SENİN ADIN MUTLULUK OLSUN
SENİN ADIN MUTLULUK OLSUN
Gülüşlerin bozdu oyunumu. Uzattığın ellerine karşı koyamayışlarım alt üst etti kirli beyaz sabahlarımı. Ben beceremem ki yüzüme tebessüm düşürmeyi, öksüz bir kırlangıç yavrusuyum ılık bahar rüzgârlarıyla cenk edemem ki.
Bana bir baksana.
Gücüm yok benim. Sana bir Babil daha yaratamam ben. Uçsuz bucaksız bir sahraya sürgün ettim ben kalbimi hangi kervanın yolu mutluluk bilemem ki.
Benimde umut yıldızlarım olmuştu bir zamanlar. Kaybolduğum yollarda yediğim her tekmeyi hayra yoruşlarım olmuştu. Çelimsiz sevgi sözcüklerine kanıp yelkenlerimi gözümü kırpmadan yakışlarım olmuştu. Kaç kez alabora oldu bu beden biliyor musun?
Yazdım.
Kalemime sürdüm yaşadığım tüm kolpa sevişmeleri. Sayfalarca minyatür zevk çığlıklarını abarta abarta anlattım tanımak istemediğim insanlara. Satır aralarına gizledim tanrımdan af dileyişlerimi. Günahkâr bu beden anlamıyor musun? Ben küçük bir cehennem yarattım tek göz oda dünyamda. Onlar gibi değilim ben. Gönülsüz atan bu kalbe makyaj yapamam ki.
Üstü kapalı yapılan küçümsemelere alışığım ben. Bıyık altı edilen küfürlere, yarım ağız söylenen teselli sözcüklerine aşinayım. Durgun sularda boğulma tehlikesi yaşayan ilk kişi ben değilim ki. Burada öyle bir dünya yaratılmış ki başının üstünde hep bir el. Kimse nefes almanı istemiyor. Ve ben boğuluyorum tüm sahte çırpınışlarıma rağmen. Ölüm belkide tek kurtuluş yoludur. Kim cehennemin daha acı verici olduğunu söyleyebilir ki zaten.
Ama dedim ya.
Karanlık odama ışık tutuşların bozdu oyunumu. Yüzüne yakışmayan gözyaşlarına karşı koyamayışlarım bozdu. Sende onlardan biri misin? Sende umut bağladığım o yalancı yıldızlardan mısın yoksa? Ya kayıp gidersen arkana bakmadan? Bak bu koca ağaçta kalan son yaprak tanesi benim yaşam sevincim. Korkarım her rüzgâr estiğinde. O da düşerse kim bu çıplak bedene sevgisini kazıyabilir ki. Sende o umursamaz sonbahar rüzgârlarından mısın yoksa?
Anla beni.
Korkak adımlarımın tek sebebi dilimde yanıp duran geçmişimin kalıntılarıdır. Her “bu sefer geleceğim o olsun, son olsun, sonsuz olsun” dediğimde bir kez daha düştüm ben o sırat köprüsünden. Huysuz yakarışlarımı karamsarlığıma yorma sakın. Ben alışık değilim tenime konan ıslak dudak namelerine. Huylanırım, utanırım, beceremem…
Severim.
Delicesine bağlanırım ben. Hayatını hayatım sayar öyle yaşarım. Bana bak. Sakın çekip gitmelerini yanına alıp gelme bu kalbe. Döktüğün her gözyaşının nedeni ben olmalıyım sadece. Geçmişini alıp gelme. Sor. Aklında ki tüm soru işaretlerine kurban et beni. Hesabını sormadığın hiçbir geçmiş kalmasın aklında. Vur. Kafana yatmayan ne varsa, tüm suçlarımı, yanlışlarımı, yalanlarımı hiç çekinmeden vur yüzüme. İlerde keşkelere bağlayacaksan geçmişini gelme.
Gözlerinde ararım mutluluğu her defasında. Bir küçük nem zerresi görmeye dayanamam. Bu son firar edişim karanlık odamdan. Bu son yalnızlığı zikredişim.
akin çkrn.