.b
—İlyas, sen ne diyorsun bunu nasıl söyleriz görmüyor musun kızımın halini, Allah göstermesin az bir aklı kaldı, onu da kayıp ederse
İlyas
—Ama sizde görmüyor musunuz, her gün daha da kötüye gidiyor, ben buna dayanmıyorum, bacım artık tanınmayacak halde

İçeriye girdiklerinde bu kere kapıyı kaptılar ve Esranın yatağını etrafında toplanıp babası bir misalle konuya girdi
— Bak kızım seninle Kerbeala olayını Hz Hüseyin’in, başından geçenleri göz yaslarımızla okuduk ve dinledik. Hani Mekke dekiler Hz Hüseyin kuhfe halkına güvenme, gitme dedi. Bu nasipsizler seni öldürürler. Ama Hüseyin gitti ve şehit oldu, sen her zaman sorardın baba neden Hz Hüseyin gitti, öleceğini bildiği halde neden gitti, ben sana ne söylemiştim hatırladın mı? Kızım; gitmesi gerektiği için gitti. O Allah’ın sevgilisinin torunuydu ve şehit oldu. Gitmeseydi kendisinden sonra gelen zorbalar, haksızlığı giderenlerin dünyada karşılarına bir daha çıkmayacağını zannetmesin diye, gitti kızım. Serkan elbette buna kıyas edemem, ama şunu anlatmak istiyorum Serkan de Hz Hüseyin in durumuna düşmüştü, kızım
Esra
—Baba sen ne diyorsun, Serkan’ın burada olmayışı ile o büyük insanın çektikleriyle ne gibi bağ var ben anlamıyorum
Babadan bu kadardı, Semra Hanım söze aldı
—Babanın anlatmak istediği, kızım bulmakta Allah tan kayıp etmekte, sana söylemek istediğimiz… Şey aslında
Semra hanımda geri adım attı baktı böyle olmayacak Nurgül konuştu
—Bak güzel arkadaşım Serkan ağabey… Seni çok seviyor ama
Dedi ve ağladığını görmemesi için yüzünü döndü, kapıya doğru koştu
İlyas
—Esra bacım ben sana enesi anlattığım günü hatırlıyor musun, Serkan içine kapanık çok duygusal ve hisli biridir, bu halini erkeklik zanneder her zaman saklardı. Serkan ın başındaki belayı biliyorsun
Es
—Elbette o belaya beraber göğüz gelecektik, anlaşmamız böyleydi
İlyas
—Hayır, bacım Serkan iste bu anlaşmayı kabul etmemiş. Bizlerin iyiliği için, bizlere zarar vermesin diye, ben mutlu olayım diye ‘İlyassın göz kirpikleri ıslanıyordu ağlamamak için çok mücadele etti beceremedi, iki damla cıktı gözlerinden’ evet sana bir şey olmasın diye korkusundan bizleri terk etti. Eğer yanımızda olsa, bizlere zarar verirler düşüncesiyle üç aydır nerede olduğunu bilmiyoruz
Esra, konuşmuyordu, sadece gözlerinden yaşlar akıyordu, ama konuşmuyordu. Yatağından kalktı pencereye doğru yürüdü, hiç bir şey söylemiyor bir iki dakika oda da sessizlik hâkim olmuştu. Esra, İlyas’a yavaş hareketlerle döndü ve elini buruşturarak ağır adımlarla yanına kadar geldi İlyas’a o kadar yaklaşmıştı ki İlyas bir adım geri gitti, delirmiş bir şekilde İlyassın göz bebeklerine bakarak ilk kes uzun konuştu
—Demek beyefendi bizi kurtarmak için gitti öylemi, demek biz mutlu olalım diye gitti öylemi, peki buna nasıl karar vermiş. Bizim adımıza nasıl karar vermişte gitmiş ‘İlyas’sın üzerine iki adım daha yürüdü’ sen öyle bir hak verdimi? Peki, sizler, konuşsanıza o hakkı almak için sizlere sordu mu? ‘Esra artık kendinde değildi’ ya bana, bana hiç mi acımadı, bu adam, hiç mi beni sevmedi, onsuz olamayacağımı, neden anlatmadınız, neden izin verdiniz gitmesine neden, neden
İlyas
—Esra ne olur sakın ol
Esra, kendini tamamıyla kayıp etmiş, gözyaşlarıyla anlındaki ter birbirine karışmış ve sesini de artık gür çıkıyordu
— Hayır, sakın olmak istemiyorum, benim halime baksanıza, onun yaptıklarına baskınıza, nasıl sakın ol diyorsun. Nasıl beni bırakır, nasıl bensiz gider, kendini ne zannediyor bu adam, hayır abe sakin olmak istemiyorum, bana enesi getirin, anlıyor musunuz, yapamıyorum onsuz nefes alamıyorum, Serkan’ı istiyorum, ne olur gidin söyleyin Serkan gelsin, gidin söyleyin.
Esra hem ağlıyor, hem de feryat ediyordu artık yorulmuştu, biraz sakinledi, pencereye doğru gitti, odadakiler ise ne yapacaklarını bilmeden sadece ağlıyor, pencere kenarında iki elini de pencereye dayamış arkası dönük bir şekilde, pür dikkat Esra’yı seyrediyorlardı. Başındaki turban yerinden kaymış saclarının bir iki teli görünmüştü. Kimse daha kötü bir durum olmasın diye yanına gidemiyordu. Üç dört dakika pencerenin kenarında durdu. O yağan yağmuru seyrediyor, arkadakiler ise, Esra nın gözünden akan yaşları, acaba aklından neler geçiyor diye, merak ettiler ve merakları hemen sona erdi, Esra birden iki elini geri çekti bütün kuvvetiyle cama vurdu ve bağırdı
—O gelmiyorsa ben ona giderim
Esra pencereyi kırmış pencereden çıkmaya çalışıyor hemen İlyas ve diğerleri koştular belinden tutular geri çekmeye çalıştılar, ellerinden kanlar akmaya başladı ama Esra direniyor ve bağırıyordu
— Bırakın beni, o yine gurur yapar gelmez, benim gitmem lazım, ne olur bırakın Serkan’ın yanına gideyim
Nurgül hemşireye koştu haber verdi, gelen hemşire sakinleştirici vurup, doktora haber verdi
Esra yatığında bayılmış bir sakilde yatıyor, doktur ise yanında kilerine bağırıyordu
— Ne yaptınız siz böyle, bunu nasıl bu hale getirdiniz, çıkın dışarı bir daha benim iznim olmadan bu odaya girmeyin

Bana sormadan bendekini alıp gitmişsin
Bu sevdayı çeken yalnız sen değilsin
Bedenimi bıraktın kalbimi almışsın
Demek ki sen, sadece ‘sevdanı’ sevmişsin


Enes şahin/kara yol dan bir bölüm
eleştirinizi bekliyorum

Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Demek gitti Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Demek gitti yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
DEMEK GİTTİ yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Bu şiire henüz yorum yazılmamış.
Paylaş
YAZI KÜNYE
Tarih:
15.7.2008
Beğeni:
0
Okunma:
690
Yorum:
0
BEĞENENLER
SON YAZILARI
POPÜLER YAZILARI
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL