MORGTA
MORGTA
(Bir cesetle sevişmeyi asla düşünmeyin…)
Hastene acil kapısının önüne ambulans yanaşır.Görevliler acilen sedye getirip yaralıyı içeri taşırlar.Polis,bilgi almak için ambulans şöförüne birşeyler sorar.Hasta yakınlarını işaret eder şöför.Polis elinde kağıt kalem hasta yakınına yaklaşır:
Geçmiş olsun.Hasta yakınınız mı?
“Evet” dedi genç ve ekledi “nişanlım”
Çarçabuk hastayı içeri aldılar yani ameliyathaneye.
Polis:
“Gelin benle siz”dedi kızın nişanlısına.
Genç polisin arkasından camekanlı bölüme geçtiler.
“Trafik kazası”dedi genç.”İstanbul’a gideken Susurluk’ta tali yönden aniden önümüze çıkan bir traktör sebep oldu kazaya.Direksiyonu sola kırdım ama şarampole yuvarlandık.Emniyet kemeri de takmamıştı.Sanırım boynuna bir şey oldu…Aman allahım…İnşallah yapacak birşeyler vardır…”
“İnşallah”dedi polis.Gence koridorda beklemesini söyledi.
Genç sıkıntıdan bir yukarı tur atıyordu bir de aşağı hastane koridorlarında.
Kışın soğuğu hastaneye yansımıyordu.Kaloriferler yandığından hastane sıcacıktı.Acile gelenlerin yakınları ya bitişikteki kantinde oturup oyalanıyorlardı ya da sabırsızlıkla acil kapısı önünde anonsa kulak kabartıyorlardı.Çok geçmeden acı haber geldi.Kız ölmüştü. Boynunun kırıldığını,yapacak birşeyin olmadığını doktor genç delikanlıya anlatıyordu.
Gencin dünyası başına yıkılmıştı sanki.Diz çöküp bir müddet ağladı,sonra kızın ailesine cep telefonuyla haber verdi.
Ali gece vardiyasını almaya geliyordu.Koridorda morgun yolunu tutarken arkasından aniden gelip ensesine şaplak indiren Recep’e söylendi :
“Dur oğlum. Henüz uykum açılmamış.”
“İyi ya Ali. Uykun açılmış olur böylelikle fena mı?”
“Nasıl yeni misafirlerken ne haber?”
“Öff ! Deme gitsin bugün sana bir piliç getirdiler ki sorma.”
“Git lan manyak. Öldüğüne üzüleceğine.”
“Oğlum sen çok şanslı bir adamsın.Ben senin yerinde olsam..”
Sözünü keser :
“Sittir git sapık herif.iyi ki senin gibi birini yerime vermemişler.Hadi toz ol buradan şimdi. Senin zyrvalarını dinletecek zamanım yok şimdi.”
“İyi. İyi anladık. Afyon sucuğu getirdim ister misin ?”
“Bak oğlum !geçen sefer ki gibiyse çarkına okurum senin . Kuruş vermem ona göre.”
“Yok lan! Daha neler. Herkes Memnun bir senden çatlak ses çıkıyor.”
“Vallahi bilmem. Geçen seferki gibiyse hiç getirme .”
“Tamam anladık. Yine bir kilo mu? ”
“Evet. Ben olmadım mı Hayati’ ye bırakırsın. “
“Tamam hayırlı nöbetler.”
“Sana da iyi istrihatler.”
Morgtan içeri girer.Hayati toparlanıyordur.
“İyi akşamlar Hayati !”
“İyi akşamlar Ali !”
“Dışarısı nasıl?”
“Soğuk.”dedi Ali.”Olsukça soğuk.”
“Bizim sözleşmeden bir haber var mı ?”
“ Görüşme pazartesiye kalmış.”
“ Böyle olacağı belliydi . Bu ayı da zamsız alacağız gör bak.”
“ Doğru vallavi. Her sözleşme uzatıyorlar. Verecekleri rakam belli. Yüzde ondokuz.Bak yazıyorum buraya.”
“ Haklısın. Bizimkisi boş çene.Şu emeklim gelsin bir dakika durursam.”
“Aynen bende öyle.”dedi Ali. “Ha ! Recep zevzeği morga bir taze filan gelmiş filan deyip duruyor.”
“He ya ! Bakamazsın kıymaya. O kadar güzel olmaz ya.Tüh! Çok da genç.Üstelik kız.”
“ Çok mu taze ?”
“Yirmi ikisinde ya var ya yok.”
“Açıp baktın mı yoksa ?”
“Bana kalsa hayatta.Ama senin şu sucukçu Recep çay içmeye geldiydi.Nasıl yaptı anlamadım kandırdı açtırdı bana.”
“ Sokma onu diyorum buraya anlamıyorsun ya. Sapığın teki. Hani elinde olsa şey yapacak meftaya.Tövbe!”
“ Doğru. O pezevenkten kokulur. Sen iyisi mi yaklaştırma o iti yine de.başımıza iş açılır bakarsın.”
“ Normal bir ölüm olamaz o kadar genç olduğuna göre?”
“ Trafik kazası .”
“ Vücut da hasar çok mu ?”
“ Yok lan . Bebek gibi uyuyor. Boynu kırılmış sade.”
“ Ha iyi o zaman.”
“ Nasıl? Anlamadım ?”der Hayati .
Ali birden yapmış olduğu gafı birden anlar ve kendini toparlar hemen :
“Ne diyorum ben ya! ” Sanki kazadan kurtulmuş da..”
“ Ha ”dedi hayati. “yemeğin şurda ısıtıp yersin sonra. Hadi iyi nöbetler !”
“Sana da iyi istirihatler Hayati!”
Hayati’nin yorgun adımları morgun koridorlarında yankılanır.
Ali cep radyosunun istasyon dalgalarını karıştırır.Bu işi yıllarca yaptığından
Morgda korku nedir bilmezdi. İlk zamanlar gece yarısı morgtan ölü fırlıyacakmış gibi kendisine gelir korkardı. Elektrikçi Recep arasıra gelir onu korkutur muziplik yapar giderdi. Anlaşılan bu gece yalnızdı. Recep de yoktu. Yarın Pazar yani tatil günüydü gündüzcülerin.
Tam bu hayale dalmıştı ki. Koridoru çınlatan ağlama sesleri duyuldu. Kendisine doğru gelmekte olan biri eıkek biriyse kadın olmak üzere iki kişinin gelmekte olduğunu farketti. Yanlarındaysa hastabakıcı Selami vardı.
“ Ali, bugün gelen kızın anne,babası az önce haber almışlar. Nöbetçi doktor gönderdi görmek istiyorlar.”
“ Tabii. Başınız sağolsun. Buyurun . İsim ne?”
“ Sertap . “
Ali mogun çekmecesini çeker , beyaz örtüyü kaldırır Anne’ye gösterir:
“ Ayyy! Bahtsız yavrum ! Ben ölseydim senin yerine !”
Kapanır üzerine.Baba de öyle. Ali genç kızın cesedine göz atar çaktırmadan inceler. Kız gerçekten olağanüstü bir güzellikteydi .Yani Recep’in dediği kadar vardı. Anne farkında olmadan kızın çıplak vücudunu Ali’ye sergilemiş bulunuyordu. Dipdiri göğüsleri ve biçimli vucuduna gözleri takıldı nkaldı Ali’nin
Bir müddet anne kızını öprü,öptü kokladı.Baba da ellerini aynı şekilde öpüp kokladı.
Ali Anne’nin onuzuna dokundu :
“ Yeter artık. Onu daha fazla üzmeyiniz. Allah cennetini mekan eylesin.”
“Sağol evladrm. Bu gece ona iyi bak üşümesin.Sana emanet. Konuş onunla korkmasın . Alışkın değil o yalnızlığa .Hayat dolu biriydi o ! Ölüm kenarından geçemezdi .O kadar neşeli o kadar cana yakındı ki…Ah! Anlatamam.”
“ Doğrudur.”dedi Ali. Hadi artık evinize gidip dinlenin biraz . Yorulmuşsunuzdur. Yarın evladınıza son görevi yapacaksınız. Unutmayın.
“ Hadi hanım . Beyefendinin hakkı var. Elden bir şey gelmez artık. Sabaha dek ağlasak nafile. Bundan sonra artık yaşamak da haram artık bize.
Ağır ve usulca morgu terkettiler.
Ali tam cesedi morga yerleştirecekken vazgeçti. Anne ve babanın gittiğinden emin oluncaya dek bekledi bir müddet. Gittti elektrik ocağını yaktı,çayı üstüne koydu. Cesedin yanına geldi örtüyü açtı. Çok heyecanlıydı. Sanki ilk kez bir cesetle karşılaşıyordu. Hayır! Bu ondan öte bir duyguydu. Kızın üzerindeki örtüyü tamamen kaldırınca olağanüstü bir güzellikle kaışı karşıyaydı. Hayran hayran bakakaldı. Göğüsleri oldukça diriydi.Vücut henüz canlılığını yitirmemişti. Elini dokundurdu .Halen sıcaklığı yeni yeni geçmekteydi. Bembeyaz bir teni vardı. Oldukça da biçimli ve taze vücudu.Bu vücuda sahip olmak isteyen onlarca insan dolaşmaktardı şu an.Belki de yüzlercesi…
Ali korkarak elini vücudunda gezdirdi. “İşte” dedi kendi kendine.”elinin altındaydı. Bu ceset henüz tazeyken neden sahip olunmasın ki. Üstelik nişanlısı bile dokunamışken bile…
“Yarın çok geç olabilr bu fırsat kaçabilirdi” diye düşündü. Recep pek de haksız sayılmazdı hani? Yarın bu taze beden toprağın altına girecek ve bu fırsat bir daha ele geçemeyecekti. Bir daha böylesine genç ve güzel bir kız kaçırılır mıydı ?”
Ali birden elini çekti kızın cesedinden. Okşadıkça duygularının kabardığından tiksindi bir an. Az önce anne ve baba kızlarını ona emanet etmemişler miydi ?Kendine yakıştıramadı bu düşünceleri. Kızın üstünü örterek morga itti tekrar.
Çayını demledi. Radyo’nun kanallarıyla oynadı tekrar. Bu yarım saate yakın sürdü. Sonra ayağa kalktı dolandı. Gecenin sessizliği üzerine çökmüştü. Saate baktı epey ilerlemişti. Gecenin üçü. Aklına geçen gün kazan dairesinin arkasına sakladığı şarap şişesi geldi. Gitti onu buldu getirdi,başladı içmeye.
Şarabın etkisiyle biraz şarkı mırıldandı. Sonra bekarlığın vermiş olduğu duygu ağır basarak Recep’in ona verdiği erotik dergi aklına geldi.Sakladığı çekmeceden çıkartıp sayfaları tek tek inceledi.
Saat gecenin dördüydü. Dergiden sıkılıp aldığı yere koydu tekrar. Aklına türlü türlü hinlikler geliyordu şimdi içtiği şarabın etkisiyle. Çoktandır geneleve gittiğ de yoktu parasızlıktan. Şehevi duyguları epey artmaktaydı. Bir kerecikten bir şey olmazdı. Nasıl olsa cansız bir bedendi.Karşı koyamazdı.Hem Ali’nin günah gibi saplantısı da yoktu bu saatten sonra.Kararını verdi. Suyu ısıttı tekrar.Vücudunu büyük bir heyecan sarmıştı şimdiden.Su ısınıca fişi çekti,cesedi morgtan çıkardı. Biraz soğumuştu. Örtüyü açtı. Halen canlı gibi Ali’ye bakmaktaydı. Ali çaydanlıktaki suyu cesedin üzerinde gezdirdi.
Az sonra ceset sımsıcak olmuştu. Ali dudağını kızın dudağına götürdü usulca.
Ali işini bitirip hızla cesedin üzerinden kalktı. Kendini toparladı hemen. Kızın üzerini tekrar örttü hızla ve yerine sürdü çekmeceyi.
Az sonra lavaboda yüzünü yıkamış azıcık kendine gelmişti.
Aman yarabbim ne yapmıştı ! Nasıl yapabilmişti Böyle çirkin şeyi?
Ömür boyu, yaptığı bu çirkin olayın utancını hep yaşayacaktı.Bir sigara yaktı
Ve derin derin düşünmeye başladı. Evlenseydi iyi olacaktı. Yoksa bir daha, bir daha. Bunun önlemini alamıyacağını düşünüp durdu sigarasının dumanını içine çekerken. Gecenin beşini geçmişti birazdan sabah olacaktı. Azıcık kestireyim diye düşündü masanın arkasına geçti ayaklarını masaya attı.Genelde böyle uyurdu. Nöbetçi amir dolaşırken tetikte olmak gerekirdi.
Tam gözlerini kapatmış derince bir uykuya geçecekken bir kadın ağlaması duyuldu yanıbaşında. Birden sıçradı. Emin olamadı. Yanılıyor olabilirdi. Kulak verdi kodidora.” Acaba kızın annesi miydi? Evine gitmemişti demek ki?” diye düşünmüşrü ki bu kez ağlama sesinin morgtan geldiğini duydu kulak kabartarak. Ayağa kalktı. Ne yapacağını bilemedi bir an.Ağlama sesi gittikçe koridoru dolduruyordu.Kapıya doğru fırladı. Ne oluyordu? Hayatta ilk kez böyle bir olayla kaışılaşıyordu. Kime söylese inanmaz” diye düşündü. Tüm cesaretini toplayıp morga doğru ilerledi. Sesin hangi cesetten geldiğinden emin olmak istedi ilerledi.
Ali, şu an hıçkırıklarla ağlayan sesin olduğu yerdeydi tam. Yani az önce işi pişirdiği kızın olduğu çekmeceden. Evet,resmen ağlıyordu bu kız.”diye düşündü Acaba ölmedi mi bu kız?”diye düşündü .” Gİdip durumu nöbetçi doktora mı söyleseydi? “Peki ya kız kalp krızi geçirip şimdi ayıldıysa? Ona yaptıklarım ıanlayıp doktora,ya da başkasına anlatırsa?”diye düşündü.Neler saçmalıyordu. Tüm cesaretini topladı.
Bu tür düşünceleri kafasından sildi bir an.Ağlama sesine artık dayanamıyordu. Çekmeceyi çekmek için kapağı açtı,kafasını karanlığa doğru uzattı. Ani bir el onu içeri çekti ve kapağı kapattı.
Ertesi sabah morgun önü kalabalıktı. Bütün herkes trafik kazasında ölen Sertab’ın cesedinin yanıbaşında ölü bulunan morg görevlisi Ali’yi konuşmaktaydı. Bu meçhul ölümü yani.
Metin İmer/İzmir 23 Haziran 2008
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.