- 999 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
BİR AVUÇ YÜREKTE NAZIM HİKMET
BİR AVUÇ YÜREKTE NAZIM HİKMET
Önyargılı davranarak, yada ‘’Sadece benim düşüncem önde gelecek’’ benliğiyle hareket eden insanların, aslında ne kadar yanıldıklarını gözler önüne serecek çizgilerle karşılaştık çoğu defa.Bu çizgiler insanların savunduğu,yıllar sonra da resmen olmasa da fiilen yanıldığı gerçeğini ortaya koymanın bir kanıtıydı.’’Sadece benim düşüncemle hareket edilecek’’.’’Sadece benim düşüncem savunulacak’’ denilmesi milyonlarca benliği bir kefeye koymaya benzer.Peki milyonlarca benliğin aynı düşünüp, bir kefeye konulması ne kadar mümkün acaba?Gerçekte demokratik bir ülkede insan olgunluk çağına gelinceye kadar, çok farklı fikirlerle karşı karşıya gelir.Herkes aynı düşünceyle uyansaydı ve aynı fikirleri savunsaydı,her şey aynı boyutta gelişirdi.Bazı şeylerin, gerçekte güzel bir değişime uğraması zorlaşırdı.Bu durumdan çoğu kes insanlar,karşıt görüşleri sindirmeyecek yada ,hesaplarına gelecek şekilde sözde kendi yararına yargılamaya başladı.Değişik ülkelerde bunlar acı geçeğiyle yaşanmıştır.En çok bu yazarları zor durumda bıraktı.Yazarlar değişik Ülkerlerde kendi düşüncelerini ifade etmekle,ağır şekilde yargılandılar.Politik baskılar,yargılanmalar,
cezaevleri ,düşüncelerini ifade etmekle suçlanan yazarların,korkulu rüyası haline gelmişti.Si
yasi baskılar altında,çoğu yazarımız bir yaşam sürmeye mahkum edildi.Nazım Hikmet de sürgün edilmişti,kendi düşüncelerini dile getirdiği için.1902’ de Selanik de doğan Nazım Hikmet 1928 de on beş yıl hapse mahkum edilmişti.1. İnönü devrinde hapishanede yattı.Hapis
haneden çıkar çıkmaz,Rusya’ya kaçtı.1951’de TC. vatandaşlığından çıkarıldı.Yıllar sonra da
Unesco 2002 yılını Nazım Hikmet yılı ilan etmişti.Anadolu da olduğu gibi,değişik Ülkelerde
Nazım Hikmetin anma toplantıları yapıldı ve Nazım Hikmet bibliyografisi dahi hazırlanmış ve dönemin kültür bakanlığı da kitaplarını ingilizceye çevirmişti.Yıllar sonra Nazım Hikmeti savunanlar yine onunla aynı havayı soluyan,ve aynı bayrak altında yaşayan insanlar olmuştu.
Her türlü fikrin üretildiği Ülkerlerde,yazarlar yargılanmaya mahkum edilmişti.Demokrasinin olduğu bir ülkede,farklı düşünceyle hareket eden insanlara karşı baskı ve düşüncelerini yargı yoluyla cezalandırmak ne kadar sağlıklı olur acaba.Karşıt bir fikir üreten insanlara karşı,baskı uygulanması insanı fikrinden ne kadar caydırabilir ki?Bir bahçe düşünün,hep aynı tür ve aynı renk de çiçeklerle süslenmiş.Bir yandan da değişik türde ve rengarenk çiçeklerle süslü bir bahçe düşünün.Hangi bahçe daha çok hoşunuza gider?Değişik fikirlerin üretilip birbiriyle bağdaşlaşması da farklı tür ve rengarenk çiçeklerle süslenen bahçeye benzer.Bu rengarenk bahçenin huzurunu koruması ise, fikirlerinin şiddetle susturulmasına engel olmakla mümkün olabilir.Bir öyküye,denemeye,yada eleştiriye karşı olan bir insan,onu şiddetle cezalandırmak yerine,fikirleriyle karşılık verip,sağlıklı bir yöntemle çözüme ulaştırmakla en güzel seçimi yapar.Rengarenk çiçeklerle süslü bir bahçede ,huzurlu ve şiddete karşı hissiyle yaşamak herkes için daha hayırlı olur.Ülkesinden uzaklaştırılarak,siyasal baskılar altında ,sürgüne mahkum edilen Nazım Hikmet hep bir avuç yürekte yaşamaya devam etmiştir.Fikre karşı fikirle mücadele etmek yerine,şiddet uygulama,insan benliğinin ne kadar hantallaştığı ortaya koyar.Dünyanın değişik ülkelerinde gelişen bu tür olaylarda yapılan hatanın sonradan fark edilmesi bile güzel bir gelişme.
SULTAN MERCAN
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.