- 667 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
AN VE ÖLÜM-2
Ölümümü,kendi cesedimi ardımda bırakıp kimsesiz bir sokakta yürümeye devam ediyordum.Bunlar gerçek olamazdı.Tedirğinlik,korku ve beynime hücum eden onlarca sorularla bir başıma kalmıştım.
Şimdi de o çocuk!
Tek başına bu sokakta ne arıyordu? Yoksa o da mı ölmüştü? Bir türlü olan bitenlere anlam veremiyordum.Ya onunla birlikte ortaya çıkan o ışık hüzmesi neyin nesiydi? Bu sorular zihnimi meşgul ederken,çocuk karşımda durmuş bana bakıyordu.Göz göze gelir gelmez bana doğru yürümeye başladığını fark ettim.Sessizce gelip önümde dikeldi.Elini uzatarak sol elimden tutup beni çekiştirmeye başladı.Hiçbir şey konuşmuyor,sadece arkasından gitmemi istercesine beni çekiştiriyordu.Ben öylesine donup bakmaya devam ediyordum.Şaşkınlığım üzerimden gitmeden onunla birlikte yürümeye başladım.Başka bir sokağa saptık.Ucu bucağı belli olmayan sonsuz uzunlukta bir sokakta yürüdüğümüzü fark ettim.Birden yerimde durdum.Geri dönmek istiyordum.Bu belirsizliğe doğru daha fazla adım atmak ve içine girmek istemiyordum.İçimden geri dönmeliyim diyordum.Ancak çocuk beni çekiştirmeye devam ediyordu.Önce sol elimi çocuğun ellerinden çekip çıkardım,yarı tedirgin ve korkulu bir ruh haliyle geri dönerek geldiğim yöne doğru yürümeye başladım.İçimde var olan korkunun daha da çoğaldığını fark ettim.Kendi kendime ya geri döner de kendi cesedimle karşılaşır ve gerçekten öldüğümü görürsem ve bu yaşananlar gerçekse...
İnsan kendi ölümüyle yüzleşebilir mi? Kendi ölümünü görmek o ölüm anını yaşamak ve hissetmek ne kadar garip ve korkutucu.Bunlar doğru olamaz. Bu olup bitenlerin bir anlamı ve zihnimdeki soruların bir cevabı olmalı diyordum kendime.Herşey bir muamma olamazdı.Bu çocuk kimdi beni nereye götürmek istiyordu? Birden bütün belirsiz soruların cevabının çocukta yattığını,onunla gidersem herşeyin çözüleceğini düşünmeye başladım.Tekrardan çocuğun yanına dönerek birlikte yürümeye başladık.Bir başka sokağa doğru saptık.Önden koşmaya başladı.Ona yetişemeyince bende koşmaya başladım.Nefes nefese kalmıştık"Dur"dedim.
-Nereye gidiyoruz,beni nereye götürüyorsun.
Birden durdu,döndü ve korkmuş gibi yüzüme baktı.Biraz tedirgin ve titrek bir ruh hali içindeydi.Korkuyordu,korktuğu her halinden belliydi.Yanına yaklaşarak yanaklarını avuçlarımın içine aldım.
-Kimsin ve neden korkuyorsun? dedim.
Cevap vermedi.Adını sordum:
-Bir adın yok mu senin? Neden konuşmuyorsun.
Yine cevap vermedi.Birden ağlamaya başladı.
-Neden ağlıyorsun? dedim ve omuzundan sarsarak bir kaç kez sorumu yeniledim.
-Ne olur, lütfen konuşmalı bana birşeyler anlatmalısın.
Birden durdu,gözlerimin içine bakarak"Korkuyorum" dedi.Bir daha soru sormama izin vermeden;
-Hemen burada gitmeliyiz.Beni ancak sen kurtarabilirsin dedi.
Şaşırmış bir halde yüzüne bakarak
-Kimden seni kurtaracağım. Diye cevap verdim.
Daha fazla konuşmadı
-Hemen burdan gitmezsek çok geç olabilir diye ısrar ediyordu.
Bende bir şey sormadan yürümeye devam ettim.