- 697 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
NASİHAT
Karanlık bir gecenin daha sonu .Yine sabahına kavuşmuştu güneş ,güneşin ilk ışıklarıyla beraber elele sabah ezanı vurmuştu cezaevinin avlusuna ,cezaevinin mahkumları için öldürülücek yeni bir gün daha doğmuştu her sabah olduğu gibi gardiyanların kalk komutuyla beraber koğuşlarda yavaş yavaş haraketlenmeler başlıyordu ,gardiyanların koğuşlarda yaptıkları sayımdan sonra söyledikleri rutin söz Allah kurtarsın cezaevinin koridorlarında yankılanıyordu.
Sabah sayımının ardından koğuşlarda sobalar yakılmaya, çaylar demlenmeye sigaralar tüttürülmeye başlamıştı koğuşun ayak işlerine bakan yamuk Hüso koğuşun eski ahşap masasının üzerine gazeteleri örtmeye başlamışt... gardiyanların getirdiği sabah istikakını masaya dizmeye başlamıştı çayda demini almıştı bu arada .
-Hüso haydin arkadaşlar gelin kahvaltı hazır buyrun diye seslenmişti koğuşa .
Bu sesin ardından mahkumlar birer ikişer masaya doğru yönelmeye başlamıştı Yamuk Hüso ise bie tepsiye bir miktar kahvaltılık ve tavşan kanı demli bir bardak çay koyarak Rasim ağanın sehpasına koymuştu.
-Ağam buyur kahvaltın hazır sesini duyduktan sonra namı değer Canavar Rasim tepsinin başına çökmüştü .
-Ulan Yamuk ,garibanın istikakını kesmiyon dimi serseri kulağıma bir şeyler çalınıyor otarım seni serseri.
-Yok ağam ne haddime senin koğuşunda, olurmu hiç böyle şeyler tamam lan kes zırıltıyı uza yandan yandan demişti Canavar RASİM ve kahvaltısına başlamıştı .
Canavar Rasim eski İstanbul kabadayılarındandı racon bilen mert ,dürüst garibanı kollayan haksızlığa kesinlikle tahamülü olmayan sert demir giibi iradesi oaln bir insandı .
Canavar lakabı ise Rasim ağanın istanbulda fırtına gibi estiği zamanlar canını almak isteyen ve kendisine pusu kuran üç kiralığı elleriyle teker teker öldürmesinden sonra gazetelerin ona verdiği bir lakaptı .Bu olaydan sonra mahkeme başta idam kararı versede nefsi müdafa ve tahrik edici nedenerden dolayı müebbet hapse çaptırılmıştı .
Ağa kahvaltısını yaparken birden gözüne ranzada yatan bir delikanlı ilişti Rasim ağa birden evlat kahvaltı etnicenmi kalksana bak öğleye kadar daha yemek yok aç kalırsın diye seslendi ranzadaki delikanlıya .Ranzada yatan delikanlının ismi Şemsiydi bu delikanlı Anadoludan ,İstanbula gelmiş saf delikanlıydı çalıştığı iş yerinde haksız bir iftiraya uğramş ve hırsızlık suçlamısyla soluğu cazaevinde almıştı.
-Şemsi birden kalkarak yok ağam aç değilim dedi
-Ağa sinirlenerek kalk deninmi kalk ulan dedi bunu duyan Şemsi isteksiz olarak masya oturdu ve bir iki lokma atıştırdı.
Kahvaltı bitimişti ağa bir sigara yaktıktan sonra etrafı süzmüştü birden yanına Hüsoyu çağırdı .
-Bu delikanlı kimdir neden içeride diye sordu Hüso ağam garibanın biri iftira sonucu hrsızlıktan girmiş yani kader mahkumu anlıcağın.
-Ağa tamam çağır bana onu dedi ve Hüso Şemsinin yanına gelerek ahpap ağa seni çağrıyor dedi bunu duyan Şemsi yavaş adımlarla ağanın yanına geldi ağa şemsiyi süzdükten sonara otur dedi .
-Geçmiş olsun iftiranda girmişsin nasıl oldu bu iş anlat bakalım.
Şemsi olayı özetle anlattıktan sonra ağa sordu senle ilgilenen varmı nasıl durumun Şemsi
-Ah ağam nerde memleketdekilein haberi bile yok benden para beklerler ne edeyim ben şimdi ağam
-Sıkma canını der ağa bak burda sana biş ayarlarız bir şeyler gönderirsin mağdur etmeyiz seni korkma bu sözleri duyan şemsi ağanın elini öperek uzaklaştı...
Ağa şemsiyi koğusun temizlik işlerine vermişti burda aydan aya mahkumlar şemsiye para vermeye başlamışlardı eşmside bu paraalrın kuruşuna bile dokunmadan biriktirp ailesine gönderecegi ve onlara kavuşacagı günün hayalini kuruyordu ve içinden kendine iftira atanlarandan alacağı intikamın planlarını yapıyordu Ağada bunu inceden seziyordu ve şemsinin tahliyesine bir gün kalmıştı ve onu yanına çağırdı bak evlat beni iyi dinle içinden geçenleri iyi biliyorum ama şeytana uyma bas git evine,köyüne ocağına, duranma buralarda bu şehir kimleri yedi seni yemesin git buralardan orda bir iş tutarsın ve burayı beni mapusu unut sanki iç girmemiş gibi hayatına devam et o zaman belki acın diner bak sana bir şey söyleyim gurbet dediğinde güneşli avlularda yaşanan mapusluktur bunu unutma var git yoluna.
Bu son söz Şemsiyi çok etkilemişti düşündü bu adam nasıl canavar olur olsa olsa bir bilgedir Erendir diye geçirdi içinden ve artık ne intikam nede aldatıcı ışıklarıyla İSTANBUL sadece sıla sevgisi buydu şemsiyi kaplayan duygu.
YUSUF NADİRİN KALEMİNDEN SEVGİLER, SAYGILAR